10

104 20 5
                                    

"Aşkı doruklarda yaşayan insanlar ne zamandan beri sizin gözünüze bu denli batmaya başladı? Kıskançlık sizi ele geçirmiş belli ki." Dedi şef Akira. Bize laf atan çocuk tam ağzını yeniden açacaktı ki arkadaşı onu susturdu. Başarılı bir hareketti. Şef Akira bize yerlerimize geçmesi için izin verirken Bokuto'nun Akaashi'nin elini tuttuğunu fark ettim. Gerçekten çok yakışıyorlardı. Onlarla ilişkimi sürdürmem gerektiğinr karar verdim. Gerçekten iyi insanlardı ve ben onların iyiliklerini hak etmiyordum.

Birden Omi'nin de elimi kavradığını hissettim. Yüzüme bakmıyordu lakin elimi tutması o kadar hoşuma gitmişti ki. Hem kendi temas korkusunu yeniyor hem de ilişkimiz için adımlar atıyordu. Sıraya oturduğumuz zaman bile elimi sıkıca tuttu. Benim aksime Kiyoomi, sanat tarihi dersine düşkündü lakin biliyordum ki şu an kemanı üzerine çalışmayı tercih ederdi.

Dersten sonra da prova yaptık ama Kiyoomi'de bir gariplik vardı. Sabah olan şeylerden dolayı olabilir diye düşünüyordum çünkü elimi tuttuğu zaman hariç benden uzak durmuştu. Eve gidip onu ona doyasıya dokunmak için can atıyordum.

Eve geldiğimizde telefonum çaldı. Yemin ediyorum, çoğu zaman lanetli olduğumu düşünmüşümdür.
Arayan Kuroo'ydu.

"Efendim Kuroo?"
"Gerizekalı hazır mısın?"
"Ne için?"
"Mal seni almaya gelicektim ya bilardo oynamaya gidecektik hani?!"
"Tamam be bağırma unutmuşum. Ne zaman ineyim aşağıya?"
"İn iki dakikaya oradayım hadi."
"Taamammmm geliyorum."

Dedim ve telefonu kapattım. Hemen gömleğimi ve çantamı değiştirdim.

"Ne oldu Tsumu, nereye gidiyorsun?"
"Kuroo'yla buluşacaktım da unutmuştum, geliyor şimdi. Özür dilerim sevgilim, bugünü telafi edeceğim." Dedim ve dudağına buse kondurdum.

"Tamam, sıkıntı yok. İyi eğlenceler."

the violinist/sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin