yeni dönem ve eski birinin yeni dönüşü

1.2K 107 108
                                    

bölüm şarkıları// lana del rey-art deco, taylor swift-getaway car, zayn-calamity

bölüm şarkıları// lana del rey-art deco, taylor swift-getaway car, zayn-calamity

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Harry Potter, diğer omegalara benzemezdi. Bunu herkes bilirdi. Uyması gereken kalıplara uymamakla kalmaz onları yıkardı genelde. Omegaların sesinin çıkmaması gerekirdi. Eşlerini bulup, evlerinde kalmalılardı. Düzen buydu. Eh, Harry düzeni tek başına yok edebilecek güce sahipti.

Lise son sınıfa yeni geçmişti, üniversiteyi bırakın yarın bile ne yapmak istediğini bilmiyordu. Ondan beklenen gibi giyinmezdi. Topluma göre omegalar şirin, uyumlu ve ilgiye muhtaç görünmeliydi fakat çok göze batmamalıydı. Atılgan olmalı fakat fikirlerini kendilerine saklamalıydılar. Eh, bu ikileme uydurmaya çalıştırdıkları her omega, kurturmalıydı.

Harry, kuzgun karası dağınık saçlarıyla ve zümrüt yeşili gözleriyle çok güzeldi. Nyx birazcık bakımlı olursa müthiş olacağını söylerdi. Sorun işte buydu. Harry, kendisi için bakımlı olduğunda etrafındaki tüm alfalar eşini aramaya başladığını düşünecekti. Halbuki Harry onlarla göz göze gelecek kadar bile önemsemiyordu.

Lise son sınıfın ilk günü Harry okul için hazırlanırken çantasını yarım yamalak hazırlamakla meşguldü. Babası ona çabucak gelmesi için bağırırken aynada kendine bakmak için birkaç saniye buldu. Saçları her zamankinden dağınıktı, yuvarlak çerçeveli gözlüğü burnunun üzerine düşmüştü. Yeşil, ona oldukça bol gelen sweatini son kez düzeltip ne zaman dağıldığını bile anlamadığı odasını terk etti.

James Potter ve Harry Potter birbirlerine çok benzerlerdi. Saçları aynı düzeltilemezlikteydi. Duruşları, konuşmaları birbirlerine benzerdi. Feromonları dahi benzerdi. Ve vücut tipleri. Harry, omega olmasına rağmen çoğu alfayla aynı vücut tipine sahipti. Evet, belki onlardan daha kısaydı ama onlardan daha güçlü olabileceğini seve seve kanıtlardı.

Anne ve babasının onu bırakabileceğini söylemelerini defalarca reddettikten sonra Ron Weasley'nin arabasına bindi. Bu araba lisenin ikinci yıllarından beri onlarlaydı. Sirius Black yıllarca garajında duran ve ölmek üzere olan eski arabasını Harry'ye verecekken Harry bunun Ron'a sormuştu. Birkaç ay boyunca arabayı tamir etmeye çalıştıktan sonra kullanabilmeye başlamıştı. İşte bu, eskimiş vişne çürüğü rengiyle yollarda toz yutturmaktan çok toz yutan Harriet'ın hikayesiydi. Ron arabaya Harry'i çağrıştıran bir isim vermek konusunda çok tutturduktan sonra bununla çıka gelmişti.

Ron Weasley ile dört yaşındayken en iyi arkadaş olmuşlardı. O tanıdığı en eğlenceli, en çılgın ruhlu insanlardan biriydi ve itiraf etmeliydi ki Ron hayatında olmasaydı ne halde olacağını düşünmek bile istemiyordu. Bu sebeple diğer en yakın arkadaşı olan Hermione Granger'ın evinin önünde beklerken okul başlayacak olmasına rağmen mutluydu. Kıvırcık saçlı kız evinden koşarcasına çıktığında Ron Weasley deli gibi kornaya basmaya başladı.

'Sen! Dün gece neredeydin? Acil açıklama istiyorum Hermione Jean Granger!'

Hermione susması için yalvarırken Harry, arkadaşları olmadan hayatının çok boş olacağına emindi.

Anlaşılan şuydu ki, Hermione dün gece Ron'la satranç oynamak yerine Pansy Parkinson ile birlikte kahve içmeye gitmeyi tercih etmişti. Ron arka koltukta oturan Hermione'ye dil çıkarmış ve ilk kızgınlığına girdikten sonra muhtemelen Pansy ile ruh eşi çıkacağını söylemişti. Hermione kızarmış, Pansy ile aralarında o tür bir ilişki olmadığını söylemişti.

