1 hafta sonra
Sakusa'yı güzelce eve yerleştirmiştim. Ve garip bir şekilde her şey sorunsuz gidiyordu. Yarın birlikte bir performans sergileyecektik ve buna hazırlanıyorduk.
"Aptal, düzgün çal şunu!" Sakusa sinirlenmişti. Ama ne yapayım, ona bakmaktan çalışmıyordum.
"Tamam,tamam sakin ol. Hadi baştan."Ne kadar çalıştığımızı bilmiyordum ama delilercesine çaldık. Güneş batana ve kollarımızda güç kalmayana kadar. Alnından akan ter yüzünden lüleleri yüzüne yapışmıştı. O öpmek için can attığım benleri ise ayrı mükemmeldi. Enstrümanları toparlamaya başladık. "Hey Sakusa, biliyor musun..." Sakusa başını bana çevirdi. "Neyi?"
"Bu bedenimizdeki benlerimizin olduğu yerler, önceki hayatımızda ruh eşimizin en çok öptüğü yerlermiş!" Sakusa sırıttı alay edercesine."Saçmalık-" derken sözünü kestim. Alnındaki benlerinden öptüm. Kısa bir öpücüktü. Çantamı alıp hızlıca çıktım. Büyük ihtimal bunun konusunu açmayacaktı ve bu böyle sürecekti.
Aslında biraz da yarının heyecanını böyle hareketlerle atmaya çalışıyordum. Bu benim strese karşı geliştirdiğim bir savunma mekanizması. Stresli olduğum zaman asla düşünmeden hareket etmeye çalışırım. Başarırsam stresin bir kısmı geçmiş olur. Şu anda da öyle. Bir kaç dakika sonra Sakusa'da aşağıya inmişti. Hiç bi şey söylemeden yanımdan yürüdü. Ben de onu takip ettim. Hayatımın sonuna kadar, beni nereye götürecek olursa olsun onu takip edebilirdim.
Ertesi gün
Parçayı çalmak için çok çalışmıştık. Tabii Sakusa benden daha uzun süredir çalışıyordu. Ama piyano ve keman farklıydı.
Parça bitti, hoca konuşmaya başladı.
"Sakusa, Sakusa, Sakusa... Sana diyecek sözüm yok, aferin! Lakin sen Atsumu... Performansını düşürmüşsün. Kendine gel! Partnerinin yanında yetersizsin."Gerçekten batırmıştım. Sanırım aklım havadaydı. Hatalıydım. Babamın bana emanet ettiği bu değere ihanet etmiş gibi hissediyordum. Müziğe.
Sakusa benden daha üzgün duruyordu. "Atsumu... Üzgünüm." Ne, neden özür diliyordu şimdi?
"Ne alaka, üzgün olması gereken kişi benim. Senin bir suçun yok." Sakusa'da gerçekten bir haller vardı. Henüz anlamış değildim."Neyse önemli değil. Eve geçelim de sana çay yapayım, rahatlarsın." Dedi. Bir dakika, ben rüyada olabilir miyim acaba? Yoksa o sert Sakusa bana iyi mi davranıyordu? Bu kesinlikle bir rüya ve ben uyanmak istemiyordum.
Eve geçtiğimizde ikimiz de sessizdik. O çay suyu koyup hemen duşa girdi. Ben de üzerimi değiştirip Osamu'nun mesajlarına baktım. Gerçekten dünyanın en mal insanı olabilirdi. Hatta öyleydi.
Osamu ikiz olan
Ulan sen neden böylesin?
Eve ne aliyon cocugu
Yatagimi vermis bı de
Bak gelicem bı kac haftaya evde
olursa o vururum seniEvet. Bu çocuk hakiki salaktı.
Osamu mal mısın
Enisten diyorum
Sakusa diyorum
Kemanist olan diyorum
Alo
Buraya gelince de salonda yatarsın
( T_T)\(^-^ )Osamu ikiz olan
Ay kafayi yiycem
Gelmiyorum tokyoya felan
Suna gelsin buraya hic ugrasamicsmUlan osamu bana bak
Ben sevgilinle seni eve kabul ederken
Sen benimkini neden istemiyon
Gorursun suna ille de senin gelmeni isticek
İsim var felan der yine o kesin
Enistemi taniyom benOsamu ikiz olan
Of tsumu tamam.
Salonda yaticaz anlasildiHeh soyle aslanım
Ben o kadar size yatagimi verdim
Onca zaman koltukta yattım
Babamin bir sozu vardir bilirsin
İnsan yasattigini yasamadan ölmezOsamu ikiz olan
Anladik kanka tamam
En baba sensin
Gorueusuez gotu bokluGorusmeyiz ins
Bu çocuk gerçekten salaktı... Gerçekten.
İlk defa texting yazıyorum imdat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the violinist/sakuatsu
FanfictionSakusa duygularını her zaman benden daha yoğun yaşardı lakin asla dışarı yansıtamazdı. O acısını ya da mutluluğunu kemanıyla aktarırdı. ve yalnızca ben anlardım. TW: okb, taciz!