❗UYARI❗❗SMUT İÇERİKLİDİR❗
~Matsuno Chifuyu~
Onu uzun bi süredir takip ediyordum. O gün sabah yine onun her gün geldiği parka geldim. Her zaman oturduğu salıncağa oturmayı düşündüm ama birazdan gelirdi. Her sabah saat 9 civarında gelir, beslemeyi hiç ihmal etmediği siyah bi kediyi kucağına alıp sağdaki yeşil salıncağa oturur kediyi severdi. Sonra kedinin karnını doyurup saat 10 gibi de giderdi. O gidince aynı salıncağa oturur, o kediyi kucağıma yatırıp severdim. Keisuke'nin dokunduğu birşeye dokunmak bile benim için mükemmeldi. Keisuke'ye dokunmaksa tam bir hayaldi.
Ortaokul 2'den beridir seviyordum onu. Her gittiği yerde takip ederdim. Şimdi lise 3 olmama bakılırsa bayağı uzun bir zamandır onu seviyorum. Benden bir yaş büyüktü ama sanki benden bayağı büyükmüş havası veriyordu. Belki de çok zayıf olduğum içindi. Uzun siyah saçları vardı. Kararlılıkla bakan kahve gözleri... Nerden bakılırsa bakılsın bu çocuğa aşık olmamak elde değildi.
Dediğimin doğru olduğunu kanıtlar gibi orta 4'te en yakın arkadaşım olan Kazutora ona aşık olduğunu ve ne yapması gerektiğini bana sordu. Tabiki birşey diyemedim. Sevdiğim çocuğun başka biriyle olması için ona yardım mı edecektim? Hiçbir şeye karışmasam bile bi süre sonra sevgili oldular ve daha yeni ayrıldılar. 2 hafta falan önce şiddetli bi kavga ettiklerini ve Kazutora'nın ayrılmak istediğini biliyorum. Keisuke de saygı duyup kabul etmiş. Büyük ihtimal Kazutora'nın ailesi bu ilişkiyi desteklemeyeceği için ayrıldıklarını düşünüyorum.
Kazutora beni birçok kez Keisuke ile tanıştırmak istese de istememiştim çünkü aralarını bozacağımdan korkuyordum. Aralarını benim bozmamam gerekti çünkü bozarsam Kazutora yakamı bırakmazdı.
Onları gizli gizli izlerken Keisuke'nin Kazutora'ya dokunduğunu, sarıldığını her gördüğümde kendimi tutamamaktan korkup kaçıyordum. Gidip bi köşeye ağlamaktan çok da kötü yıpranmıştım. Artık Keisuke'nin beni görmesini umuyordum. En yakın arkadaşımın eski sevgilisi bile olsa umurumda değildi.
Uzun bi bekleyişten sonra parka gelmediği için eve doğru yürümeye başladım. Ya ona birşey olmuşsa düşüncesi beni delirtiyordu. Kesinlikle gelmesi gerekti. Çünkü büyük ihtimalle ihmal etmeden hergün o kediyi beslemeyi kendine görev edinmişti.
Eve geldiğimde kötü düşünceleri zihnimden silip kendimi rahatlatmak amacıyla duşa girdim. Çıktığımda yatağa uzandım ve telefonumla uğraşmaya başladım. Kazutora gece beni içmeye davet ediyordu. Gayet de cazip bi teklifti. Geleceğimi söyledim.
Akşam gittiğimde barda fazla kişi yoktu. Kazutora'yı beklerken birşeyler içtim. 1 saat gibi bir süre sonra aradım çünkü bu zamana kadar gelmesi gerekti.
- Gelmeyi düşünmüyor musun be? Ne zamandan beridir seni bekliyorum.
- Çok acil bi işim çıktı özür dilerim, kapatmam gerek.
Gelemeyeceğini öğrensem de eve gitmedim. Bunun bi fırsat olduğunu düşünüp içmeye devam ettim. Sonuçta çok nadir bara geliyordum ve bu fırsatı tepemezdim. Tabi ikide bi gelip beni rahatsız edenler olmasa daha da mutlu olabilirdim. Yanıma bi adam geldi.
- Vücudun çok güzel. Acaba bu gece benimle gelebilir misin?
Evet, böyle birşeyi hayal etmiyordum. Daha güzel bi gece geçireceğimi umuyordum. Galiba eve dönmem en iyisiydi. Burda kalmayı ne sikime düşünmüştüm ki! Düşünmem bile hataydı.
- Hayır.
- Hadi ama. Sadece bu gece.
- Delirdiniz mi? İstemiyorum dedim.
- Of çok sıkıcısınız.
Ve adam elini boynuma uzattı. Tam öpmeye çalışırken suratına bi tane geçirdim.
