YAZARIN ANLATIMINDAN...
İçeriye giren adamların içinde, en genç olanı bir adım öne çıkıp, Aras'ın yatağına ilerledi. Çok geçmemişti ki, yatağa varıp, uykuya yenik düşmemek adına direnen Aras'ın güçsüz bedeninin üzerine eğildi. Bu hareketi üzerine, genç kız rahatsızlık duymuş olmalı ki, kaşları çatıldı.
Rahatsız olduğunu ele veren ses tonuyla konuştu, "Ziyaretçi saatleri içinde değiliz." Genç kızın, bir duyarlılık beklediği âşikardı, koyu kahverengi gözlerini adama dikmiş bir şekilde, odayı terketmesini bekleyen kız, sonunda sûkûnetini bozmaya karar verdi, "Zorluk çıkarmayacağınıza inanıyorum, hasta uyumak üzere eğer ziyaretçilerin kabul edildiği saatlerde gelirseniz, hasta ile görüşebilirsiniz."
Adam, başını yavaşça sağa çevirdi, ve kızın ciddi olup olmadığını kontrol etti. Son derece kararlı olan kızın bakışları, eğlendirdi onu, Aras'ın bedenine daha fazla eğilip, en tehditkâr ses tonunu takındı, "Seninle bu şekilde görüşebilmek, ne kadar hoş öyle değil mi?" Adamın unuttuğu bir şey vardı, eğildiğinde, ceketinin altında kalan silahı gözükmüştü.
Gözleri silaha kayan Arya, ürperdi. Eskileri hatırladı, soğuk metalin, derisinin üzerinde gösterdiği etkiyi hatırladı. Olduğu yerde titredi, korkmuştu. Aynı şeyleri yaşamaktandı belki de genç kızın korkusu. Aynı şeyleri yaşayamazdı, başına dayanan soğuk metali hissedemezdi yeniden, ölümle yaşam arasındaki o ince çizginin üzerinde hokkobazlık yapamazdı yeniden.
Çenesi kasılan Aras, sinirlendiğini saklama gereği duymamaksızın tükürürcesine konuştu, "Adi herif!" Yüzünde arsız bir sırıtış belirdi ek olarak, "Ayıkken yapamadığını şimdi mi yapmaya karar verdin? Kolay olanı tercih etmene şaşmamalı," Aras'ın meydan okuyan çelik bakışları, adamın üzerinden kalkmamakta ısrarcıydı.
İçini ürperten anılarından kurtulan Arya, harekete geçme kararı aldı, son safhaya ulaşmış korkusunu, en derinlerine gömerek sırayla süzdü adamları. Korkmamalıydı, hiç bir şey olmayacak, adamlar birazdan buradan gidecekti. "Size çıkmanızı söyledim! Güvenlik görevlilerinin zorla çıkarmasını istemezsiniz diye umuyorum."
Kızgınlığını bariz bir şekilde yansıtmıştı cümlelerine Arya, adam sırıttı. "Haklısın Aras, nasıl acı çektiğini bizzat izlemek varken ne diye şimdi izleyemeyeceğime rağmen bunu yapayım ki?" Yüzündeki sırıtması, mide bulandırıcı şekilde yayılmıştı yüzüne, aslında adamın hoş bir yüzü olmasına karşın, kötü adam tavırları, insanların midelerinin kasılmasına yol açıyor diye düşündü Arya.
Kafasını hızla sağa sola sallayarak, kendine geldi önce. Gözleri kapanmaya yüz tutmuş Aras'ın başındaki adam yavaşça geri çekildi, ceketini düzeltti. "Yine görüşeceğiz, çok özlemeyiz." Bakışı Arya'ya kaydı, Arya, o bakışların altında ezilmemek için olsa gerek, yere sabitledi kocaman açılmış irislerini.
Adam özellikle Arya'ya temas etme gereksinimi duyarak, çıktı odadan. Tiksinme hissi baş gösterdi Arya'nın içinde, eve gittiğimde güzel bir duş almam gerek diye düşündü, belki de sıcak suyun etkisi yeniden saklı yerlerine sokardı anılarını.
Aklına Aras geldiğinde, hışımla Aras'ın yatağına döndü Arya fakat beklediği şey uyuyan Aras değildi. Kesinlikle değildi. Ona kızmak istemişti, o anıları gözlerinin önüne serdiği için tüm zehrini ona akıtmak istemişti. Aras uyandığında, tüm sinirinin geçeceğini Arya da çok iyi biliyordu.
İç geçirdi. Yeniden düşündü soğuk meteli, ondan gelen çığlık seslerini umursamayan sadisti, ölüm korkusunu...
Yine böyle bir kış mevsimindeydi o zamanlar, henüz küçüktü, liseye gidiyordu. Yağmurdan ıslanıp, suratına yapışan saçlarından sıkılıp tepeden bir topuz yapmıştı ve cadde boyunca yürümeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Beyazı
Novela JuvenilGeçmiş, geleceğin beklentisini sömürürcesine, ruhsuz bakışlarına işlemişti. Pişmandı. Yaptıklarından ve yapacaklarından. Herkesin korktuğu, o ruhsuz bakışlarından arınamayan Aras, namı diğer "Sansar" geçmişin getirdiği acı tadı, ruhsuz bakışlarına...