Ve o gün geldi çattı. Bugün, tam 1 saat sonra sahnede, Omi ile olacaktık. Onunla çalmak, onunla sevişmekten farksızdı. Hele sahnede yaşayacağımız atmosfer daha yoğun olacağından hazzı daha dayanılmaz olacaktı. Heyecanlıydım ve bu mutluluk veriyordu. Yalnız Kiyoomi solgundu. Meraklıydım, o sahneye çıkmadan önce asla heyecanlanmaz. Onu panikleten şey ne?
"Omi, bebeğim iyi misin?"
Derin bir nefes aldı.
"Sadece korkuyorum."
"Neyden?"
"O videodan sonra..."
"Kiyoomi... Bir şey olmayacak. Bize saygı duymak zorundalar. Bak Bokuto ve Akaashi sayesinde video da silindi zaten. Korkmanı gerektirecek bir şey yok. Herkes zaten müziğine ve sana hayran kalacak, kimse o videoyu düşünmeyecek."
"Bizim müziğimiz Tsumu, bize hayran kalacaklar."
"İşte böyle." Diyip sarıldım. Kafasını yine boynuma gömdü.
"Gençler bölüyorum ama son provaya bekleniyorsunuz." Dedi Akaashi kafasını kapıdan uzatarak.
"Peki Akaashi geliyoruz." Dedim ve Omi'nin elini tutarak onu dışarı çıkarttım.
............
"Güzeldi... Sahnede de aynı şekilde çalın ve bu işi halledin çocuklar." Dedi Şef. Cidden, Kiyoomi'ye her geçen gün daha çok aşık oluyorum. Görseniz o zarif keman çalışını, o beyaz tenini, güzel gözlerini ve dudaklarını. Aşık olunmayacak gibi değildi.
"Atsumu, daldın gittin?"
"Ah, pardon şef." Bokuto gülmüştü, bu benim de sırıtmama sebep olmuştu.
"Haydi bakalım takımlarınızı giyin, sahnede göreyim sizi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the violinist/sakuatsu
FanfictionSakusa duygularını her zaman benden daha yoğun yaşardı lakin asla dışarı yansıtamazdı. O acısını ya da mutluluğunu kemanıyla aktarırdı. ve yalnızca ben anlardım. TW: okb, taciz!