Bölüm 9

271 26 51
                                    

ince ve kemikli parmaklarıyla sıcak çikolata dolu sıcak bardağı kavradı ve yavaş adımlarla mutfaktan çıktı. evin bahçeye çıkan kapısı zaten açık olduğu için hiç zahmete girmeden elindeki bardaklar ile dışarı çıktı. o sırada ortadaki ağacın altına oturmuş sevdiğini görünce gülümsedi ve ona doğru yürümeye başladı. yeşilli genç parmakları arasındaki kediyi nazik hareketler ile seviyor, dudaklarındaki o salak gülümsemeyi eksik etmeden batan güneşin ortaya çıkardığı o mükemmel görüntüyü seyrediyordu todoroki yanına varınca onu korkutmamak için fısıldarken. "sıcak çikolata ister misin?" duyduğu ani sesle gerilen yeşilli kafasını kaldırıp çift renk saçların sahibine baktı. "ah... tabi." melez ona doğru ilerledi ve yanına oturdu. bardağı ona uzatınca yeşilli elinin yanmaması için giydiği uzun kolluyu ellerine kadar çekti parmakları kupanın etrafına dolanırken. onun her bir hareketini izleyen todoroki gülümsemiş ve her zamanki nazik ses tonuyla fısıldamıştı sevdiğinin üstüne sürtünen kediye dönerken bakışları. "yokluğum o kadar kolay doldurulabiliyor mu? iki dakika yoktum ve kendine yeni bir arkadaş bulmuşsun bakıyorum da." midoriya onun dediğine gülerken üstünden duman tüten fincana üflemeye başladı. "bu dünyadaki hiçbir şey kedilerin yerini tutamaz."

"kendime yeni bir düşman edindim demek ki." ikisi de güldü bir süre boyunca. ardındansa aralarında rahatlatıcı bir sessizlik başladı. gök yüzünü izleyerek sıcak çikolataların içtiler bir süre. yeşilli sıcak çikolatanın verdiği mayışmışlık ile çimenlere uzandı ve gökyüzünü seyretmeye başladı. onun hareketlerini taklit eden melez de hemen onun yanına uzandı ve yanına yanaştı. tek tük evin olduğu sokakta en fazla bir saatte bir geçen araba sesi dışında rahatlarını bozan hiçbir şey yoktu. ve bu ikisini de hoşuna gidiyordu. ancak sessizlik çok uzun sürmedi. todorokinin endişeli bakışları bir şey konuşmak istediğinin habercisiydi ve nazikçe sevdiğinin kendininkine kıyasla daha küçük kalan elini kendi parmakları arasına almıştı. "hey izuku."

"hmm?"

"benimle vakit geçirmekten hoşlanıyor musun?" midoriya duymayı beklemediği şey ile merakla meleze bakarken o boğazını temizlemiş ve cümleyi toparlamaya çalışmıştı. "yani ne bileyim baya uzun zamandır buradasın burası hoşuna gidiyor, yaptığım şeyler seni... rahatsız yada huzursuz hissettiriyor mu?"

"nereden çıktı bu?"

"bilmiyorum..." parmakları biraz daha onunkilere dolanırken gözlerini kapatmış ve derin bir iç çekmişti. "sadece seni rahatsız hissettirmek istemiyorum sanırım. burada mutlu olmanı isterken özellikle." midoriya onun ciddiyetini anlayınca gülümsemiş ve bakışlarını gökyüzünden ayırmadan konuşmaya başladı. "açıkçası benim hoşuma gidiyor. içe dönük bir insan olunca böyle olması sana daha iyi geliyor sanırım. öyle birileriyle takılmak için hadi sinemaya yok kafeye yada pahalı restoranlara gidelim tarzında birisi değilim. sanki kendi küçük kabuğumun içinde sonsuza kadar kalabilirmişim gibi. yada sana yakın olan birisiyle birlikte. insanlarla aram pek iyi sayılmaz konuşmak bana biraz stresli geliyor ama ne bileyim. onunla sadece sakin bir şekilde takılmayı tercih edebilirim." todoroki gülünce midoriya sinirle omzuna vurmuş ve boğazını temizleyip konuşmaya devam etmişti. "tamam kabul sanki evden çıkamayacak kadar yaşlı insanların yapmayı sevdiği şeylerden hoşlanabilirim ama bunun neresi kötü ki. yanında olan birisiyle oturup sadece huzurlu bir şekilde sıcak çikolata içmek istemesi suç mu yani?" utançla söylediği şeyler ile todoroki gülümsemiş ve yüzüne yanaşmıştı parmakları gözlerinin önünü örten saçlarını geriye iterken. ardından parmaklarını yanağına koydu nazikçe yeşilli genç yüzünü onun eline yatırırken. "soruna cevap verebildim mi?"

"evet. teşekkür ederim."

"hem inan bana eğer gitmek isteseydim elimde binlerce kaçma seçeneği vardı ve yarısının işe yarayacağının bahsine girerdim. bunu yanlış anlaman için söylemiyorum sadece, burada kalmak bana kötü gelmiyor." bir süre öyle durdular. melez genç bir süre sevdiğinin dediklerini sindirmeye çalıştı. gözleri onun zaten ezbere bildiği yüzünü tekrar tekrar geziyor, batmak üzere olan güneşin etrafa yaydığı sıcaklık ise midoriyanın üstünde rahatlatıcı bir his bırakıyordu iyice yorgun bir hale gelirken. ikisi de oldukları halden memnunlardı. 

spark- tododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin