Yine sıradan yağmurlu bir perşembe gecesi, sahilde yavaş yavaş ilerlerken, ağlayış sesleriyle kulaklıklarımı çıkarıp sesin nereden geldiğini tahmin etmeye çalıştım. Hıçkırık ve iç çekiş seslerine doğru ilerlediğimde, büyük bir çınar ağacına yaslanmış ve bacaklarını kendine doğru çekmiş, minik elleriyle yüzünü kapatmaya çalışan bir kadın gördüm. Sırılsıklam olmuştu fakat bunu aldırıyor gibi gözükmüyordu. Yanına yaklaşmaya başladığımda ağlayışları hâlâ devam ediyordu. Karşısına geçtim ve yavaşça dizlerimi kırıp eğilerek aynı boya gelmemizi sağladım.
Ellerimi yüzünü kapatmış olan ufak ellerine götürerek, yavaşca aşağıya doğru kaydırırken "Ağlama" diye sadece fısıldadım.
İri ve mavi olduğunu şimdi farkettiğim soğuk ve ağlamaktan şişmiş gözlerle yüzümü taradı fakat hiç bir cevap vermeden ellerini ellerimin arasından usulca çekip ağlamasına devam etti.
Bir süre ağladıktan sonra kadın oturduğu yerden kalmak için ağaçtan destek aldı ve doğrulmaya çalıştı. Ve başaramayıp tekrar oturduğu yere düştüğünde ağlaması şiddetlendi.
Sessiz kalmayıp "Neden ağlıyorsun?" Diye sorduğumda kadın söylediğimi duymamamış gibi tekrar doğrulmaya çalıştı ve başardı. Bende onunla birlikte ayaklandığımda üzerinde ki dar pantolunun belinden iki eliyle tutarak yukarı çıkmasını sağladı. Bir kaç adım attıp ilerlemeye başladığında arkasından bakıyordum. Yalpayarak yürürken bir anda dengesini kaybedip yere düştü. Büyük adımlarla ilerleyip yanına geldim ve bayıldığını farkettim. Bir elimi bacaklarının altından geçirirken diğer elimle ise sırtından tutarak kucağıma alıp evimin yolumu tuttum.
Eve vardığımda zorlukla anahtarı kapının deliğine geçirmeyi başardım. Ardından yatak odasına doğru ilerledim ve usulca yatağa yatırdım sırılsıklam olan bedeni. Yatağın yanına bir sandalye çekerek bir süre izledim karşımda tüm masumiyeti ve kusursuz yüz hatlarıyla duran kadını. Ardından sandalyeden kalkarak tekrar kucağıma aldım onu. Banyoya doğru ilerledim. Üzerindeki ıslak kıyafetleri çıkararak Güzel Kadını küvetin içine yerleştirip suyu soğuk olarak ayarladım ve kadına doğru tuttum. Soğuk suyla buluşan bedeni biranda sıçrayarak kendi geldi bana inanmayan gözlerle baktı.
Kadının sarhoş olduğu heralinden belliydi. Hem sarhoşluktan kurtulması için hemde ayılması için bunu yapmam gerekliydi.
Iyice ayılması için bedenine biraz daha soğuk su tuttuktan sonra musluğu kapatarak bakışlarımı kadına doğru döndürdüm. "Duş alabilirsin, yan odada olacağım." Bir cevap bekleyerek kadına baktım. Fakat kadın hiç ses çıkarmayarak suskunluğunu koruyordu. Cevap gelmeyeceğini anlayarak kapıya doğru ilerledim. Kapının kulbunu aşağıya doğru indirdim ve bedenimi banyonun dışarısana attım. Kapıyı kapatmak için tekrar kapının kulbundan tutarak ileriye doğru iterken son kez kadına bakıp kapıyı sessizce kapattım.
Yatak odama doğru ilerleyerek kendimi yatağıma attıp düşünmeye başladım. Çok güzeldi genç kadın. Ama üzgündü ve ağlıyordu. Sahi neden ağlıyordu? Oysa ağlamak bile yakışıyordu ona, kim bilir gülmek nasıl yakışıyordur derken derin bir nefes aldım. Ben kadının banyodan çıkmasını beklerken elimi pantolonumun sağ kısmına götürüp telefonumu elime aldım. Hâlâ takılı olan kulaklığı telefondan çıkarıp sağımdaki sandalyenin üzerine doğru fırlattım. Ve ardından telefonun orta tuşuna basarak saate baktığımda kadının banyoya girmesinin arasından tam iki saat geçtiğini farkettim. Fakat hala çıkmamıştı. Onbeş dakika daha bekledikten sonra banyonun kapısı gürültüyle açıldı. Yavaş adımlarla odama doğru gelen kadının üzerinde iki saat önce ıslak olan kıyafetler vardı, aradan geçen zaman dilimde kurumuş olamalıydılar.
Kadın bir şey demeyerek yatağın diğer tarafına oturdu ve bacaklarını kendine doğru çekip kolarını etrafında doladı. Bende uzandığım yatağımdan doğruldum ve kadının yüzünü yan profilden incelemeye başladım.
Sessizlikten sıkıldığımda "Kötü görünüyorsun." Dedim fakat kadın sadece omuz silkmekle yetindi.
"Neden bu haldesin?" Diye tekrar bir soru yöneltiğimde kadın gözlerini bir noktaya sabitlemiş bakıyordu.
"Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?" Dediğimde iri mavi gözlerini bana çevirdi Güzel Kadın.
"Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?" sevdiğim bir sanatçının şarkıdan alıntı yaparak konuştuğmda gözlerinin dolmaya başlaması ağlayacağının belirtisi oldu.
"Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?" Diye sorarak konuştum. Sağ gözünden bir yaş yanağında yol izlemeye başladı. Fakat cevap vermeden ayağı kalkıp kıyafetlerini çıkarmaya başladı ardından yatağa yaklaşarak pikeyi kaldırıp içine girdi. Bana yaklaşıp sol elini biraz pürüzlü yüzümde gezdirerek yaşam hücrelerimi buldu. İçimde garip bir mutluluk varken o, uyudu. Yüzünü incelerken tanımadığım adları sayıklamaya başladığında sarılarak rahatlamasını sağlamaya çalıştım. Bir süre sonra istemeyerekde olsa kendimi uykuya teslim ettim.
Sabah aniden kalkarak yan tarafıma baktım fakat yoktu. Kafamı pencereye çevirdim ve bakakaldım, hayali bir parmağın bıraktığı yazıya pencere camının buğusuna "HOŞÇAKAL"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KADIN.
RomanceSabah aniden kalkarak yan tarafıma baktım fakat yoktu. Kafamı pencereye çevirdim ve bakakaldım, hayali bir parmağın bıraktığı yazıya pencere camının buğusuna "HOŞÇAKAL"...