late night talking|drarry

harry potter ve felaketler

--
yıllar öncesinde, güzelliği şarkılara ilham olan bir kadın aşık oldu. ailesinin zindanından kurtulup kendini farkına varmadan prangalara vurdu. yılların bozamadığı güzellikteki kadın bir efsane duydu. bir oğlu olacaktı, dünyaya hakim olabilecek kadar güçlü olacaktı. kadının aşık olduğu kişi bundan çok hoşlandı.

kadın ise hiç hoşlanmadı. zamanla oğlunu koruma mekanizması geliştirdi. onu herkesten uzakta tutarsa korurdu. oğlunu içten içe öldürdüğünün farkına bile varmadı.

aşk, oynamayı tercih ettiğiniz bir oyun olamazdı. bir savaş alanıydı, sizi yıkıp geçecek düşman kuvvetleriydi ve aşk, kendi savaş alanındaki herkesi mağlup etmekten zevk alırdı. harry potter hayatında birçok şeye karşı çıkmıştı, buna da çıkardı.
--

felaketlerin nasıl onu bulduğu konusunda hiçbir fikri olmayan harry potter, şu an ne yapacağını kestiremiyordu.

draco ile düşünmeden hareket etmişti ve pişman değildi, bir daha olsa, tekrar yapardı.

tek pişmanlığı daha ileriye gidememiş olmaktı belki de.

ama kapının zorlanmasıyla hırsla ondan ayrılan draco oldukça korkutucuydu. kapının ardındaki kişiye üzülmüştü bile.

deltanın sırtı gerilmiş, adımları yeri inletircesine sertti. gözleri kısılmıştı, kapıyı kırarcasına açtı. hareketleri keskindi. 

harry hızlıca kenarda duran tshirtü, draco'ya ait olan tshirtü, üzerine giyip draco'nun arkasından ilerledi. 

kapıyı zorlayan kişi herhangi biri olabilirdi, cidden. fakat vaftiz babasının oğlu, çocukluk arkadaşı olan nyx'i beklemiyordu harry.

'bir derdin mi var alfa?' draco bunu söylerken oldukça korkutucu duruyordu fakat harry'nin içindeki omega bu halini oldukça çekici bulmuştu. 

'evet derdim var draco. harry karnının ağrıdığını söylüyor, geri dönüyor ve peşinden döndüğümde onu senin odanda üstü başı dağılmış halde buluyorum. neredeyse tüm koridor sizin feromonlarınızla kokmuş ve sen derdin mi var diye soruyorsun. evet sanırım var.'

bir dakika durup düşünmeyen biri için bile oldukça aptalcaydı bu durum. gerçekten zorla draco'nun onu odasına filan soktuğunu mu düşünüyordu? draco'nun birinin üzerinde baskınlık kurması zor olmazdı ancak harry'nin üzerinde birinin baskınlık kurması da mümkün değildi.

harry tıslarcasına bir gülüş bıraktı ortaya. 

've sen de harry'yi kurtarmalıyım düşüncesiyle mi buraya geldin nyx? omega korunması gereken kırılgan biri falan diye düşünerek mi buraya geldin?' harry kendini huysuz hissediyordu. ve huysuz olduğunda önüne çıkan herkesin kalbini kırmaktan çekinmezdi.

çünkü böyle bir insandı. paramparça hissettiğinde insanları da parçalardı. bunun için kendinden nefret etse de engel olamazdı. zarar görmüşse, zarar verirdi. böyle de büyütülmemişti aslında. kendi kendini büyütürken aldığı darbelerden korunmak için bu savunma mekanizmasını geliştirmişti belki de.

'harry...'

'ne, harry? buraya gelmiş olman için mantıklı tek bir sebep arıyorum ve bulamıyorum nyx. cidden. bu yüzden ismimi söylemek yerine çok mantıklı olduğunu düşündüğün sebeplerini açıklarsan sevinirim.'

'sana aşık olduğumu gerçekten anlamıyor musun yoksa bilmezden mi geliyorsun omega?' işte. alfa feromonlarını serbest bırakmaya başlamıştı. bilmeden yapıp yapmadığı belirsizdi fakat harry, alt üst olmuştu.