Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arcane3: Tanrı aşkına! Sen sahiden hayatımda gördüğüm en güzel çirkinsin.
☀️☀️
Hwangjinn: Sadece merakımdan soruyorum biz hiç yan yana geliyor muyuz?
Arcane3: Aynen merakından :) alıştım artık bunu dememe
Ve sinirden kuduracaksın ama evet🙄
Hwangjinn: Damn it
Seni tanımak istiyorum, bana biraz bilgi versene...
Arcane3: Bugün insaflı günüme denk geldin. Galiba biraz kendim hakkında bilgi verebilirim.
1) Senden bir yaş küçüğüm
2) En sevdiğim renk asker yeşili
3) Tahmin ettiğin üzere aynı okuldayız
Bence baya bilgi verdim, bu kadar yeter
Adam olana çok bile
Hwangjinn: Dram kasmak istiyorum çünkü ben sana baya alışmaya başladım.
Sahte birisi olmaktansa bana kendin gibi geldin, kendin gibi devam ediyorsun
Biraz öküzlük yapabiliyorsun🙄🙄 o da nazar boncuğu diyelim
Arcane3: Bunları senden duymak öncelikle baya heyecanlandırdı
Ve öküzlük konusunda huyum böyle elden bir şey gelmez...
☀️☀️
Başımı telefondan kaldırdığımda gözyaşlarımı içeride tutmak için baya çaba gösterdim. Kantinde en arkadaki masaya oturmuş yemeğimi yiyordum. Changbin ve Seungmin'i masama doğru yaklaştığını gördüğüm, omuzlarımı silkip kendime geldim.
"Abi kantin çok dolu ya, aç kaldım."
Changbin mutsuzlukla yanaklarını şişirdiğinde ona güldüm. Gözlerimi küçültüp salatamı kendime doğru çektim, siz siz olun aç Changin'e bulaşmayın.. ya da bulaşın en fazla ne olabilir ki?
"Felix en sevdiğim kankam, bana aziz yemeğinden vermek ister misin?"
Ona olumsuz anlamında birkaç bakış göndersem de o çoktan sandalyeye oturmuş, bana yavru köpek bakışları atmaya başlamıştı. Ofladım ve çatalımı ona uzattım. Changbin elimdeki çatalı bir çırpıda aldı ve önümüzdeki koca patates salatasından yemeye başladı.
"Aç domuz."
Boğazımın kuruduğunu hissedince kantindeki sıranın biraz azaldığını gördüm.
