Yatağımdan hışımla kalktığımda, her tarafım ter içinde kalmıştı. Bunların bir rüya olduğunu farketmem biraz zamanımı alsada, rüya olsa bile beni nasıl korkuttuğunu farkettim. Üzerimde ki yorganı sertçe üstümden çekip yere düşmesini sağlayarak doğrulduğum yataktan hızla kaltım ve banyoya doğru yürümeye başladım. Üstümde ki terden ıslanmış giysileri çıkarırken, bir yandanda suyu biraz ısınması için açmıştım. Kendimi ılık suya bıraktığımda rahatlamaya başladığımı hissettim.
Korkmuştum işte, Güzel Kadın'ı kaybetmekten korkmuştum. Saçma bir rüya bile beni böyle korkutuyorsa, gerçeğini düşünmek bile istemiyordum. Ona ismiyle hitap etmek yerine, Güzel Kadın demeyi tercih ediyordum. Çünkü kendi isminden çok, ben bu lakabı benimsemiştim ve ondan böyle bahsetmeyi sevmiştim.
O çok farklıydı. Hemde fazlasıyla. İlk defa birine bu kadar alışmış ve ısınmıştım. Evet, ısınmak ve benimsemek, ona bu daha önce bilmediğim duygular beslediğim saçmaladığını ortadan kaldırmaya yeterli iki kelime.
Yüzümde aka çıkmanın sonucu olan gülümsemeyle düşüncelere dalmışken, duşta geçirdiğim tahminen bir saat veya daha fazla olan zaman dilimini farketmemiştim. Suyu kapatıp, havluya kurulanırken, odama doğru ilerlemeye başlamış ve kendimi yatağa bırakarak biraz dinlenme amaçlı gözlerimi kapatmıştım ama son duyduğum şey çalan cep telefonumun sesi olmuştu..
--
Sabah uyandığımda, belimde sarılı olan havluyla uyanmıştım. İlk önce biraz garipsesemde, daha sonra dinlenmek amaçlı gözlerimi kapattığım ve ardından uykuya daldığımı hatırladım ve cep telefonumu elime alarak dün akşam kimin aradığına bakmak için 'geçmiş' kısımlı yere parmağımı dokundurarak açılmasını bekledim. Tanımadığım bir numaraydı. Garip olan ise bu numarayı bir kez de benim aramış olmamdı. Önce pek önemsemesemde, bedenimi bir merak duygusu kaplamış ve kendimi numarayı ararken bulmuştum.
Telefonun diğer ucundan, bir kadın sesi geldiğinde geldiğinde, ses tonundan Deren'in olduğunu anlamam ve şaşırma kısmını aynı anda yaşamıştım. ''Ordamısın, Çağkan?'' diye cevap bekler bir şekilde sorduğunda ancak kendime gelebilmiş, telefon numaramı nerden bulduğuna dair soru soracak duruma gelebilmiştim.
''Deren, sensin değil mi?'' diye cevabını bildiğim saçma bir soru sorduğumun sonradan farkına varabilmiştim.
''Evet, benim. Şaşırdığını biliyorum, telefon numaranı nereden bulduğumu soracaksın değil mi?'' diye bir kıkırtı eşliğinde sormuştu.
''Evet, onu soracaktım da, sen dün akşam aramışsın yenı farkettim, ters giden bir şey mi var?'' diye sorarak cevap vermesini bekledim.
''Var, yani aslında yok. Dün için özür dilemek istiyordum.''
''Dün için?'' diye sorarca konuştuğumda derin bir nefes aldı.
''Şey, dün pek iyi değildim. Sana bir açıklama yapamadan gittiğim için özür dileycektim.''
''Ha, o konu. Sorun değil.''
''Peki, o zaman.Şimdi, senin sorunu cevaplayayım.''
''Bekliyorum.''
'' Dün, sendeyken, yani sen duştayken almıştım. Belki bir ara lazım olur falan diye. enden de kendi numaramı çaldırmıştım ama kaydetmeyi unutmuşum. Üzgünüm.''
''Tamam, ben kaydederim.''
''Peki, görüşmek üzere.'' dediğinde gülümsedim.
''Görüşmek üzere, Deren.'' diye sözlerimi tamamlayarak 'no' yazan yazının üzerine parmağımı hafifçe değdirdim ve ardından numarasını ''Güzel Kadın'' yazarak kaydettim.Yüzümde ki aptal sırıtışla mutfağa doğru ilerledim. İşte, şimdi kimse keyfimi kaçıramazdı.
Büyük bir neşe içinde, şarkı mırıldanarak kahvaltıyı hazırlamış ve beğenmiş gözlerle masayı süzmeye başlamıştım ki kapının sesini duydum ve adımlarımı kapıya doğru ilerlettim. Açtığımda ise karşımda Güzel Kadın'ı görmemle, eskisi kadar olmasada biraz şaşırmıştım.
''Poğaça ve simit aldım, sever misin?'' diye neşeyle sorduğunda cevap vermemi beklememiş ve kapıya yasılı olan kolumun altından içeriye girmiş ve mutfağa doğru ilerlemişti. Peşinden mutfağa doğru ilerlediğimde, sofraya üzgün bakışlarını atarak yüzünü bana çevirdi. ''Kahvaltıyı ben hazırlamak istiyordum ama, olsun.'' diyerek dudaklarını büzdü. Açıklama yapma gereksiniminde bulunuş olacak ki cevap vermemi beklemeden, kendisi tekrar sözlerine başladı.'' Şey, ben dün için, hani özür dilemek amaçlı.'' dediğinde gülümsedim. '' Dün özür diledin diye hatırlıyordum. '' Dediğimde ''Tamam , istemiyorsan giderim ben.'' diyerek mutfaktan çıkmaya yeltelendiğinde kolunu tutarak durmasını sağladım. ''Saçmalama, hem bende sıkılmıştım yalnız kahvaltı yapmaktan. Benim içinde güzel olur.'' dediğimde kocaman gülümsemiş ve elindeki poşetleri masaya bırakarak konuştu. '' Sen otur, ben çayları koyayım o zaman.'' Büyük bir mutlulukla masaya yerleştim ve Güzel Kadın'ı izlemeye koyuldum...
----
![](https://img.wattpad.com/cover/38412961-288-k679276.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KADIN.
RomansSabah aniden kalkarak yan tarafıma baktım fakat yoktu. Kafamı pencereye çevirdim ve bakakaldım, hayali bir parmağın bıraktığı yazıya pencere camının buğusuna "HOŞÇAKAL"...