- Bölüm 15-

1.1K 94 18
                                    

Dünkü eğitimden sonra, yeniden farklı bir yere gelmiştik. Burada da boş arazide dövüşmelerini öğretmiştik. İlk başta biraz sıskaca davransalar da sonrasında sanki enerji patlaması yaşamışlar gibi daha da sertleşmişlerdi.

"Ya, o kadar sert vuracağımı tahmin etmedim. Af edersin." Roséanne ile gülerek konuşan arkadaşına baktım. Roséanne'in burnuna rotasız bir atış yapmıştı farkında olmadan, üstelik sert vurmuştu ve kanatmıştı. Bir şey yapamayacağımı bildiğimden onların dövüşünü durdurup diğerlerini almıştım alana. 

Çok acımış mıdır acaba?

"Yarın çarşı izninde Taehyung görmesin. Temizle iyice." Duyduğum cümle ile araca ilerleyen adımlarım yavaşladığında sert bir şekilde onlara baktım. Bakışlarım Roséanne ile buluşunca sanki açıklama yapmak ister gibi bakmıştı suratıma. Tabii yanındaki geveze arkadaşı olmayacak şeye izin vermemişti.

Kaşlarım çatık bir şekilde araca bindim. O da dün yaptığı gibi hemen arkamda yerini almıştı. Aramızda sadece kalın bir cam mesafesi vardı. Somurtarak arabanın motorunu çalıştırdığımda askerler acelemi fark etmiş olacak ki hızlıca binmişti. Han komutandan önce yola çıktım ve dosdoğru önüme baktım. 

Küsmüştüm.

Yanımda oturan er  bana tereddütlü bir şekilde bakıyordu. Arkamdaki camdan bir tıkırdama duyduğumda dış taraftaki aynadan arkama baktım. Roséanne bana bakıyordu. Başımı öne çevirip bir kaç saniye sonra tekrar ona baktığımda kafasını hafif yana eğmiş tıpkı bir koyun yavrusunu andıran ifade ile bana bakıyordu.

Derin bir nefes aldığımda önüne dönmüştü. Bende önüme döndüğümde sonunda gelmiştik. Araçtan indiğimde, o da araçtan iniyordu.

Diğerleri koğuşa giderken yanıma gelmek için yeltenmişti ki geveze arkadaşı onu kolunda yakalayıp lafa tutmuştu. Göz devirip odama doğru gittim. İçimdeki hafif sinirden dolayı adımlarım sertti ve bazı askerler dönüp bana bakıyordu. 

Odama girdiğimde bomboş odaya baktım öylece. Yapacak bir şey yoktu burada. Biraz duş alsam iyi olacak. En azından kendimi biraz temiz hissetmeye ihtiyacım var.

Komutanların kaldığı binaya gitmek için odadan çıktım. Kapının önündeki askere küçük bir bilgi verdikten sonra tek katlı binadan ayrıldım. Bir askere araç getirmesini söyleyip bir kaç dakika bekledim.

İstemsizce sinirlenmiştim ona ne yapabilirim. Yarın o çocukla konuşacağı kesin. 

Araç geldiğinde binip binaya doğru sürdüm aracı. Bir kaç bina vardı ve her biri de 8 katlıydı. Benim olan yere doğru gittim, her katta 4 tane oda vardı. 

Odama girdiğimde banyoya girdim. Suyu ayarladıktan sonra soyunup kabinin içine girdim. Su saçlarımı ıslatmaya başlarken aklıma dolan düşüncelerle bir süre suyun altında öylece durdum.

Askeriyeye ilk geldiğinden beri gözüm sürekli onun üstündeydi. Gözlerim bile kalbimden yanaydı ve bakması gereken yeri iyi biliyordu. En başından beri...

Sürekli onda bir şey olduğunu belli eden bir ritim vardı kalbimde. Ancak bunun farkına ancak ondan kaldığım uzun sürede fark etmiştim. Onu özlediğimi, gözlerimin bakmak istediği yeri, görmek istediği kişiyi, kalbimin atması gereken kişiyi fark etmiştim. Nedenini de fark etmiştim. 

Ama olamaz diye düşünerek ondan uzak kalmayı seçtim. Tabii bunu sadece bir gün başarabildim ya da başaramadım. Hislerimi anlatacağım, itiraf edeceğim biri olamayınca -ki kendime de itiraf edemiyordum- şiir yazdım ona. Yüzüne karşı söyleyemesem de, kim olduğumu bilmese de hislerimi bilsin istemiştim. Kendime bile doğru düzgün itiraf edemediğim hislerimi..

Komutan |Rosékook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin