AKDENİZ

10 1 0
                                    

- Bu hattı izleyeceksiniz. Önünüz temiz. Eğer bir sıkıntı olursa mutlaka rapor istiyorum kaptan.
- Anlaşıldı efendim.
- Asena! Kim olduğunu pek anlayamasam da iyi birine benziyosun dostum. Umarım oraya ulaşırsın.
Asena başıyla onayladı.
- Teşekkür ederim.
Bu sefer de ona yardım eli uzatan o adam başıyla onaylamıştı.
Nihayet yola çıktılar. Açık mavi deniz önlerinde uzanıyordu. İlginç bir tür turbonekte hareket ediyorlardı. Genişliği yaklaşık 10 metre, boyuna da onun üç katı kadarlık bir tekneydi. Burundan teknenin ortasına kadar uzanan aerobik bir kapalı noktası vardı. İçinde aşağı inen bir merdiven, bir de kaptan salonu bulunuyordu. En arkasında ise sonradan montelenmiş bir çeşit ağır makineli tüfek duruyordu.
Asena teknedekileri inceledi. Bir erkek vardı. Baştan aşağı vücuduna yapışan dalgıç kıyafetine benzeyen bir üniforma vardı. Uzun boyu ve yapılı vücuduyla sütun gibi dikiliyordu. Onunla aynı üniformayı giymiş bir de kadın vardı. Bu kadın da ilginç derecede güçlü ve yapılı duruyordu. Yüzünde gözünden aşağı inen eski bir yarası vardı. O yaranın altında kalan gözünün rengi de farklıydı. Kısa siyah saçlarıyla gerçekten de çekici fakat bir o kadar da tehlikeli duruyordu. Sonra kaptana baktı. Kendi halinde, sakin ama dikkatli biri olduğunu gördü. Mimiklerinden bile ne kadar ciddi biri olduğu görülüyordu. Hafif kilosu ve yüzüyle kendine özgü bir tipe benziyordu. Asena'nın aklına çocukluğunda izlediği bir çizgifilm gelmişti. Kendi kendine sırıttı.
- Çok tatlı gülüyosun..
Asena irkilerek başını kaldırdı. Beklemiyordu.
- Eğer, her şey geride kalırsa seninle bi kahve içebilir miyiz diyordum?
- Sakin ol koca oğlan.
Yanındaki kadın söze girdi.
- Sen ona bakma arkadaşım. Arada böyle yapası tutar. Seni görünce gevezeliği tuttu heralde.
- Bozmasana beni. Şurda iki laflamaya çalışıyorum ya!
- Dostum şu anda bir savaşın ortasındayız. Ordu ortada yok, lider ortada yok, iletişim hatları çökük! Dışarda da Erlik insanlara zulmediyor. Sen hala nerdesin ya?
Erkek olan susmuştu.
- Sorun yok..
Asena söze girdi bu sefer.
- Her şey geride kalırsa neden olmasın?
Erkek olan sırıtmıştı. Yanındaki kadına dönüp bir hareket çekti.
- Şuraya bakın!
Hepsi birden kaptanın gösterdiği yöne döndü. Bir çeşit zırhlı tekne yaklaşık bir mil uzaktan hızla onlara yaklaşıyordu.
- Siktir... Bunlar Kıbrıs çıkışlı sivil korsan tekneleri.
- Birkaç dakikaya bize yetişirler! Hazır kalın.
Gerçekten de birkaç dakika sonra hemen birkaç on metreye inmişlerdi. Anons geçmeye başladılar.
- Çatışmaya hazırlanın çocuklar!
Biri sağ taraftayken diğeri sol tarafı siper edinmişti. Birkaç saniye sonra makineli tüfeklerin sesleri yükselmeye başladı:
- BAŞINIZI KALDIRMAYIN!
Asena kapalı bölgenin içinde kaptanla beraberdi:
- Şu makineli tüfeği kullanmam gerek!
- Çok tehlikeli Asena! Kıç tarafından geliyorlar!
- Önemli değil!
Kaptan dışardaki erkeğe seslendi:
- ONU KORU!
Erkek başıyla onayladı. Asena yavaş ve dikkatli şekilde olabildiğince yere yakın ilerliyordu. Dışarı çıktığında erkek de yanından ilerliyordu. Hemen yanlarındaki kadın ise aralıklarla çıkıp ateş etmeye çalışıyordu.
