Daha ne kadar kapıya vurdum bilmiyorum ama halsiz düştüm yarım saat boyunca bağırdığım için hem sesim hem bedenim bitmişti en son kapının yanındaki duvara yaslandım . Kapı açıldı içeri biri girdi ışığı yaktı gözlerim ağırıyordu ona zorla baktım.
Yanıma eğildi ve çenemi kaldırdı gördüğüm yüzle gözlerim şok olmuş gibi açıldı . Bu Tae gözlerimi kırpıstırdım çenemi okşamaya başladı . " Şansını çok zorluyorsun Jungook, sana iyi davranmak istiyorum ama sen sabrımı sınıyorsun ufaklık ."
Zorla yutkundum canım yandı yanıma oturdu bir su şişesinin kapağını açıp bana verdi . Yavaşça elinden alıp içmeye başladım bu halime güldü . Ondan biraz uzaklaştım bu adam şizofren , manyak ... Yavaşça ayağa kalktım titriyordum .
" Benimle dalga geçiyorsunuz dimi beni neden kaçırdın, ben sana ne yaptuım? " Ayağa kalktı ve dibime girdi kolumdan tuttu beni içeri çekiştirmeye başladı o kadar yorgundum ki istem dışı yere düştüm ona göz ucuyla baktım sabır dilenir gibiydi . Gelip bana yaklaştı bir elini belime , diğer elini baldırıma koyup beni kaldırdı.
Evet şuan Kim Tae-hyung beni kucağına almıştı ve öyle aşağı iniyorduk gözlerim kapanmak için kendimi zorlarken başımı boynuna gömdüm pes etmek üzereydim ve gözlerimi kapattım .
Biraz ona sokuldum . Sırtımın yumuşak bir yatakla buluştuğunu hissetim , bu da titrememe sebep oldu yanımda ki elini tuttum ve sıktım, titriyordum .
" Hadi ama bu kadar zayıf biri olamazsın." Sesi çok yumuşaktı parmağını yanağımda hissettim , sağ gözümden bir yaş geldi .
" Şansını çok zorluyorsun Jungook bana karşı çıkman pekte mantıklı bir hareket değil . Bir daha sakın bunu yapma! " Kulağıma yaklaştı ve o inanılmaz ses tonuyla devam etti .
" Dengemi bozdun çocuk şuan senin bana ettiğin hakaretleri biri yapsa şuan ölüydü ."sonlara doğru bilincim kendi isteğiyle kapandı ve son olarak dediği şeyleri duymadım çünkü kendimi karanlığa bıraktım . En son hatırladığım birinin saçlarımla oynadığını .
❄️
⛸️
❄️
⛸️Yavaşça yana döndüm gözlerimi hafifçe açtım başım ağırıyordu dikkatlice doğruldum ve etrafa baktım neresiydi bura ya saçlarımı karıştırdım. Yağmur sesi duydum istem dışı gülerek başımı pencere kenarına çevirdim ve gördüğüm manzara ile yüzüm düştü . Şuan Tae yarı çıplak bir şekilde sırtını pencereye yaslamış bir elinde viski bardağı diğer elinde de puro vardı beni izliyordu zorla yutkundum .
Bu manyak herif beni kaçırmıştı derin bir nefes aldım ve hafifçe ayağa kalktım üstümde gördüğüm gömlekle şok oldum ve altımda birşey yoktu ama ben bu gömleğin içinde kaybolmuştum . Nefes alışlarım dengesizlesti milletin direk aklına bana dokundu mu gelirdi ama benim aklıma sırtımda ki dövmeyi gördü mü .
Titremeye başladım bu halime kaşlarını çattı purosunu kenara koydu yavaşça ayağa kalkıp yanıma geldi ve iri bedeni ile karşımda durdu zorla yutkundum .
" Bunu kim giydirdi? " Hafifçe sırıttı çatık kasları hemen düzeldi . Çapkınca sırıttı , belimden tuttu kendine çekti burnu burnuma değiyordu .
" Ben giydirdim bir sorun mu var? Şahsen vücudun çok güzeldi , özellikle üst tarafın ." Söylediği şeyle onu ittim hiç zorlanmadan arkaya gitmişti sinirle ve korkara kapıya gittim ve açarak koridorda koşmaya başladım.Burdan çıkmam lazımdı hem de hemen bu adam eğer sırtımı gördüyse kesin benim kim olduğumu biliyordu . Ağlamaya başladım bu adam manyak , deli , bu adam normal biri değil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İCE PRİNCE | TAEKOOK
Fanfiction+18 sahneler vardır lütfen rahatsız olanlar veya olucaklar varsa okumayınız :) Jungkook aşırı tatlı ve sempatik buz patenciydi. Madamın biricik öğrencisi ve tek gözdesi olan bir buz patenci. Diğer yandan ise Taehyung adında bir mafya vardı ona deli...