Anonim'in attığı konuma giderken gözlerimi gökyüzüne çektim. Bulutlar birbirinden ayrı ayrı gökyüzünde süzülüyordu. Sanki bir daha birleşmeyecekmiş gibi havada birbirlerinden bir haber yüzüyorlardı.
Gökyüzüne bakarken aklıma gelen kişiyle yüzümde ciddilik hakim olmaya başladı. Neden bu kadar emek sarf ediyordu? Bir insanın bu kadar uğraşması garip geliyordu.. Sanki benimle dalga geçiyor gibiydi.
Bunu da düşünmedim değil tabii ki, belki inanmak belki güvenmek istiyordum. Uzun zaman sonra birisine omuz yaslamak istiyordum. Duyduğum şeylere karşı ona güvenmek istiyordum.
Eğer o kişi benimle dalga geçmiyorsa aklımdan sadece şunlar geçiyordu. Ben bunların hiçbirine hak etmiyorum. En azından annemin dediği laflar buydu, kafamın içinde sesi yükselmeye başladı.
"Neden doğdun sen?"
"Aileye beladan başka hiçbir şey sağlamadın."
"Senden nefret ediyorum keşke ölsen."
Hareketlerimi durdurum ve derin derin nefes alamya başladım. Elimi kafama götürüp susmayan sesleri durdurmaya çalışıyordum. Başka şeyleri aklıma getirmeye çalışıyordum; kararmış gözümle sırtımı yanımdaki duvara verdim.
Kendimi iyi şeyler düşünmeye çalıştım, gün ışığı sıcaklığını yanımda hissetmeye başladım. Benim için uğraşan güzel kalpli kişiyi düşündüm- bu eğer doğruysa, kararma çok sürmeden yok olmuş sonunda gözümü açabildim ve derin bir nefes aldım.
Etrafıma bakındığımda konuma geldiğimi fark ettim, kafamın içindeki uğultular yok olmuştu. Düzgünce yürümeye başladım; burası bir hayvan barınağıydı, benden biraz büyük duran gamzeli çocuk yanıma yaklaştı.
"Hyunjin sen olmalısın değil mi?"
Başımı evet anlamında salladığımda bana gelmemi işaret etti. Barınak çok uzun değildi, kedi ve köpekler kafeslerin içinde memnuniyetle yemek yiyordu.
Yavru kedilerin olduğu kafese geldiğimde dizlerimin üstüne çöküp onlara baktım. Yüzümde olan gülümsemeye engel olamayıp tatlı miyavlayışlarını dinledim.
"Sevmeden önce elini yıkarsan memnun olurum. Daha yeni gözlerini açtılar ve daha çok küçükler."
Dediğini ikiletmeden ellerimi yıkamaya gittim, sanırım beni buraya yeni hayata gözlerini açmış küçükler için getirmişti. Yüzümde aptal bir sırıtma oldu ve kafamı iki yana salladım, cidden bu çocuk enteresan birisi.
Kedilerin yanına gittiğimde gamzeli bana ılık süt verdi. Bir tanesini ellerimin içine aldığımda diğerleri de gelmek istemişti. Onlara gülüp işaret parmağımı salladım.
"Hepiniz birer birer içeceksiniz."
Kediler beni takmayıp kendi aralarında savaş vermeye devam ettiler onlara daha çok güldüm ve sütlerini vermeye başladım.
Acaba gamzeli, bana yazan Anonim'i tanıyor muydu? Tabii ki de tanıyordur yoksa ismimi nereden bilsin.
"Benim ismimi söyleyen kişiyi tanıyorsun değil mi?"
Başımı evet anlamında salladı ve ağzını fermuar işareti yaptı.
"Hiçbir şeyden bahsetmeyeceğime söz verdim."
Sıkıntılı bir nefes verdim, gamzeliye tekrar döndüğümde "Benim için teşekkür eder misiniz?" dedim.
"Daha güzel seçenek sunacağım, benim yerime sen ona teşekkür et."
Kedilere baktığımda yumuşacık tüylerinde ellerimi gezdirdim.
"Anneleri terk etmiş, onları bulduğumda ölmek üzereydiler."
Kedilere baktığımda onlarda bir anda kendimi görmüştüm. Anneleri ölüme terk etmişti. Oysaki buna hak etmemişlerdi; elimdeki kediyi kucakladım.
"Kedileri baya seven birisine benziyorsun."
Başımı evet anlamında salladım ve ellerimdeki kediye baktım.
"Evet, seviyorum."
☀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Being Sunshine » Hyunlix✓
Fanfiction"Hyunjin ölmek isteyen bir gençti, Felix ise onun gün ışığı olmak istiyordu." 040722⇢başlangıç 161122⇢bitiş note: Diğer hesabımda yayımladığım gay kurgusunun Hyunlix'e uyarlanmış halidir. » Mini Fiction © hyunlixiy presentation