harry potter ve tarot desteleri

362 35 17
                                    

Harry kızgınlığının sonuncu gününde uzun zamandır tarot kartlarını bulamadığını hatırladı ve birden bire odasını temizlemeye başladı. Posterlerini tekrar astı, kitaplığını tekrardan düzenledi, ders çalıştı, taylor swift'in yeni albümünü 600.kez dinledi ve tarot destesini buldu.

Kartları eline alır almaz fırlayan kule, kılıç onlusu ve ters mahkeme kartı belki de uyarıydı.

Fakat kim farkına varabilirdi ki?

Ertesi gün okul için hazırlanırken kendini yorgun hissediyordu. Üzerine tam oturan kot pantolonunu giydi. Siyah ince, transpran gömleğini giyerken kendini garip bir şekilde daha az yorgun hissediyordu.

Her zaman giymekten eskittiği ceketini hızla kollarından geçirip küpelerini takarken aklında dolaşan şarkılar onu yükseltiyordu.

Bugün Ron ve Hermione onun geleceğini bilmiyorlardı. Daha yeni kızgınlıktan çıkmıştı, dinlenmesi filan gerekiyordu ama o Harry Potter'dı. Daha fazla olaysız gündemi olursa sıkıntıdan patlayacaktı.

Fakat kahvaltıya inerken aklında ilk olarak Draco Malfoy'u görmek yoktu. Ama orada annesiyle sohbet ediyor, babasına tabakları taşımak için yardım ediyordu.

Bir anlığına çok huzur verici geldi.
Ardından ise asla sahip olamayacağını fark ettiren o uyumsuzluk hissi baskın geldi.

Harry, hiçbir zaman resme uygun olmamıştı ki.

Bilmediği şey ise Draco'nun onu, kendini en kötü hissettiği anlarda daha çok sevdiğiydi. Kendisini sevmediği her anın açığını kapatmak için seviyordu.

James Potter sabahın erken saatlerinde ilk uyanan olurdu. Evlerinin alt katına iner, kahve yapmaya başlar, kahvaltıyı hazırlardı. Sabah kapıda Draco'yu fırından çıkarken görmüştü ve hemen evine çağırmıştı.

Lucius Malfoy sıcak kruvasansız bir sabah geçirebilirdi.

James, Draco'yu bazı özellikleriyle kendine benzetiyordu. Oğlunu ne kadar dikkatli, korkarak izlediğinin farkındaydı. Harry ile bir şey denildiğinde ne kadar dikkatli dinlediğinin farkındaydı.

Kendisinin bir zamanlar korkarak yaptığı şeyleri yapıyordu.

Çekinerek.

James bunları düşünürken yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. Her şeyin daha farklı olabileceği bir alternatifte yaşamak zor olabilirdi. Fakat zaten yaşadıkları halleri başka bir evrendeki hallerinin gerçekleşmemiş dilekleri değil miydi?

James Potter, sakin bir şekilde aklındakilerden uzaklaşmaya çalıştı. Draco ve Harry, onlara hiç benzemiyordu, değil mi?

Draco ise sabah eve giderken bir anda bahçeden James Potter tarafından çağırılmaya şaşırmıştı. Kim olsa şaşırmazdı ki? Fakat bu an, kendisine eskiden çok tatmadığı bir duyguyu yaşatmıştı.

Bazı anlar sizi huzurlu, sıcak hissettirirdi. Draco bunu deneyimleyecek bir evde büyümemişti. Delta olmak kolay bir şey değildi. Sürekli rol yapan ailenin seni çocukken bambaşka bir ülkeye yollaması da pek yardımcı olmuyordu tabi.

Fakat Harry, Draco'yu her daim anlaşılmaz bir şekilde anlaşılır hissettiriyordu. Sanki taklit yapmak zorunda değilmiş gibi.

Bir insanın tüm yaptığı rolleri bırakması, ne kadar da zordu halbuki. Yıllar boyunca kılıflara uygun yaşadığınız dünyadan sıyrılmak.

Harry hiç bu kılıflara kendini sokmuşa benzemiyordu. Onu böyle nadir yapan şey buydu belki de.

Harry kahvaltıya indiğinde Draco onun yorgun olduğunun farkındaydı. Dracoyla biraz konuşarak kahvaltısını yaptı ve Harry'nin cidden sabah insanı olmadığı belli oluyordu.

Fakat evden çıktıklarında, Draco Harry'nin bir adım ötesindeydi ve donup kaldı. Potterların evinin bahçesindeki koku, tanıdıktı.

Eğer bir kurt olarak vampir kokusunu direkt farkına varmıyorsanız bu normaldi. Fakat Draco, New York'ta yaşarken çok fazla vampirlerle bir aradaydı. Ve bahçedeki koku tanıdık bir kokuydu.

Harry Potter açıkça Nathaniel Blackbeak tarafından tehdit ediliyordu.

Ya da alan belirleme politikasını uyguluyordu. Benim demenin bir yoluydu.

Her iki türlü de Draco, onları mahvederdi. Kendi hayatı önemli değildi. Fakat Harry? Harry'ye yaklaştıkları anda onların 300 yıllık hayatlarını sonlandırırdı.

Fakat işler her zaman Draco'nun istediği gibi gitmezdi.




-☆
hi!!!

Nasilsiniz!! Ficin basindan beri draco'nun new york'taki olaylariyla baglantili olaylarin olmasini planliyordum asil kaos bu degil, bir sonraki bolum artik dracoyla harry iliskisi yazalim!!! yani bu kadar yeter bence ikiniz de birbirinizi seviyorsunuz uzatmaya gerek yok cocuklar.

evet harry tarot bakiyor normalde. bu fici okuyan 4 kisinin yarisi harry'i relate ediyor mentalitemiz cokmus arkadaslar

Kule kartı tarotta kişinin dengesini ve konforunu bozacak olayları temsil eder, kaosu ve yıkımı müjdeler canim kule karti ya

Kılıç Onlusu, ihanet, düşmanlık, hayal kırıklığı, bas edememek gibi bir sürü durumla alakalıdır aslında. Yani kartlar çok farklı şekillerde yorumlanabilir fakat buradaki durumlari hep dunyanin sonuymus gibi😖💪🏻

Ters Mahkeme ise kendinin yargılanacağından korktuğu için kendini belli etmeyen, geçmişte olan gizli sırların açığa çıkmasını istemeyen birini belirtiyor burada. Kim acaba🤨

Kendinize dikkat edin!!

Gorusuruz!!

late night talking|drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin