MEMUR: Merhabalar, Ömer Yıldırım'ın annesiyle mi gorüşüyorum?
Ö. Annesi: Evet ben annesiyim, siz kimsiniz?
MEMUR: Oğlunuz bir trafik kazası geçirdi, yanında bir kız da vardı. Kızın durumu iyi yani küçük yaralarla kurtulmayı başarmış. Ama oğlunuz durumu biraz kritik, kaza öncesi emniyet kemeri takmadığı için çukura düştükten sonra arabadan düşmüş ve çukurdaki taşlardan birisine kafasını çarpmış. Yani durumu kötü. Benim bildiklerim bu kadar size adres atacağım gidip görebilirsiniz.
NEHİR: Olamaz!! Kızımı birkaç gün önce kaybettim ve şimdi de oğlumu kaybedemem! Hemen adresi atın ben eşimle geliyorum.
***
2 Hafta Sonra...I. Annesi: Kızım birazdan orada olucam bugün taburcu oluyorsun :)
IŞIK: Tamam anne.
I. Annesi: Babanla ayrı olsak bile onu çok seviyordum. Lütfen üzülme kızım ben senin hep yanında olacağım. Hadi ama! Sevinmedinmi, yoksa hastane yatakları rahat mıydı:)
IŞIK: Hayır anne. Babam hakkında birşey konuşmak istemiyorum. 2 hafta boyunca sakinleştirici ile uyudum ve Ömer'e aklım takıldı, durumu iyi diye geçiştiriyorsunuz bana gerçeği söyleyin.
I. Annesi: Kızım gelince söylerim olur mu?
IŞIK: Hayır. Eğer şimdi söylemezsen hastaneye gelince beni bulamazsın!
I. Annesi: Kafama koyduğumu yaparım diyorsun yani!?
IŞIK: Off anne, uzatmada söyle.
I. Annesi: Tamam. Ömer kazadan sonra durumu kritikmiş, şimdi değil ama bir türlü kendine gelemiyor. Benim bildiklerim bu kadar, doktorlar elinden geleni yapacaklar merak etme.
IŞIK: Neden kendine gelemiyor?
I. Annesi: Emniyet kemerini takmadığı için çukura düştü ya, düşünce beyni iyice sarsılmış ve kafasını bir taşa çarpmış.
IŞIK: Nasıl ya? Anne onu görmem gerek.
I. Annesi: Ailesine bile gösteremiyorlar, doktorlar her gün elinden geleni yapıyorlar. Merak etme bak iyileşicek. Arabadan indim seni eve götürmeye geliyorum.
IŞIK: Biraz dinlendikten sonra hastaneye tekrar gelip görücem ama!
I. Annesi: Peki baş belası kızım. Doktorlar izin verirse görürsün ama sanmıyorum, neyse geldim bile hazırlan eve gidiyoruz.
3 Gün Sonra...
Ö. Annesi: Işık kızım belki bu haber seni sevindirir. Baban için çok üzgünüm başın sağolsun. Ömer uyandı yani kendine geldi. Ama şu an görmemize izin vermiyorlar dinlenmesi gerekmiş.
IŞIK: Ne?? Gerçekten mi? Tamam bende geliyorum onun için sabaha kadar orda beklerim.
Ö. Annesi: Gece gece gelmesen mi?
IŞIK: Sorun olmaz, geliyorum orda görüşürüz.
***
BİLİNMEYEN: Işık, neden bu kadar acelecisin?
IŞIK: Sen kimsin?
BİLİNMEYEN: Oouuh, benim kim olduğumu bile bilmiyosun, babanı öldürdüğüm günden beri kendine gelememişsin sanırım.
IŞIK: Pislik herif!
BİLİNMEYEN: Işık bi sakin ol. Neden evden çıkınca hemen sağ yoldan gittin? Orası hastaneye biraz uzak sana söyleyeyim.
IŞIK: Sen benimi takip ediyorsun? Nerdesin? Sen kimsin??
BİLİNMEYEN: Çok soru ama birisine cevap vereceğim, seni öldürmek istiyorum. Baban gibi...
IŞIK: Git buradan!!!
BİLİNMEYEN: Işık yavaş koş, nefes nefese kalacaksın!
IŞIK: Adımı bildiğine göre tanıdık birisisin. Bir dakika önümden sen mi geçtin?
BİLİNMEYEN: Yanlış tahmin, önünden diğer katil geçti ben arkandayım.
'8. Bölüm Sonu'
~Devam Edecek~Yeni Bölümde Görüşmek Üzere🔪🩸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Kayıplar : Korkunç Mesajlaşma 2
غموض / إثارةBu kurgu ve içeriği tamamen bana aittir. Sizler için hazırladığım Korkunç Mesajlaşma'nın 2. serisine hoşgeldiniz. Bu sefer olaylar bambaşka ve akıl almaz bir hal alıcak. HAZIR MISINIZ?