JET

151 3 0
                                    

- Yola çıkmam gerek.
- Neden?
- Frekanslara baktım. O şey her neyse Hatay'a düşmüş. Hatay yeryüzünden silinmiş olabilir.
- Olamaz..
- Turan Ordusu ordaydı. Her an Hatay'la beraber biz de yeryüzünden silinebiliriz.
- Sen ne yapabilirsin ki?
- Oraya ulaşıp canlı kim varsa bilgi almalıyım.
- Sadece bunun için mi?
- Evet. Sadece bunun için.
Asena hızla son malzemelerini koyup çıkışa yöneldi.
- Onun için gittiğini biliyorum Asena!
Asena son bir bakış atıp dışarı çıktı. Hatay'a ulaşması gerekiyordu. Turaz marka motoruna bindi. Gidecek uzun bir yolu vardı. Kaskındaki navigatöründe rota belliydi: Ankara Sarayı.
Birkaç saat süren yoldan sonra Ankara'nın merkezindeki yıkılmış saraya varmıştı. Hatay'daki olaydan sonra Turan'ın dört bir yanından tüm güçler oraya yönlendirilmiş olmalıydı.
Asena motorundan indi, hızlı ve gizli bir şekilde ilerlemeye başladı. Yıkılmış sarayın dört bir yanında saray muhafızları bulunuyordu. Yıkıntıların arasından ilerlerken tahmin ettiği gibi muhafızların ısı radarları çalışmaya başlamıştı. Kemerinden çıkardığı bir tür bilekliği hemen bileğine taktı. Gölgelerin arasından yoluna devam ederken üst piste doğru çıkabileceği bir yol gördü. Hızla hareket etti ve muhafızların arasından doğruca üst piste tırmandı.
Biraz sonra üst pistte yıkıntıların arasında ilerlerken molozların arasından hedefini gördü: Hunjet. Etrafta bir sürü asker varken bu jeti ele geçirmek gerçekten hiç kolay olmayacaktı.
Sessizce ilerledi... Birkaç metre kalmıştı. Adım adım yaklaşıyordu.
- Sen!
İrkildi. Arkasını döndüğünde ona bakmakta olan askeri gördü:
- Evet?
- Burda ne işin var?
- Ben TOM temsilcisiyim. Hatay savaşı olurken Bakü'den Başkan İlteriş'in kod emriyle buraya gönderildim. Saldırı altındayken enkaz altında kalmıştım. Acilen Bakü'ye dönmem gerek.
- Başkana Turan Sarayı saldırısından beri ulaşamıyoruz?
- Bana o kod emriyle mesaj geldi fakat.
- Kimliğini göster.
- Bakın, acilen dönmeliyim. Başkan bu yaptığından hoşlanmayacak.
- Üzgünüm fakat kimli...
- Tamamdır evlat, sorun yok. O benimle.
Asker başıyla selamlayıp arkasını döndü ve uzaklaştı.
- Bakıyorum boyundan büyük işlere bulaşıyosun?
- Seninle uğraşmaya vaktim yok Kerem. Sal beni.
- Benimle uğraşmaya vaktin yok mu? Bak sen şu işe! Ne çabuk unuttun o günleri?
- Ne günleri? Ne anlatıyosun sen ya? Çıkmışsın yıllar önceki mevzulardan bahsediyosun. Bi siktir git!
- Eh.. Seni ordan alayım öyleyse... Malum, o yanındaki orduya bağlı bir jet. Yakalanırsan senin için iyi olmaz.
- Bana bi adım daha atarsan o kolunu götüne sokarım senin.
- Asena, Asena, Asena... Söylesene senin ne işin var burda? O mağarandan niye çıktın ki? Bak sen şu işe... Alkolik Asena birden ordudan jet çalmaya kalkıyor... Tuhafsın.
- Kerem. Beni tanımıyorsun, benden uzak dur. Geçmişte kalan iki kişiyiz sadece biz. Sana ne bir şey hissediyorum, ne de bir ilgim var. Sakın geçmişten faydalanmaya kalkma. Sakın.
- Asena! İlgin falan umrumda değil. Farkındaysan karşında bir binbaşı olarak duruyorum? O jet orduya ait! Ne yapacağını söyle, jeti ancak öyle veririm. İstemesem vermem. Şansını zorlama. Geçmişle falan uğraştığım da yok.
- Bak... Hatay'a ulaşmam gerek. Yaren'in erkek arkadaşı Turan Ordusu'ndaydı. Yardım etmek istiyorum.
- Yaren'in mi? Akademi bilgilerin umarım tazedir. O jet Tuna Kol'un çizdiği jetlerden biri. Sürmesi zordur.
- Neyse ki beni sadece akademiden tanıyorsun. Neyse, teşekkür ederim.
- Ne demek is..Hey! Neyse...
Şaşırmasına fırsat kalmadan Asena jete atlamış, hızla tüm sistemlerini devreye sokmaya başlamıştı bile.
Bilindik jetlere benzemeyen bu garip jet havalanırken camdan dönüp onu izleyen Kerem'e bakmadı bile. Akademiden olan eski erkek arkadaşına. Askerlik akademisinden.
Yıkılmış sarayın tepesinden hareketlenen jetin çıkardığı gürültü ortalığı inletti.
Asena biraz sonra Ankara semalarından çıkıyordu.

ASENA 2070Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin