Odada bir oyana bir bu yana koşuşturan minik bir bebek vardı daha 5 yaşındaydı ve başına geleceklerden haberi yoktu. İçinde yaşadığı o beyaz dünyasında gayet mutluydu, ama bu mutlulukları fazla uzun sürmeyecekti.
Koşarak annesinin yanına gitti ve ona kocaman sarıldı. İkisi gülerek yemek masasına oturdular ve yemek yemeğe başladılar. Durumları pek iyi değildi babasını daha doğmadan kaybetmişti annesi de kendisine bakabilmek için iki işte çalışıyordu bu durumdan dolayı, annesini pek göremiyordu zaten.
Yavaşça masadan kalktı ve yediği tabakları minicik ayakları ile paytak paytak yürüyerek lavabonun içine koydu. Annesi ise onu gülerek izliyordu annesinin yanına gitti ve ona kocaman bir öpücük bıraktı. Koşarak dışarı çıktı kenarda duran küçük, yırtık olan ayakkabısını gülerek giydi. Ayağa kalktı karşısında duran uzun sokağa bakıp etrafında bir kaç kere döndü ve mahallede bir oyana bir bu yana sallana sallana yürüyordu.
Gören herkes ona gülümsüyor onunla konuşuyordu o ise gülerek onlarla sohpet ediyordu. Herkes onu severdi o da herkesi severdi ne olursa olsun hep gülerdi, herkese o küçük yaşta yardım etmeye çalışırdı. İmkanı olsa dünyada ki herkesi mutlu etmek isterdi.
Çocuktu işte, arkadaşları ile parta buluşacaktı marketin önünden geçerken sahibi onu durdurdu o da gülerek ona sarıldı. Adam da arkasından bir tane muzlu süt çıkardı bizim minik bunu görünce çok sevindi. Hemen onu aldı ve içmeye başladı adamın yanağını kocaman öptü, teşekkür ederek ordan uzaklaştı.
Tam parka gidecekken yanlarında bulunan gölde kayan kişileri gördü. Kış ayı geldiği için göl donmustu ve yaşıtları, büyükler hepsi burda kayıyordu. Hayranlıkla onları seyretti birgün kendisi de burda kaymak istiyordu . Sanki buzda kaymak onun için bir özgürlüktü istem dışı gülümsedi . Ama maalesef paten alacak paraları yoktu yüzünü düşürdü ve parka sallana sallana yürümeye başladı .
Elinde muzlu sütü ile yürüyordu neyse ki muzlu sütü vardı birden gülmeye başladı . Arkadaşlarının yanına vardı koşarak ona sarıldı ve elinde ki muzlu sütü uzattı paylaşmayı seven biriydi . Arkadaşı başını olumsuzca salladı o da gülümsedi ve birlikte akşama kadar oyun oynadılar arkadaşı ona doğum günü hediyesi olarak bir tane muzlu süt almıştı . Miniğin gözleri doldu ve hızlıca arkadaşına sarılıp teşekür etti . Arkadaşının annesi çağırdı.
En sonunda mecburen ayrılmak zorunda kaldılar ve koşarak eve gitti. Annesi daha gelmemişti bugün onun doğum günüydü bugün 1 Eylül'dü o yüzden evi temizlemesi lazımdı. O ufak bir çocuktu ama her zaman bir yetişkin gibi düşünür, bazen bir yetişkin gibi davranırdı . Belki de hayat yüzünden böyle biridir ...
Hemen dolaptan yemekleri çıkardı mikrodalgada da ısıtmaya başladı saate baktı annesi birazdan gelirdi .
Dışarda lapa lapa kar yağıyordu hemen perdeyi çekti ve mutfağa geri gitti . Evleri zaten aşırı küçüktü maddi durumu kötü biriydi, bir odaydı. yükseklerde gözü yoktu onu mutlu etmek için çok çabalamaya gerek yoktu o en ufak bir şeyden bile mutlu olabilirdi . Yavaşça yemekleri çıkardı ve masaya koydu kapı sesi duydu koşarak annesine sarıldı onu çok seviyordu, çünkü sadece ailesinden o kalmıştı .
Annesi içeri girdi ve kapıyı kapattı hazırlanmış masayı görünce hafifçe gülümsedi oğlunun böyle şeyler yapmasını istemiyordu o daha bebekti ama herşeyi öğrenmişti sadece annesi içindi...
Ayakkabılarını çıkardı tam kafasını kaldırmıştı ki birden elektrik gitti korkarak annesine koştu ve ona sıkıca sarıldı . Gülerek onu yükledi ve dolaba giderek bir mum çıkardı miniği yanına oturttu ve mumu yaktı , gülerek yemek yemeğe başladılar .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İCE PRİNCE | TAEKOOK
Fanfiction+18 sahneler vardır lütfen rahatsız olanlar veya olucaklar varsa okumayınız :) Jungkook aşırı tatlı ve sempatik buz patenciydi. Madamın biricik öğrencisi ve tek gözdesi olan bir buz patenci. Diğer yandan ise Taehyung adında bir mafya vardı ona deli...