2.1

672 40 31
                                    

~Matsuno Chifuyu~

Uyandığımda Keisuke'nin evindeydim. Karşı koltukta oturan Takemichi'ye seslenince ayağa kalktı hemen.

- İyi misin Chifuyu?

Keisuke aklıma gelince koltuktan fırladım.

- Keisuke nerde? O iyi mi?
- Duşa gitti. Bi otur daha yeni ayıldın.

Keisuke'nin duştan çıkmasını beklemek için banyonun önüne doğru yürümeye başladım. Banyonun kapısının açılma sesi gelince ağlayarak koştum benim yüzümden kötü şeyler yaşayan Keisuke'me. Söylemek istediğim kelimeleri ardı ardına sıralamaya başladım. Beni affedemezdi. Affetmemeliydi.

- B-ben özür dilerim. Hepsi benim yüzümden. O gün beni korumasaydın olmazdı bunlar. Bi özürle olacak iş değil biliyorum. Ölmem gerek. Senin o hale gelmene rağmen birşey yapamadığım için ölmem gerek. Gereksizin tekiyim. Orospu çocuğuyum. Hiçbir şey beceremiyorum. Seni bile koruyamad- 

Beni kendine çekip dudaklarımızı buluşturduğunda gözyaşlarını hissettim. Ağlamamalıydı. Burda ağlaması gereken bendim.

Dudaklarını benden ayırdığında gözlerinden süzülen yaşlara baktım ilk önce. Bu ağlamamın daha da şiddetlenmesine yetmişti.

Yüzümü avuçlarının içine alıp gözlerimin içine baktı.

- Fuyu... Senin suçun değil bunu anla. O gün isteyerek vurdum ben ona. Beni sen zorlamadın. Tamam mı? Ölüm kelimesinin tekrar dudaklarından dökülmesini istemiyorum. Anlaştık mı? 

Benim suçumdu ama kabullenemiyordu. Onu korumayı bile beceremezken beni nasıl affedebilirdi ki?

- Ben yapt-
- Şşşt. Ben ne dedim? Seni seviyorum tamam mı? Bunu unutma.

Tekrar sarılıp kulağıma fısıldadı.

- Ağlama artık Fuyu. Ağlamanı istemiyorum.  

Azıcık da olsa rahatlasam da hâlâ ağlamayı kesemiyordum.

Oturma odasına geçince biz konuşurken Mitsuya ve Draken'in de geldiğini gördüm. Kazutora'yı yakalamış olmalarını dileyip onlara döndüm.

- Yakalayamadık piçi ya! Tam yakalayacakken Mikey arabasıyla aldı piçi! 

Uzun bi tartışmanın sonunda gitmişlerdi hepsi. Onlar gidince Keisuke beni duşa sürükledi. İstemesem de en sonunda zorla gittim.

Onun başına bunları açmama rağmen şuan beni temizlemek için parmaklarını üzerimde gezdiriyordu. Başına bunları açtığım yetmemiş gibi onu daha da yoruyordum. Gerçekten çok aptal biriydim.

Çıktığımda beni havluyla sarmalayıp birkaç parça kıyafet alıp geldi ve beni elleriyle giydirdi.

Su içmek için ayağa kalktığımda şiddetli bi baş dönmesiyle geri yerime oturdum.  

Tansiyonumun düştüğünü düşünen Keisuke tarafından mutfağa sürüklendim.

Ağlaya ağlaya paylaştığımız rameni yerken midem bulanıyor, karnım ağrıyordu. Ağzıma tıktığı son ramenden sonra gözlerimdeki yaşları silmek için elini yüzüme yaklaştırdı. Gözlerinin içine baktım ve konuşmaya başladım.  

- Keisuke, beni affedebilecek misin? Yanlış anlama senden beni affetmeni beklemiyorum. Böyle birşeyden sonra imkansız zaten. Üzülmemem için affetmiş gibi davranma lütfen.   
- Önce de dediğim gibi bunda affedilecek birşey yok Fuyu. Seni seviyorum unutma bunu. Çünkü eğer bunu unutursan kendine zarar verebileceğinden korkuyorum. Öyle birşey yapmanı istemiyorum. 

Bana sarılırken tekrardan kulağıma fısıldadı. 

- Seni gülerken görmeyi özledim. 

Hâlâ benim gülmemi istiyordu. Çok tuhaftı. O kadar çok mu sevmişti beni?

BAJİFUYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin