Asena bacağına baktı. Beklediğinden çok daha hızlı iyileşiyordu. Çıkışı ararken koridorun sonundan gelen seslerle irkildi. Hemen solundaki kolonun arkasına saklandı. Birkaç saniye sonra birkaç insana ait koşma sesleri geldi ve hızla yanından geçerek onu görmeden Asena'nın geldiği yöne doğru uzaklaştılar. Asena ise olduğu yerden çıktı ve sendeleyerek onların geldiği yöne doğru ilerlemeye başladı.
Koridor önünde uzamıştı. Hafif karanlığın içinde insanın içini bayan ve rutubet kokan koridor. Nerdeyim ben?, diye geçirdi içinden. Sağ duvarın üstünde sıra sıra kirli pencereler duruyordu. Oradan çıkmak için kullanabileceği bir şey görmeyince mecburen yoluna devam etti. Sol tarafında gördüğü büyükçe bir kapıyı açmaya çalıştı fakat kilitliydi. Çaresizce başını eğdi. Yerdeki kan izleri dikkatini dağıtmıştı.
- Ben nerdeyim amınako..Siktir...
birkaç metre ötesinden bir ses geldi. Asansörün kapısı açıldı: On kişiyle birden göz göze geldi.
Asena geriye doğru birkaç adım attı. Aniden arkasını dönüp uzaklaşmaya çalışırken koridorun diğer ucundaki kapısından çıkanları gördü.
Uzun ve genişçe koridorun tam ortasında iki yanı da kapanmış bir şekilde duruyordu. Korkunun kendisine hakim olmasına izin veremezdi:
- GELİN LAN! OROSPU ÇOCUĞUSUNUZ GELMEZSENİZ! HADİ!
Yaralı bacağıyla gard almış bir şekilde kendisine saldırmaya hazırlanan düşmanlarına dikmişti gözlerini. İki tarafından da yaklaşıyorlardı.
- HADİ!
Koşmaya başladılar.
TAK!
Asena nolduğunu anlayamadan bir camın kırılma sesiyle hemen önünde ona doğru koşan yere düştü. Her iki tarafındaki düşmanları da ne olduğunu anlayamamıştı. Silahlarını Asena'ya doğrulttular.
TAK!
Biri daha düştü. Silahlarıyla pencerelere ateş etmeye başladılar. Birkaç saniyelik sessizlik hepsinin dikkatini toplamıştı. Aniden içlerinden geçenlerle bütün camlar büyük bir şangırtıyla kırılarak parçalandı.
- NOLU...
- ATEŞ ED...
- AH!
- SİKE...
Saniyeler süren silah sesleri ve...
- İyi misin?
- Siz kimsiniz?!
Karşısında duran adam gülümsedi.
- O iyi! Hadi gidelim!
****
- Al, iyi gelir.
- Teşekkür ederim.
- Yaran biraz ilginç duruyo... Ne zaman oldu demiştin?
- Dün.
- Nolmuştu peki?
- Bacağıma demir saplandı.
- Delip geçtiğinden emin misin? Sadece iz var burda!
Asena başını salladı.
- Değişiksin.
Asena gülümsedi:
- Biraz öyleyimdir.
Az sonra kapıdan bir erkekle kadın girdi. Hemen önüne oturdular.
- Bize izin verir misin küçük dostum?
- Tabii.
Az önce Asena'yla sohbet eden çocuk dışarı çıktı.
- Sen buraya nerden düştün?
- Hemen üstüne gitmesene!
- Hayır, hayır sorun yok. Burası çok tehlikeli bir yer. Bir kadının aniden ortaya çıkıp Erliklerin eline düşmesi normal mi?
- Ne kadınmış ya.
Asena söze atladı.
- Nasıl düştün buraya?
- Ankara Sarayı'ndan gönderildim ben. Jetle Hatay'a ulaşmaya çalışırken ne olduğunu anlayamadan kendimi yere çakılmış buldum.
- Turan Ordusu'yla ne işin var?
- Eski bir subayım ben.
Erkekle kadın geri çekilip tereddüt etti.
- Bak, arkadaşım. Bir asker olabilirsin ama burda tek başına yapamazsın. Aysena Korkmaz öldüğünden beri Türkiye eskisi gibi değil.
- Burda kalmaya niyetim yok. Ordudan haber alamadığım için oraya gitmem gerekiyor.
- Rotan nedir?
- Burayı benden iyi tanıyorsunuz?
O adam biraz düşündü.
- Seni Akdeniz'den Hatay'a geçirebiliriz. Karayolu şu an çok tehlikeli. Yarım yamalak gelen haberlere göre Ankara Sarayı çökmüş durumda. Silahlı kuvvetler şu an meşguldür. Erlikler gibi örgütler dışarı çıkmaya başladı. Gel bizle, hadi.
Kalktıktan sonra yavaş adımlarla bulundukları odadan çıktılar. Önlerinde yine uzunca bir koridor vardı, bir sürü odaya bağlı bir koridor. Odanın dışına çıkan insanların gözleri Asena'ya çevrildi. Onlar yavaşça yürürken herkes Asena'ya bakıyordu. Asena, o bakışların arasında dik bir şekilde yürüyordu. Bu bakışlara alışkındı, hep yaşamıştı; hayatı boyunca.
Uzun koridorun sonunda ofise benzeyen bir yere girdiler. Az sonra büyük masanın üstünde haritalar duruyordu.
- Seni şu noktadan bindiriyoruz. Haydar Aliyev Deniz Terminali'nin hemen birkaç kilometre yanında sağladığımız bir biniş karargahı. Burdan bir saat içinde Gülcihan'a ulaşmış olursun. Burdan sonra sana eşlik etmek için adam gönderebilirim. Tek başına zorlanırsın.
- Niye? Kadın olduğum için mi?
- Öyle demek istememiştim...
- Ben böyle iyiyim... Teşekkürler. Bu arada siz, kimdiniz? Bu kadar elinizin kolunuzun olması ilginç geldi.
- Biz kimiz... Biz Ülgenleriz.
- Ne güzel. Koskoca Türkiye'de bi Ülgen'le Erlik'imiz eksikti.
- Maalesef Asena. Her şey zıttıyla varmış demek ki.
Asena başını salladı. Biraz sonra harekete geçmek için hazırlanacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA 2070
Science FictionTuran'ın ve dünyanın karanlık savaş günlerinde, arayışa çıkan biri... Bir kadın. GÖREV III ile eş zamanlı gerçekleşen bu kısa olay dizisinde bakalım neler göreceğiz?