2.6

1.6K 162 66
                                    

Hwang Hyunjin:

Note: Bu kitabı ilk yazmayan başladığımda on altı yaşındaydım, anlatım tarzım çok sorun bu yüzden. Hesapta aktiflik olsun diye Hyunlix'e uyarlayıp tekrar yazdım. Anlatımım veya konu ilerleme şekli cidden sıkıntılı. Kusura bakmayın... Düzeltmeye çalışıyorum...

Uyandığımda beyaz tavan ile karşılaştım. Gözlerimi odada gezdirdiğimde burası benim odam olmadığını anladım ve gözlerimi birkaç kez kırpıp istasyon değişiyor mu diye denedim.

"Neredeyim ben?"

Aklıma gelen son anılarla gözümü daha çok irileştirdim. Hatırlayamadığım son anılar bulanıktı. Görüntüler önce gri, sonra saydam bir hale gelmişti. Daha sonra ise her şeyi hatırlamıştım.

Babam trafik kazası geçirip hayatını kaybetmişti, haberi duyduğunda annem çıldırmıştı. Tamam, annem ve babam ayrı olabilirler, ama annem babamı çok seviyordu. Bunların benim suçum olduğunu söyleyip durmuştu. Benim yüzümden evi terk ettiğini; eğer ben olmasaydım, hâlâ bu evde olurdu ve ölmezdi gibi bir fikre kapılmıştı. Odama intihar hapları bırakıp içmem için kışkırtmıştı.

Sonra ben de içmiştim.

Felix'e mesaj yazıp o an durumu kabullenmiştim, olması gereken buydu diye düşünüp karşı çıkmadım ta ki evi saran ambulans seslerine kadar. Bunu yapan Felix'ten başkası olmadığını anlayınca var gücümle merdivenlerden inip karşı çıkmıştım benden yapılması istenenere.

Tabii ki, anonimin kim olduğunu biliyordum. Bana mesaj atmadan önce bana olan bakışlarından şüphelenmiştim. İlk mesaj attığında tabii ki anlamamıştım, erkek olduğunu söyleyince aklıma bana bakan kişi, yani Felix gelmişti.

Şüphelenmiştim ve konuştuğumda yüzünün kızarıklığı, titreyen elleri ve aşkla bakan gözleri ister istemez beni ona çekmişti. Kızardığında kendini belli eden minik yıldızları ve doğanın rengini taşıyan ela gözleri vardı.

O kadar masumdu ki, onu kirletmekten çok korktum. Anonim hakkında konuştuğumda dudağını büzüp şapşal gibi gözlerini kırpıştırması. Afallamış hali... o kadar tatlıydı ki, ona bağlandığımı fark etmemiştim bile.

Başımı iki yana sallayarak düşündüklerimden uzaklaştım. Koltuğun üstündeki notla kaşlarımı çattım ve notu avuçlarıma aldım.

Merhaba, Yohiro.

Sen beni uyarmıştın. Canını yakacağım demiştin, ben nasıl oldu da sana mani olabileceğimi düşünmüştüm ki? Haklıydın, mani olamadım. Şu an ne yapmam gerekiyor bilmiyorum.

Sadece hissediyorum, çocukça bir davranış olsa bile yeniden yapmanı istemiyorum. Gece yaşadığım korku çok fazlaydı, bunu nasıl atlatırım bende bilmiyorum ama beni lütfen dert etme. En kısa zamanda turp gibi olup karşına çıkarım, kendi kişiliğimle üstelik hm? Güzel olmaz mıydı? Şimdilik sadece bana zaman ver, olur mu?

Seni seviyorum Hyun.

-sakura

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken nota boş gözlerle bakmaya devam ettim. Ona söz vermiştim ve ben bunu tutmamıştım. Kalbimdeki sızı gittikçe artarken notu kalbimin üzerine koyup sıkı sıkı sarıldım.

"Seni hak etmiyor-"

Ağzımdan bu laflar zorla çıkarken mideme bir ağrı oturdu. Daha şiddetli ağlamaya başladığımda hemşire odaya geldi ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Bir şey sormadı sadece sarıldı, intihar etmeye çalışan birisine sorunlarını sormaktansa bu daha mantıklıydı. 

Kendime geldiğimde notu cebime koydum ve sessiz bir şekilde düşünüyordum. O paramparça bir haldeyen benim kötü hissetmemem için kendini zorlamasına bir şey diyemiyordum.

Çok fedarkar ve iyi niyetli birisiydi.

Kapımı birisinin çalmasıyla düşüncelerimi bir kenara atıp oraya baktım. Halam içeri girdiğinde yüzümde bir buruk tebessüm oluştu.

"Niye bana annenin durumundan bahsetmedin? Çok korktum, sana bir şey olacak diye."

Halama baktığımda yüzümde bir gülümseme oluştu. Arada kaçamakta olsa onda kalırdım; annem izin verdiği sürece. Annemin korkutmaları yüzümden cesaret edip ona açıklayamadım durumu.

İşte sen busun Hwang Hyunjin, korkup kaçmayı ilke edinmiş birisin. Başlarda intihar korkaklara göre deyip tükürüğünü yalayan kişisin.

"Bundan sonra bende kalıyorsun. Bu olanlardan sonra senin o cadıya bırakmam. Hiç de sevmezdim onu."

Halam sinirle tısladığında elimi yanağıma götürdüm ve gülümsedim.

Doktorların sorduğu sorulara cevap verdim. Sorular bittikten sonra yatağımda bie müddet dinlemeni istediler sonra gidebileceğimizi söylediler.

Halam bana baktığında gözleri dolmuştu. "Eğer bir daha intihar etmeye çalışırsan, senden nefret ederim." dedi.

Ona yaklaşıp sarıldım.

"Bir daha olmayacak. Ne de olsa söz verdim."

☀️

☀️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Being Sunshine » Hyunlix✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin