Arcane3: Ne
Ne diyorsun Hyunjin
Hyunjin ne saçmalıyorsun
Şaka mı bu
Hyunjin litfen hemen telefona bak
Kafayı yuyevehim inanmıyorum gerçekten
Söz vermiştin
☀️☀️
Titreyen ellerimle 119 numarası tuşladım. "A-alo, arkadaşım evinde intihar etmeye çalıştı. Hap yutmuş... evi (adres işte) lütfen çabuk gidin."
Gözlerimden yaşlar sağanak yağmur gibi akarken sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Montunu kollarımdan geçirdiğimde saati umursamayarak evden çıktım. Annem bana çok kızacaktı, ama şu an bunu düşünecek akli dengede olduğumu düşünmüyordum.
Ağlarken evimin olduğu yere koşuyordum, umut ediyordum. Lütfen geç olmasın, lütfen geç olasın, lütfen geç olmasın.
Evinin önüne geldiğimde annesi içeri girmelerine izin vermiyordu.
"Kim söylemişse yalan söylüyordur."
Kaşlarımı çattım ve bağırmaya başladım.
"İnanmayın ona, lütfen. Ambulansı arayan bendim, annesi yüzünden oldu."
Hyunjin merdivenlerden karnını tutarak aşağı indiğinde kıvranmaya başladı. "Yardım edin. Ölmek istemiyorum." Hyunjin bunları söylediğinde ağlamaya başladı. İçeri gidip onu sedyeye yatırdılar. Ambulans uzaklaşırken annesi bana döndü ve bağırmaya başladı.
"Seni salak çocuk, sonunda ondan kurtulmuştum!"
Dişlerimi sinirle sıktım ve onun gibi bağırmaya başlamıştı.
"Sen ne biçim annesin! Anne denilen insan çocuğu için gerekirse ölmeyi göze alan kişidir, sen ise çocuğunun katili olmak için ona psikolojik baskı uyguluyorsun."
Sinirle güldüm ve bahçeden çıkıp hastaneye giden otobüslerden birine bindim. Hastaneye giderken ayağım sallanmaya başladı. Ellerim ayağım titrerken gözyaşlarıma mani olmadım. Kapşonumun şapkasını kapattım ve ağlamaya başladım.
Hastaneye otobüsle yarım saat uzaklıkta olabiliyordu ve gittiğimde Hyunjin'in midesi temizlenmiş olacaktı... aksini düşünme istemiyordum.
Hastane durağına yaklaştığımı anlayınca kalkmaya çalıştım. Ayağa kalktığımda titreyen bacaklarım durumumu zorlaştırmıştı. Titreyen ellerimle durmak için düğmeyi kavradım ve bastım.
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
Başımı aşağı yukarı salladım; bu halde bırakın basamaklardan inmeyi, ayakta zor duruyordum. Orta yaşlardan bir adam inmem de yardım ettiğinde duvara tutundum.
Sakin ol, Felix. Sakin ol, Felix.
Her şey düzelecek.
O iyi, sağlıklı, midesi temizlendi.
Sadece sakin ol.
Kendimi yalan cümlelerle sakinleştirdim. Hastaneye koştuğumda oradaki kadına Hyunjin'in hangi odada olduğunu sordum. Bana odayı söylediğinde asansöre binmeyi unutmuştum, merdivenlerden seke seke çıkarken bir yandan da onun hala daha iyi olmasını umut ediyordum.
Aslında bunların hepsi benim hatamdı . Beni uyarmıştı, canını yakacağım demişti; asıl komik olan şey, ben nasıl onu bu fikirden alıkoyabileceğimi düşünebildim. Ben onun için bir hiçtim, beni umursamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Being Sunshine » Hyunlix✓
Fanfiction"Hyunjin ölmek isteyen bir gençti, Felix ise onun gün ışığı olmak istiyordu." 040722⇢başlangıç 161122⇢bitiş note: Diğer hesabımda yayımladığım gay kurgusunun Hyunlix'e uyarlanmış halidir. » Mini Fiction © hyunlixiy presentation