Harry ise Hermione'nin kapatıcıyla kapatmaya çalıştığı mora dönen kırmızılıkların tam da o tür bir ilişkinin başlangıcı olduğunu söylememek için zor tuttu kendini.

'Bu arada, test sonuçlarını biliyor musunuz?' diye sordu Harry.

Ron oflayarak direksiyonda ritim tutmaya başladı

'Farkında mısın bilmiyorum ama okul müdürü senin vaftiz baban. Hani unutamayacağın kadar muhteşem olan Sirius En Yakışıklı Black filan.'

Harry sırıttı. En yakışıklı konusunda Regulus'un aynı fikirde olacağını sanmıyordu. Hermione ön koltuğa doğru kendini atıp Malfoy Ailesi'nin tek ve biricik çocukları olan Draco'nun geri döndüğünü söyledi.

Malfoylar yıllardır sürüye liderlik yapıyorlardı. Draco ise yaklaşık 5 yıl önce kasabayı terk edip yatılı okula gitmişti. Harry o zamanları yarım yamalak hatırlıyordu. İlk öpücüğünü verdiği kişiydi Draco Malfoy. Bu da yanlışlıkla olmuştu zaten. Harry umurunda olmadığını belli edercesine esnedi. Okulun bahçesine sonunda vardıklarında arabadan çıktı. Bahçedeki Regulus Black ona el sallayıp gülümsedi. O da karşılığında el salladı.

Öğretmenlerini seviyordu. Yani çoğunu. Anlaşabildiklerini. Harry, herkesle anlaşabilirdi. Eğer isterse.

Arkadaşlarıyla hızlıca okulun üst katına doğru çıkıp duyuru panosunun önündeki sıraya girdiler. Telefonlarına tam o sırada okuldan duyuru mesajlarının bildirimi yankılandı tüm koridorda. Hermione, test sonucunda Ravenclaw çıkmıştı. Ron ise Hufflepuff. Harry test sonucuna bakmadan bile Gryffindor olduğunu söyleyebilirdi ki. Hermione, Ron'u kolundan kavrayıp Harry'ye el sallarken Ron imdat dermiş gibi dudaklarını oynatıyordu. Harry ona sırıttıktan sonra el sallayıp arkasını döndü. Onun sınıfı okulun diğer ucundaydı.

Ravenclawların dersleri çoğunlukla Hufflepufflarla ortak olurdu. Gryffindorlarla ise Slytherinler. İleri seviye fizik dersine ilerlemesi gerekiyordu. Ki bu, Severus Snape'in dersiydi. Yani geç kalırsa derse alınmaması çok yüksek olasılıktı.

En azından birkaç dakikayla kurtarmıştı. Sıralar dolmuştu bile. Normalde Nyx'in yanına otururdu fakat yanı Theo tarafından doldurulmuştu bile. Tüm alfalar ona dik dik bakarken hepsine iğrenmiş bakışlar atmayı ihmal etmedi. Orta sıranın en son sırasında enerjisiyle onu rahatsız etmeyen birinin yanına oturmak için ilerledi. Gözleri ona değmeyen bu kişinin Draco Malfoy olduğu aşikardı. Bu son 5 yıl içerisinde saçları daha da beyazlamıştı. Çok açık bir sarı halini almıştı sanki. Sürekli elleriyel oynuyordu Draco. Sonunda yanına oturduğunda Harry konuşmaya bile gerek duymadan kafasını sıraya koyup uyudu. Uyandığında ise Draco kalkmak üzereydi. Harry, Draco'dan herhangi bir feromon alamayınca bile sorgulamadı. Halbuki kendisinin bastırıcıyla bilr feromonları belli olurdu.

Okulun oldukça yorucu ilk gününün son iki dersi ortak beden dersiydi. Harry soyunma odasındayken Ron dışarıda acele etmesini söylediğinde yeşil sweatini hızlıca çantasına tıkıp gri tshirtünü giydi. Kapıdan giren Draco'ya çarptıktan sonra özür dilemek bile aklına gelmezken Draco'nun aklını başka düşünceler meşgul ediyordu.

Omega olduğunu bildiği Harry'nin kendi feromonları neden alfa feromonları gibi kokuyordu?



!!!!!!merhaba!!!!! ilk bölüm nasıl olmuş lütfen söyleyin çünkü ilk kez drarry au yazmayı deniyorum ve ikinci kez omegaverse yazıyorum bu yüzden garip bir tik. çoğu ölen kişi yaşıyor. remus ve sirius ruh eşi. regulus hayatta!!!! ve sirius ile iyi anlaşıyorlar filan. lütfen yorum yapın çünkü yorumsuz kalınca kendimi asırı kötü hissediyorum.

umarım gününüz güzel geçiyordur<33

late night talking|drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin