"Tamam şimdi son kez seçeceksin. Bu mu yoksa az önceki pantolon mu?"
Yeonjun daraldığı için kendini koltuğa yüz üstü bırakırken, Beomgyu hala elindeki iki pantolonla ondan bir cevap bekliyordu. "Beomgyu date işlerine giyinip gelmemiz gerekmiyor mu? Yarım saattir neden benimle olan buluşman için ben kıyafet seçiyorum?"
Haksız sayılmazdı. Beomgyu'yu almaya geldiğinde Beomgyu bir dakikalık işi olduğunu ve Yeonjun'a beklemesini söylemişti ve o zamandan beri çaresizce pantolon seçmeye çalışıyordu. "Haklısın tamam da ben hep sana soruyordum bu tür şeyleri yani date falan bahane olamaz seç şimdi lan."
Huysuzca yüzünü gömdüğü koltuktan kaldırıp bir Beomgyu'ya bir de elinde tuttuğu pantolonlara bakmaya başlamıştı. "Soldaki."
"Ama sağdaki daha güzeldi Yeonjun."
"O zaman sağdaki."
"Ama sol dedin olmaz artık."
"Beomgyu hangisi içinden geliyorsa onu giy bebeğim hadi."
"Olmaz güzel olmam lazım dur."Beomgyu'nun yüzü düştüğünde o da Yeonjun gibi elindeki pantolonlara derin düşüncelere dalmışçasına bakmaya başladığında Yeonjun'un yerinden kalktığını ve hemen önüne geldiğini bile fark edememişti. Dikkati ancak yanağına yerleşen ellerle yeniden Yeonjun'a dönerken, Yeonjun'un çatık kaşlarıyla karşı karşıya gelmişti. "Ne oldu?"
"Sen zaten hep güzelsin ne alaka şimdi o son dediğin şey? Gerilmene gerek yok ki Beomgyu'm, ben her zamanki benim değil mi? Yanımda rahat olman lazım. Duymak istediğin buysa eğer, ben seni her şekilde güzel buluyorum zaten."Beomgyu'nun gergin olduğunu metrelerce öteden bile anlayabilirdi ve böyle olmasını istemiyordu. Evet hisleri sebebiyle paniklemesi doğaldı ama kendini ekstra çabalar için zorlamasını asla istemezdi. Güzellik Yeonjun'un umrunda bile değildi ve Beomgyu'nun bu konuda kendine karşı baskıcı olmasını istemiyordu. O hep çok güzeldi.
"Tamam o zaman sağdakini giyip geleyim."
Beomgyu'nun yüzüne yerleşen gülümsemeyi görmesiyle aynı gülümseme kendi yüzüne de yerleşmişti. Yeonjun'u gülümsetmek bu kadar kolaydı. Ona gülümseyen Beomgyu'yu gösterdiğinizde aynı şekilde o da gülümsemeye başlardı.
Yüzündeki aptal gülümsemeyle Beomgyu gelene kadar artık aşina olduğu evin salonunda turlamaya ve etraftaki fotoğraflara göz atmaya başlamıştı. Aileleri yakın arkadaşlar olduğu için genelde hep birlikte fotoğrafları bulunuyordu ve evin her yerinde Yeonjun'la Beomgyu'nun fotoğrafları vardı.
Hepsine sanki daha önce hiç görmemiş gibi heyecanla bakarken gözüne takılan bir başka fotoğrafla olduğu yerde duraksamıştı. Beomgyu'yla birbirlerine açıldıkları ve beraber kutladıkları ilk pride ayında beraber yürüyüşe gidip çekildikleri bir fotoğrafları vardı. Daha doğrusu bunu Beomgyu'nun annesi çekmişti.
Beomgyu üzerine sardığı bayrağı ve Yeonjun tarafından yanaklarına çizilen gökkuşağı şeritleriyle kocaman gülüyordu ve bu sırada Yeonjun'un sırtındaydı. Kollarını sıkı sıkı Yeonjun'un boynuna sarmıştı, bacakları ise Yeonjun'un belindeydi. Yeonjun'un da ondan pek bir farkı yoktu. O da en az Beomgyu kadar mutlu görünüyordu. Üstünde de rengarenk bir tişört vardı ve Beomgyu'yu düşmemesi adına sıkı sıkı tutuyordu. Yanaklarında Beomgyu'nun yaptığı renkli kalpler, gözünün etrafında ise simli far vardı.
İkisi de fazla mutlu gözüküyorlardı. O günkü mutluluğunu hatırlayınca yüzünü daha büyük bir gülümseme kapladı. O zamanki rahatlamasını hala hatırlıyordu. Beomgyu'ya her şeyi anlattıktan sonra ondan da aynı karşılığı alınca gerçekten rahatlamış hissetmişti.
Yandaki fotoğrafta geçti. Onda da Beomgyu Tavşan'ı izledikleri bir filmden esinlenerek havaya doğru tutmuş ve diz çökmüştü. Yeonjun ise kenarda somurtarak, elindeki kullanılmaktan harap olmuş peçeteyle akan burnunu durdurmaya çalışıyordu.
"Alerjin tutmuştu." Hemen arkasından gelen sesle Beomgyu'ya döndüğünde onun bakışlarının da aynı fotoğrafta olduğunu fark etmişti. "Hazırım bu arada."
Dediği gibi istediği pantolonu giymiş, üstüne de beyaz bir tişört ve krem rengi bir gömlek almıştı. Gömleğin düğmelerini açık bırakmıştı ki gömleklerini hep böyle giymeyi tercih ederdi. Yeonjun artık buna alışkındı.
"Bak ne güzel olmuşsun işte. Çabasız güzelsin sen, tam dava etmelik sebep."Beomgyu kendini tutamadan kahkaha atmaya başladığında, Yeonjun Beomgyu'nun yüzüne düşen tutamları yana çekip, elinden tutmuştu. Şaşırmadığını söylese yalan olurdu. Yeonjun daha önceden başka sebepler yüzünden birçok kez elini tutmuştu ama bugün ilk kez bir şeyleri denemek için yapıyordu. Arkadaşça bir sebeple değildi.
"Hadi gidelim yoksa geç kalacağız."
"Nereye gidiyoruz bu arada?"
"Sinemaya. Minions için iki bilet aldım ve bunu internetten yapmadım...Gişedeki kadın çok kırıcı bakışlarla baktı bana ve az daha ağlayacaktım Beomgyu. Ne var yani ben Minions sevemez miyim?"Beomgyu Yeonjun'un bu dediğine evden çıkana kadar güldüğünde duramamış ve otobüs durağına gidene kadar gülmeyi sürdürmüştü. Tabi bu sırada Yeonjun'dan güldüğü için linç yiyordu. Ancak bu yine de onu durdurmamıştı.
"Gülmesene Beomgyu."
"Hayal edince çok komik oluyor dur bir hayal et bak ne olur."
"Gülme ağlarım."
"Yeonjun nefes alamıyorum."
"Gülme dedim ama ya."**
"İnanamıyorum sana." filmden çıkalı neredeyse on dakika oluyordu ve bu sefer de milkshake sırasına girmişlerdi. Film boyunca Beomgyu ara ara bilet sırasındaki Yeonjun hayali yüzünden yeniden gülmeye başlasa da bir şekilde eğlenmişlerdi. Üstelik bir süre sonra Yeonjun da aynı sebepten dolayı Beomgyu'yla gülmeye başlamıştı.
"Şu filmde bile elimi tutmak için bahane bulabilmiş olman saygı duyulası."Yeonjun gururla sırıtırken bir sıra daha ilerlemişlerdi. "Ekmeğin nereden geleceği belli olmaz her yolu deneyeceksin işte."
"Hoşuma gitmedi diyemem o yüzden çok uğraşmayacağım seninle."İkisinin de birbirlerine karşı açık olmaya başlamaları arada bir garip hissetmelerine neden olsa da bunu yaparken eğlenmeye başlamışlardı. "Hoşuna gitti demek."
"Senin de gitmiş gibi görünüyor buradan bakınca."
"Gitmedi diyemem."Kalbi yine hızlanmaya başladığında bir sıra daha ilerlemişler ve kasaya ulaşmışlardı. Salak gibi Yeonjun'a takılı kaldığı için siparişi Yeonjun vermiş ve bu süre boyunca Beomgyu ona bakmayı sürdürmüştü. Öylesine basit bir şeyi yaparken bile Beomgyu'nun kalbini attıran biri vardı ve bu kişi Yeonjun'du. Üstelik sonsuza kadar saklayıp acı çekeceğini düşündüğü gerçeği Yeonjun da biliyordu ve aralarında bir şey olması sandığı kadar imkansız değildi. Yeonjun'un sözleri ve davranışlarındaki değişimi görebiliyordu ve bu onu delicesine mutlu ediyordu.
"Hoşuma gittiğini söylediğim için mi öyle bana bakarak kaldın?"
"Evet."
"Söylememeli miydim?"
"Evet."
"Neden?"
"Evet."
"Beomgyu sen beni dinliyor musun?"
"Evet."Elindeki milkshakelerden birini Beomgyu'nun eline tutuşturduktan sonra boşta kalan eliyle parmaklarını şıklatmış ve Beomgyu gözlerinin önünde gerçekleşen hareketle kendine gelmişti. "Ne oldu?"
"Hiç, hadi gidelim."Yeniden elini tutuyordu ve Beomgyu yeniden ilk kez yaşanıyormuş gibi gülümsüyordu. Ne kadar zaman geçerse geçsin bu onu her zaman heyecanlandıracakmış gibi gözüküyordu.
"Bu sefer nereye gidiyoruz?"
"Bu sefer de senin çok seveceğin bir şey yapacağız."
"Öpüşüyoruz o zaman?"
"Belki de."
"Yuh öpüşüyor muyuz?"
"Sürpriz denen bir şey var be."
"Öpüşüyorsak söyle ona göre benim kalbi hazırlayacağım."
"Spoiler yok yürü hadi."
"Of Yeonjun."______
OLMEDIM VE GELDIM MERABALAR
bu bölüm burada bitmiyo bunun bi de part 2 olanı var ama yaslandım onu da baska zaman atarız artık iyi okumalar bebisler <3
KUCAKLASTIK <333