only love can hurt like this

1.2K 126 26
                                    

"Ne yani Beomgyu merdivenlerden yuvarlandı ve ayağını mı sakatladı?" Taehyun'un endişesi gözlerinden okunurken Hueningkai huzursuzca kıpırdanmış ve odanın bir köşesinde konuşulanları umursamadan telefonuyla ilgilenen Yeonjun'a kaçamak bir bakış atmıştı.

"Evet."
"Ve sırf sen şakalaşmak için çocuğu ittirdiğin için?"
"Evet..."
"Geri zekalı mısın lan sen?" Soobin de sohbete dahil olduğunda bu konuşmanın tıpkı bekledikleri gibi kolay ilerlemeyeceğini fark etmişti. Yeonjun'un da yardım ettiği söylenemezdi bu yüzden bu konuda tamamen yalnız sayılırdı.

"Öyle demeyin zaten üzgünüm." Gerçek bile olmayan bir olay yüzünden üzgünmüş gibi davranmaya çalışırken bakışlarını halıya indirmiş ve desenleri izlemeye başlamıştı. Açıkçası Yeonjun'la beraber buldukları yalan konusunda içi hala rahat sayılmazdı. Soobin ve Taehyun'un yanına gelmeden önce Beomgyu bu konudan bahsetmek istemedikçe onlar da asla bunu kimseye anlatmayacaklarına dair konuşma yapmışlar ve bu konuyu gizli tutup rastgele bir yalan uydurmuşlardı. Ancak yalan da olsa arkadaiına zarar vermiş gibi görünmek rahatsız hissetmesine sebep olmuştu. Yine de bu, kendi üstüne düşmeyen bir konuyu diğer çocuklara açmaktan iyiydi.

"Bir arayalım bari geçmiş olsun diyelim."
"Hayır! yani olmaz çünkü açmaz, açamaz."

Ani çıkışı yüzünden Soobin ve Taehyun şüpheyle birbirlerine baktığında Hueningkai de güven verici gözükmeye çalışarak ikilinin bakışlarını takip etmişti. Paniği yüzünden amatör seri katiller gibi davranıyordu ama buna engel de olamıyordu.

"Niye?"
"Merdivenden düşünce telefonu da kırıldı." 
"Çocuğun hayatının içinden geçmişsin sonuç olarak."
"E biraz öyle oldu."

Şanslıydı ki ikili bu konu üzerinde daha fazla durmamaya karar vermiş ve sınava çalışmak için derse yönelmişlerdi. Hueningkai rahat bir nefes alıp yeniden Yeonjun'a baktığında hiçbir şeyin değişmediğini fark etti. Yeonjun hala en köşede telefonuyla uğraşıyor ve bir şeyler yazıyordu.

**

yeonjun☀️: beomgyu konusabilir miyiz
(20.30)

yeonjun☀️: beomgyu gercekten konusmamız gerekiyo yanlıs anladın
(20.40)

yeonjun☀️: özür dilerim seni incitmek istemedim bunu asla istemem biliyosun
(21.00)

yeonjun☀️: lütfen konus benimle
(21.30)

yeonjun☀️: beomgyu sana acımadım yemin ederim ki lütfen inan bana
(21.55)

yeonjun☀️: sensiz yapamam biliyosun
(22.20)

yeonjun☀️: arka arkaya gelen bildirim sesinden nefret ettigini biliyorum bu yüzden aralıklarla yazıyorum

bana daha cok kızma diye
(22.40)

yeonjun☀️: tamam bak senin icin kolay olmadıgını biliyorum ama birazını sırtlanmak ve yükünü hafifletmek istedim bilmiyomus gibi davranmak kolay degildi ama bildigimi söyleseydim daha cok zorlanmaz mıydın
(23.00)

yeonjun☀️: benden uzaklasmandan korktum
(23.27)

yeonjun☀️: gerci sanırım pek bir sey degismedi :(
(23.45)

yeonjun☀️: yalnız kalıp kafanı dinlemeye ihtiyacın oldugunu biliyorum rahatsız ettigim icin üzgünüm ama lütfen benden nefret etme olur mu
kendinden de etme
(23.56)

yeonjun☀️: ne zaman konusmak istersen her zaman burada oldugumu bil
konusmak istemezsen de senin icin buradayım
iyi geceler
(00.00)

"Artık uyusan mı?" Odanın karanlık olmasından dolayı Hueningkai'nin geldiğini görememiş ve birden sesini duymasıyla korkup sıçramıştı. "Niye sessiz geliyorsun lan?"
"Sessiz gelmedim sen duymadın kardeşim."

Elindeki kolalardan birini Yeonjun'un eline tutuşturduktan sonra kendini Yeonjun'un hemen yanındaki koltuğa bırakmış ve kolasından bir yudum aldıktan sonra tavanı izlemeye başlamıştı. "Neden uyumadın?"

Evdeki herkes uyumuştu. Birkaç saat ders çalıştıktan sonra Taehyun saatin geç olduğunu ileri sürerek hepsine bu gece onun evinde kalmalarını tembihlemiş ve Soobin'i de alıp odasına çekilmişti. Hueningkai de onlardan hemen sonra misafirler için hazırlanmış odaya geçmiş ancak çok geçmeden geri dönmüştü. Yeonjun'un uyuduğunu sanmıştı ama pek beklediği gibi olmamıştı.

"Uyku tutmadı, sen niye uyumadın?" Yeonjun da onun gibi kolasından bir yudum aldıktan sonra konuşmuş ve kafasını geriye yaslayıp bakışlarını Hueningkai gibi tavana dikmişti.
"Uyumuştum ama uyandım birden ben de anlamadım. Geldiğimizden beri telefondasın, Beomgyu'ya mı yazıyorsun?"

Yeonjun onaylamak için birkaç mırıltı çıkardıktan sonra Hueningkai bu sefer de başka bir soruyla gelmişti. "Cevap veriyor mu bari?"
"Hayır."
"Ona biraz zaman tanı biliyorsun bu onun için kolay bir şey değil kim bilir ne kadar zamandır saklıyordu."
"Sen ne kadar zamandır biliyordun?"

Hueningkai derin bir nefes almış ve elindeki kolayı ortadaki masaya bıraktıktan sonra koltukta yayılıp uzanır pozisyona geçmişti. "Tam olarak emin olmamakla birlikte birkaç ay diyebiliriz."
"Neden bir şey söylemedin?"
"Çünkü beni ilgilediren bir konu değildi. Bu onun ve seninle ilgili bir konu o yüzden burnumu sokacak değildim. Yine sokmak istemedim ama sizi öyle görünce galiba o konuda konuşmuşsunuz diye düşündüm bir anlığına."

Hueningkai'nin görmeyeceğini bilse de anlar gibi başını sallamış ve ardından bir süre sessizlik olmuştu. İkisi de birkaç dakikalığına birbirlerinin nefes seslerini dinlemiş ve bir şey söylememişlerdi. Ta ki Hueningkai yeniden konuşmaya başlayana kadar.

"Sen ona karşı bir şeyler hissediyor musun peki?"

Bu belki de Yeonjun'un duymaktan en çok korktuğu soruydu. "Bilmiyorum."
"Zor olmalı." öyleydi.
"Beomgyu yıllardır arkadaşım olan biri ve ona olan sevgimi hiç farklı bir anlamda düşünmediğim için gerçekten ona karşı daha mı farklı hissediyorum anlayamıyorum."


"Belki başından beri öyle belki de değil, önemli olan bu günden itibaren hislerini anlamaya çalışmanda bence. Geçmişi boş ver gitsin."

Hueningkai pek çok konuda haylaz ve alaycı olsa da herkes bilirdi ki bu tür konularda en iyi konuşmaları hep o yapardı. Ondan akıl almak dıştan bakılınca çılgınlık gibi gözükebilirdi belki de ancak kesinlikle çılgınlık değildi.

"Kendini sırf Beomgyu'nun mutluluğu için kandırmadan, onu da kandırmadan en doğru şekilde hislerini takip etmen ikiniz için de en sağlıklısı olur. Kendini hiçbir şey için zorunda hissetme ve düşüncelerine önem ver böylece kendini ve hislerini daha kolay keşfedersin."

Hueningkai'nin sözleri sayesinde içinin biraz da olsa rahatladığını hissetmişti. "Teşekkür ederim."
"Teşekküre gerek yok biliyorsun. Her şeyi mahvettiğim için üzgünüm umarım düzeltebilirsiniz."
"Öyle düşünme, bir şeyi mahvettiğin yok."
"Yüzünü göremiyorum ama yalandan kızardığına yüzde yüz eminim."

Birkaç tıkırtının ardından Yeonjun Hueningkai'nin kolasını masaya bıraktığını fark etmiş ve dizine yerleşen elle karanlıkta Hueningkai'yi görmek için sese doğru dönmüştü.

"Her neyse bütün gece kendine eziyet çektirmek istermiş gibi oturup tavanı izleme de uyu. Her şey iyi olacak, iyi geceler."

Hueningkai elini çekip odanın kapısına yönelip ortadan kaybolduğunda, Yeonjun birkaç dakika daha orada öylece oturup tavanı izlemiş ve Hueningkai'nin sözünü dinlemeye karar verip odasına yönelmişti. Uyumak her şeyi çözmese de o anlık sıkıntılarını yok edebilirdi. Etmeliydi.

mon soleil • beomjun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin