Eve geldiğimde saat 23.00'ı geçiyordu. Anahtarı alıp kapıyı açtım. Lakin görmeyi beklediğim manzara bu değildi. Kiyoomi yerde, elinde bezle ağlayarak yeri siliyordu. Tüylerim diken diken oldu. Yine bir nevi krize girmişti. OKB onu bu hale getirmişti. Hemen yanına oturdum, yüzünü avuçlarımın içine aldım.
"Atsumu... Duramıyorum." Dedi şiddetle ağlarken.
"Sevgilim, bana bak. Kiyoomi, bana odaklan. Bak ben geldim. Hadi bırak bezi. Bak, ellerin de yara bere olmuş. Hadi sevgilim gel..." Dedim ve sesimle sakinleşti. Yerde kucağıma yığıldı. Hala titriyor ve hıçkırıyordu. Onu ilk defa böyle ağlarken görüyordum. Onun ağlaması benim için kıyametin kopmasıyla eş değerdi.
Yerden kalmadık. Vücudu o kadar kasılmıştı ki onu yerden kaldıramadım. Ellerini ellerimle sevdim, öptüm. Deterjanların bile bastıramadığı o güzel kokusunu içime çektim. O iyice mayışmıştı.
"Atsumu... Gidelim buralardan."
"Nereye gidelim, sevgilim?"
"Sadece... Bilemiyorum. Sen ol yanımda, bir de kemanın. Başka kimseyi istemiyorum. Yalnız kalmak istiyorum. Ama senle yalnız kalmak." Dedi onu kucakladığım sırada. Dudaklarına sevgi dolu bir öpücük bırakıp, yatağa yatırdım. Kıyafetlerini değiştirdim ve ellerini bir bezle silip krem sürdüm. Bir bebekmişçesine onunla ilgilenmek benim için bir zevkti.
"Teşekkür ederim Tsumu."
"Ne demek, sana şarkı mırıldanmamı ister misin?"
"Evet, sevgilim." Dedi ve tekrar gözlerini yumdu. Ve hiç açmadı. Ben de onun nabzı yavaşlayana kadar şarkı söyledim.
I don't ever wanna leave
I'll watch you sleep
And listen to you breathe
I don't ever wanna leave
I'll watch you sleep
I'll watch you sleepI never get
Bored of lookin' at you
'Cause every time
I see somethin' new
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the violinist/sakuatsu
FanfictionSakusa duygularını her zaman benden daha yoğun yaşardı lakin asla dışarı yansıtamazdı. O acısını ya da mutluluğunu kemanıyla aktarırdı. ve yalnızca ben anlardım. TW: okb, taciz!