8138

35 2 0
                                    

- Tüm Turan birimlerine! Bu kod 8138'e aittir! Tüm Turan birimlerine! Acil çağrı! Tüm bi...
Asena telsizi kapattı. Homurdanıyordu. Bir şeyler ters gidiyordu. Oraya hemen ulaşmalıydı.
Adana'nın hemen dışına ulaşmak üzereyken aniden bir gök gürültüsüyle sarsıldı.
- Sikeyim..!
Neler olduğunu anlamamıştı. Görsel temas kurmaya çalışırken yüzlerce kilometre uzaklıktaki karaltıları gördü. O havada daireler çizen minicik şeyler devasa hava gemileriydi. Çok fazlalardı. Anlaşılan beklediğinden çok daha büyük bir savaş yaşanıyordu.
Daha da hızlandı. Havayı yararak ilerlerken gözleri kararmaya başlamıştı. Şaşkınlıkla gözlerini ovuyordu fakat... Gözleri kararmamıştı. Gökyüzü karanlığa bürünüyordu!
- Noluyo amınakoyayım?!
Birkaç saniye içinde o karanlığa bürünmüş göğün derinlerinden bir şey patladı. Saniyeler içinde... Her şey ağır çekimdeydi... Asena bunun ne olduğunu fark ettiğinde ise çok geç kalmıştı...
- HAYI...
......
.....
....
...
..
.
Bilinci yarı kapalı gözlerini açmaya başladı. Acı çekiyordu. Acı sağ bacağından geliyordu. Nedenini çözmek için üstündeki büyük panel parçasını itlemeliydi.
Acıyla karışık bir iniltiyle üzerindeki jet parçasını itleyip diğer tarafa attı. Tam o anda zorla doğrulduğunda baldırına saplanmış demir parçasını gördü. Acıdan bayılmadan bunu çıkarmalıyım, diye düşündü. Acı bir çığlıkla tekrar doğruldu ve bacağını saplandığı yerden çekmeye başladı. Şok geçirmek üzereyken bacağını demirden tamamen kurtardı ve diğer tarafa yattı. Canı çok yanıyordu.
Ayağa kalkmayı denedi. Olmuyordu. Tutunmak için bir şeyler aradı. En sonunda hemen önündeki başka bir demir parçasını gördü. Yavaşça uzanıp onu aldıktan sonra parçalanmış jetin iç kısmından topallayarak çıkmaya başladı.
Aniden arkasından gelen sesle irkildi:
- Bu bildiri, tüm özel ANKA jetlerine çağrıdır. Ben Tuna Kol. Dış uzay saldırısı yapıldı. Hatay'a ulaşamıyoruz. Bütün destek birimleri 362029K 361858D GPS koordinatlarına yola çıksın. Tekrar ediyorum. Bu bil...
Asena parçalanmış jetin içinden gelen ses devam ederken tekrar arkasını dönüp yürümeye başladı. En son nerede bulunduğunu hatırlamaya çalışırken kafasını kaldırdığında yüreği acıyla sancıdı. Her yer alev içinde, yıkılmış ve parçalanmıştı.
Zorla etrafında döndüğünde gördükleri onu ürpertmişti. Bu nasıl bir savaştı böyle? Tahmin ettiğinden çok daha kötüydü sonuçlar. İlerde bir tabela gördü: Kurtkulağı.
- Hala Adanada'yım..
Bacağına bir çare bulup yola koyulmak zorundaydı. İşler gerçekten ciddiye binmişti. Eğer o silahın etkileri buralara kadar geldiyse oralar... Peki ya... Ya Kürşad öldüyse? Diğerleri!? Turan Ordusu? Siktir, diye geçirdi içinden. Daha da hızlanmaya çalıştı ama nafile. Canı inanılmaz yanıyordu. Bacağı resmen delinmişti Asena'nın.
Binaların arasından sesler yankılandı. Bu sesler Asena'nın hoşuna gitmemişti. Birkaç yıldır patlak veren bir isyan problemi vardı Türkiye'de. Hatta birini Kürşad bizzat kendi başına konuşarak önlemişti. Binaların arasından yankılanan bu ses Erliklerin sesine benziyordu.
Hızlanmaya başladı. Fakat bacağı ona engel oluyordu. Elindeki demir bastona dayanarak daha hızlı yürümeye çalışsa da acıya dayanamıyor, durup dinleniyordu. Gürültüler daha da arttı. Bu aptallar savaştan fırsat bulup tekrar harekete geçti galiba, diye düşündü. Gürültüler arttıkça kalbi daha hızlı çarpıyordu Asena'nın. Omzuna baktığında silahını çakıldığı yerde unuttuğunu fark etti. Belindeki tabancası tek silahıydı. Akademiden kalan tabancası.
Git gide daha da yaklaşan gürültü onu endişelendiriyordu. Hiç bilmediği bu yıkılmış ve tenha yerde bir kadın olarak bulunması onu daha da stres yapıyordu. Ne kadar kuvvetli ve onurlu bir Türk kadını olsa da, şu an çaresiz bir şekilde hızla oradan uzaklaşmalıydı. Daha da hızlanmaya başladı, zorla...
- Hadi! Hadi!
Acısı gittikçe arttı. Basamıyordu. Aniden hemen yanında bir ufak rüzgar hissetti. Hemen yanındaki duvara bir mermi saplandı.
- Siktir..
Koşmaya çalışırken bacağındaki acıya dayanamadı.. Şoktan bayılmıştı.

ASENA 2070Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin