Başıma giren ağrı ile yüzümü buruşturdum gözlerimi açtım . Etraf bulanıktı ve kendime gelmeye çalışıyordum etrafa baktım burası bir odaydı yatakta uzanmıştım üstüme eşofman giydirmişlerdi. Elimi kaldırdım başıma koydum beyaz bir sargı vardı .
Yavaşça oturur pozisyona geldim sırtımı başlığa yasladım derin bir nefes aldım acıkmıştım. Yan tarafta bulanan telefonu elime aldım ekranı açında gördüğüm bildirimler ile yüzüm düştü. Bir sürü mesaj gelmişti herkes iyi dileklerini iletiyordu watsaptan mesajlara baktım bir kaç kişi atmıştı onlara teşekkür ettim ve Instagrama girdim bir sürü hayranım mesaj atmıştı gülümsedim bu beni mutlu etmişti.
Herkes benim buz hayatımın bittiğini biliyordu . Birden her yerde benden bahsediliyordu, bunu sosyal medyadan anlıyordum . Mesajlara baktım ve onu gördüm gülümsedim yatağa yavaşça geri uzandım sırtımı kapıya döndüm attığı mesaja baktım .
'Merhaba White Swan
İlk olarak nasıl basacam bilmiyorum sana ne demen gerekli bilmiyorum ama şunu bil ben senden daha fazla acı çektim . Seni yerde kanlar içinde görmek beni paramparça etti yanına gittiğimde bana olan bakışların o kadar canımı yaktı ki . Ben bilmiyorum ne yapmam gerektiğini sadece Seni Sevdiğimi bil ve her zaman yanında olduğumu ben hep sol yanındayım Buz Prensi . 'Yazdıklarını okuduktan sonra gözlerim doldu yazdığı mesaja kalp bıraktım
' Sonu ne olursa olsun ben seni hep sevecem . Sen Buz Prensi olduğun için seni sevmedim ben sen olduğun için seni sevdim o tatlı bakışlarına aşık oldum . Sadece şunu bil sonucu ne olursa olsun her zaman yanındayım , yanındayız unutma herkes seni çok seviyor . Tabi herkesten çok ben seni seviyorum...✧༺♥༻✧ '
Attığı ikinci mesajda güldüm ama gerçekte kim olduğumu bilmiyordu bilse aynı duyguları gene hisseder miydi ki acaba? Mesajına cevap yazdım .
' Yanımda olduğun için teşekkürler ama bir daha Buz Prensi olmayacam bunu biliyorsun dimi? '
Gerçekten beni çok seviyordu ama bir o kadar da korkunçtu hesabına girdim ve fotoğraflarına baktım çok yakışıklıydı elimi takip çubuğuna gitti acaba takip etsem mi? Hafifçe güldüm ve takip et tuşuna bastım benim yanımdaydı her zaman öyleydi ağlamaya başladım telefonu kapattım yavaşça tavana baktım, gülümsedim gerçekten psikolojim bozuldu .
Hiçbiri ile konuşmak istemiyordum biliyorum suçlu onlar değil ama ben şuan yanlız kalmak istiyorum kafamı dinlemek istiyorum zaten yürümekte sıkıntı çekecektim .
Birden bildirim geldi telefonu elime aldım ve baktım o yazmıştı .
' Yazacağını hiç düşünmemiştim . Ben seni her zaman sevecem bana gerçekte kim olduğunu söyleyip söylememen önemli değil ben her zaman yanında olacam. Tığkı bir gölge gibi... korkma hiç kimseden korkma ben varım sakın pes etme olur mu White Swan...'
Mesajı okuduktan sonra güldüm kesin çok heyecanlandı mesajına kalp attım tam cevap verecekken kapı açıldı ve içeri Bang PD girdi elinde hediyeler doluydu şok olmuş gibi ona baktım. "Bunları sana Tae gönderdi. " Aynı anda telefonuma mesaj geldi açtım .
' Umarım hediyeleri beğenirsin söz verdiğim gibi hiç biri fazla pahalı değil. Umarım beğenirsin . '
Gülümsedim etrafıma baktım ve güldüm bunlar mı ucuz klavyeye bastım ve mesaj yazmaya başladım .
' Teşekür ederim herşey için sorun değil sen gönderdiğin sürece kabul ederim Tae iyi ki varsın teşekkürler (◍•ᴗ•◍)'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İCE PRİNCE | TAEKOOK
Fanfiction+18 sahneler vardır lütfen rahatsız olanlar veya olucaklar varsa okumayınız :) Jungkook aşırı tatlı ve sempatik buz patenciydi. Madamın biricik öğrencisi ve tek gözdesi olan bir buz patenci. Diğer yandan ise Taehyung adında bir mafya vardı ona deli...