- Operatörü buraya çevirebilir misin!?
- Tamam!
Teknenin zeminine yatmış bir şekilde makineli tüfeğin yönünü kıç tarafına çevirdi.
- KALKABİLİRİZ!
Makineli tüfeğin arkasına sığındılar.
- Dikkatli ol!
Asena başıyla onayladı. Ateş sesleri azaldığında çevik bir hareketle sağdaki çıkıntıdan güç alarak operatöre atladı.
- ŞİMDİ BİTTİNİZ!
Makineli tüfekle ateş etmeye başladığında karşıdan gelen cevap çok daha ağır bir şekilde olmuştu ve durmuyorlardı.
- Kaptan! KAPTAN!
Silah, dalga ve motor seslerinden birbirlerini bile duymuyorlardı.
- ASENA! SIKI TUTUN!
Hemen yanında belirdi az önceki erkek.
- YÜKSEK HIZA GEÇİYORU...
TAK!
Gözleri Asena'nın gözlerinden ayrıldı. Yere yığılmıştı.
- KAPTAN! KAPT..AN!
Birkaç saniye içinde gelen rüzgardan bile konuşamayacak durumdaydı. Yüksek hıza geçerlerken sıkı tutunmasaydı az daha Akdeniz'e gömülecekti. Dalgaları yararak ilerlerken Asena hala ateş ediyordu. Birkaç dakika içinde çoktan uzaklarda kalmışlar ve atış menzilinden de çıkmışlardı.
Az sonra yüksek hızdan çıktılar. Asena operatörden atladığı gibi geri döndü. O erkek yerde yatıyordu. Hemen göğsüne bir şarapnel saplanmıştı. Bacağı da delinmiş gibi duruyordu, teknenin içi kırmızıya boyanmıştı. Kadın, yorgunluktan bitmiş bir şekilde diğer köşeye yığılmıştı. Yerdeki arkadaşına bakamıyor, gözlerinden yaşlar geliyordu. Kaptan koşarak geldi:
- KIZAGAN! KIZAGAN! İYİ MİSİN!
İsminin Kızagan olduğu duyulan erkek zorla nefes alıyordu:
- İyi..yim..
İçeriden bir ses geldi. Yüksek radar uyarısına benziyordu. Kaptan küfür ederek tekrar içeri koşmaya başladı. Asena, Kızagan'ın yanıbaşına geldi.
- A..sen..a!
- Sorun yok! Sorun yok! Bak burdayım! Yanındayım! İyi olacaksın Kızagan! Sakın uyuma!
Kızagan gülümsemişti. O haliyle yerde yatarken bile gülümseyebiliyordu:
- U..un..unutma! Kah..k..kahv..e sözü..zün var...
- Evet! Evet! Bak kahve içicez seninle! Hiçbi şeyin yok! İyisin sen!
- ASENA!
Asena kaptanın bağırışıyla irkildi... Hemen ardından arkasından bir çift kol onu omuzlarının altından kavrayıp kaldırdı... Her şey ağır çekimdeydi sanki... Yavaş ve ağır... Kaptanı gördü... Endişeli bir şekilde kapının yanına tutunmuş ona bakıyordu... Gözlerindeki korku ve endişe kendini belli ediyordu... Ağzı ardına kadar açık, Asena diye sesleniyordu... Sonra gözleri yere gitti... Havaya doğru bakakalmış Kızagan... Teknenin zemininde, onu korumak için çabalarken göğsüne girmiş bir şarapnelle ve neredeyse delinmiş bacağıyla... Gökyüzüne bakıyordu öylece... Asena ayaklarının yerden kesildiğini hissetti... Kaldırılıp fırlatılmıştı sanki... Gözleri Kızagan'dan kayıp son gördüğü gözler olan kadının gözlerine gitti... Yüzündeki ona ait yara iziyle... Farklı göz rengiyle... Soluk yanaklarından ince ve estetik çenesine inen yaşlarıyla... Git ve başar diyordu gözleriyle adeta... Donukluk vardı yüzünde... Asena eliyle ulaşmaya çalıştı, ona tutunmaya çalıştı... Olmuyordu... Ağır çekim bitti...
- AAAAAH!
GÜM!

ASENA 2070Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin