Bebeğimler keyifli okumalar dilerim💚
Düzenlenen tarih: 26.06.24
Yorum bekliyorum..
Bölüm şarkısı:MFÖ- ele güne karşı
___________________________
Önümdeki test kitabını sinirle kapattım. Yorulmuştum! Dinlenmek istiyordum, herkes kadar normal olmak istiyordum... Mesela sabahın 5'inde kalkıp duş alarak bir bardak kahve eşliğinde matematik çözmek yerine saat 9'da uyanıp mutlu bir kahvaltı ederek dışarıya çıkmak istiyordum... Ama geleceğim önemliydi, şimdi çalışmak zorundaydım...
Saat çoktan 8.30 olmuştu bile, ve yarım saat sonra kahvaltı vardı... Bu gün hafta sonuydu çünkü. Abimler evdeydi, yüzlerini görmek istediğimi zannetmiyordum. Beni sevsin istiyordum, Aren abim beni de çok sevse olmaz mıydı?
Kötü biri değildim ama sevmiyordu işte.Agah abim annem gibiydi, can yakıyordu.
Çalışma masasında kalkacakken tıklanan kapı ile gözlerim oraya döndü. Sesiz bir şekilde kapı açılmıştı. Arın babam gelmişti. Önce yatağımda ardından odamda gezdirmişti gözlerini. Sonunda masanın başındaki ben ile gözleri buluşunca "günaydın Arin'im. Kahvaltı hazır, gel hadi inelim" dedi tatlı bir tonda. Kocaman gülümseyerek "siz inin ben üzerimi değiştirmek istiyorum, değiştireyim geleceğim" yalan, gelmek istemiyoruz!
Gülümseyerek başını salladı ve odamdan çıktı...
Benim dün getirdiğim bir kaç parça kıyafetin yanında odamdaki kocaman dolap doluydu ve her tarzdan vardı. Oradan giyinmek istedim. Dolabın karşısına geçip kendime uygun kıyafetleri seçerek banyoya yürüdüm. Saçlarım çok uzun değildi ve bir 10 dakika bekleseler sorun olmayacaktı herhalde? Duş başlığını ayarlayıp üzerimdekileri çıkararak suyun altına girdim.
Buz gibi su gereğinden iyi hissettirirken hızla çıktım suyun altından. Vücudumu kurutup üzerime BULLS' baskılı şortlu ve sıfır kol tişörtü geçirip saçlarımın suyunu havlu ile almıştım. Ayağıma dolaptan bulduğum Crocs, siyah terliği geçirip yemek odasına koştum. Herkes masadaydı ve kimse başlamamıştı. "Beklettiğim için üzgünüm, afiyet olsun" diyerek Arın babamın yanına oturdum. Aren suratını buruşturunca Azer ve Agâh aynı anda masadan kalkmıştı. Derin bir nefes alıp " Neden böylesiniz? Tanışabiliriz, belki kardeş olamayız ama arkadaş olabiliriz. Neden denemiyorsunuz?" dedim tabağıma peynir alırken. Aley dudaklarını birbirine bastırınca gülmemek için zor durduğunu anlamıştım. "Ne saçmalıyorsun sen?" dedi Azer abim "Saçmalama? Aslında saçmalıyor olduğumu düşünmüyorum. Sadece iyi anlaşmaya çalışıyorum. Olaylar benim için de karışık, kimsenin arasını açmaya ya da hayatını mahvetmeye gelmedim. Aile olmaya çalışmak zor anlıyorum sizi ama siz zaten ailesiniz, ben neden fazla geleyim ki size? " deyip konuşurken tabağıma koyduğum domatesten bir tane attım ağzıma.
Azer ve Agâh kudururken Aren önündeki çaydan bir yudum aldı. Ağzıma siyah zeytinden bir tane atarken Aley ile göz göze geldik. Göz kırpınca gülümsedim. Tatlı çocuktu vesselam. Ardından abilerime tek tek baktım "Agah bey gece odama geldi" dedim. Agâh sinirle yutkundu, "kes sesini" dediğinde kararsız bir şekilde baktım "burdan gitmem için fiyatımın ne kadar olduğunu sordu" dedim. Canım acımıştı ama babama söylemeden susmaya niyetim yoktu.
Babam Bey oğullarına soğuk bir şekilde bakarak "sizin beyninin ve kulaklarınız arasında bağlantı yok herhalde? Ben size dün ne dedim? Elfida ne kadar kardeşiniz ise Arin o kadar kardeşiniz. O sizin canınız!" demişti. Aslında resmen kükremişti.. Agâh dişlerini sıkarak" Elfida benim kardeşim -" çayından bir yudum alıp "Elfida senin kardeşin olabilir ama ben de öz kardeşinim, bana biraz saygı duymayı öğren. Biz bir arada yaşamak zorunda olan insanlarız. Sizden haberim yoktu, olsa bir dakika durmadan yanınıza gelirdim" diyerek masadan kalktım. "Afiyet olsun Arın Bey, ben doydum. Odamda olacağım" diyerek abimleri arkamda bırakarak odama çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hissiz Kalpler
Novela JuvenilKadere boyun eğmek lazım derlerdi, bende buna uyardım. 17 yaşındaydım. Hayatın başı derlerdi 17 için. Peki, sonum olsun istememi kim nasıl açıklardı? Aslında cevap basit, şımarık derlerdi. Zenginlik içinde var olan şımarık. Aslında olay hiç öyle...