Keyifli okumalar güzellerim
25.05.24'
Bölüm şarkısı: Mehmet Özbay- Kumdan Kaleler
________________________________
Kırık bir çocuk olarak büyümek zordu, seni sevsin diye gözünün içine baktığın ailenin seni parmak ucları ile itmesi zordu.
Hayır, elinin tersiyle değil; parmak uçları çünkü ben ellerinin tersi için yeteri kadar değerli değildim.
Abilerim vardı; Aren, Azer, Agâh, Arda ve Aley...
Ne de güzellerdi, bir de ben vardım; Enkaz.
Onlara yakışmazdım ben.
Ben kendime yakışamıyorken abilerine yakışma hayali kurmaya çalışan aciz bir böcektim.
"Arin'im, güzel kızım. Hadi artık uyu" dedi Arın bey.
Babam. Ona ne de çok alışmıştım böyle...
"Uykum yok Arın bey, hastanede yeterince uyudum" dedim. Sesim çatallı çıkıyordu. Agâh'ın beni sertçe itmesinin sonucu olarak beyaz tenli bileğim kızarıklık içindeydi.
Eve adım attığımız gibi Aren abim ellerini yıkamış ve üzerini değiştirmişti.Dile getirmese bile bir böcekmişim gibi davranmıştı.
"Kemal amcan aradı, Aren" dedi babam. Elini saçlarıma atmış kısa kızıl saçlarımı seviyordu.
Mayışacak kadar huzurlu hissedemiyor olduğumu fark etmek biraz can sıkıcıydı.
"Elfida İzmir'e yerleşmek istemiş. Yarın gidiyorlar" demişti. Bedenim kasıldı.
Agâh yanındaki kırlenti bana fırlattığında Arın bey sinirle bakıyordu.
"Senin yüzünden baba, her şey senin yüzünden. Mutlu mu olacaksın kardeşim gittiğinde! " demişti bağırarak.Suratıma gelen kırlenti kucağımdan çekmek için bir hamle yapmamıştım. Zaten hâlâ ayaklarım uyuşuyordu.
"Keşke geberseydin! Ne sikim var da yetiştiniz ki? " dedi bağırarak. Tükmüğüm boğazıma kaçtı fakat sesli öksüremedim.
Arın bey Agâh'a sert bir tokat attığında gözlerimi kapattım. Elim istemsizce yanağıma gittiğinde "gözüm seni görmesin Agâh, defol! " dedi babam sinirle.
Agâh'ın benimle aynı olan gözleri gözlerime tutundu. Nefret hatta tiksinme gördüğüm gözleri bende ne gördü bilinmez fakat afalladı, ardından salondan çıktığında ben de ayağa kalktım.Sendelediğimde Azer ile göz göze geldim. Tebessüm ettiğimde dümdüz baktı.
Agâh'ın bana fırlattığı kırlent ile birlikte salondan çıkıp odama yürüdüm.
Kapım açıktı ve içerden ağlama sesi geliyordu.Agâh odamda ağlıyordu.
İçeriye girdim, kırlenti masaya bırakıp kapıyı kapattığımda sesizce agâh'ın yanına oturdum.
Çocuk gibi gözlerini sildi, bana baktığında konuşmak istemediğimi fark ettim.Ölmemi istiyordu.
Tıpkı Nur Kara gibi.
O hep, 'başarılı olamazsan geber' derdi. Abim annem gibiydi.
Ona benziyordu...Kollarını önünde birleştirdiğinde çocuk gibi duruyordu.
Sessizce yastığıma koydu başını, ben de diğer yastığa koydum başımı.Bir yıl, bir yıl sonra gidiyordum.
Burda yerim yoktu artık.
Burda kimsem yoktu.
Burda bir aile vardı ve o aile şimdiden Enkaz altındaydı.
Gözleri tekrar benimle buluştuğunda babasının vurduğu yerdeydi eli. Benim elim ise onun sıktığı bileğimde.
İç çektim, gözlerimi sıkıca kapattığımda gözlerimden yaşlar düştü.
![](https://img.wattpad.com/cover/312450561-288-k202017.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hissiz Kalpler
Teen FictionKadere boyun eğmek lazım derlerdi, bende buna uyardım. 17 yaşındaydım. Hayatın başı derlerdi 17 için. Peki, sonum olsun istememi kim nasıl açıklardı? Aslında cevap basit, şımarık derlerdi. Zenginlik içinde var olan şımarık. Aslında olay hiç öyle...