Yorum sınırı: 85İkili bahçede örtünün üstünde oyun oynuyordu. Jungkook her ne kadar top oynamak istese de yeşil gözlü bedenin getirdiği bebeklerle oynamayı kabul etmişti.
"Jimin biliyor musun babam ileride çok güçlü bir alfa olacağımı söyledi." Jimin gülümseyerek ona baktı. "Bende güzel bir omega olacakmışım." Dedi annesinin sözlerini hatırlayarak.
Jungkook iç çekti. "Sen şimdi de çok güzelsin." Jimin utanarak bebeklerini oynatmaya devam ederken Jungkook ona yaklaştı. Dudaklarına uzanmaya çalışıyordu ama başaramıyordu.
Sinirle nefes aldı. Birkaç hamle sonunda nihayet dolgun dudakları öpebildi ve mutlulukla geri çekildi. Jimin şaşırdığı için tepki vermeden kaldığında Jungkook minik ellerini onun saçlarına çıkardı ve düşen yaprağı saçından aldı.
"Jungkook!" Bahçe kapısından seslenen annesiyle ona baktı. "Misafirimiz geldi bir gelebilir misin?" Jungkook ayağa kalktı ve Jimin'in saçlarına öpücük bıraktı. "Alfan hemen gelecek." Diyerek yanından ayrıldığında Jimin gülümseyerek oyununa devam etti.
Birkaç dakika sonrasında hissettiği hafif feromonlarla bahçe kapısına baktı. Jungkook küçük bir kız çocuğuyla yanlarına geliyordu. Bu kaşlarının çatmasına sebep oldu.
Jungkook yanına oturduğunda burnunu tutuyordu. Gelen omeganın kokusunu hem kendi hem de kurdu hiç beğenmemişti. Omegalar güzel kokmaz mıydı? Neydi bu mide bulandırıcı koku böyle?
Jimin hala kaşları çatık bir şekilde omegaya bakarken yerinde kaydı ve prense tamamen yaklaşmış oldu. Omega onun oyuncaklarına bakıyordu. "Jimin bu Hearin. Lee krallığının prensesi." Diyerek tanıttı yeni arkadaşlarını. Burnunu tutmayı bırakmış kafasını Jimin'in omzuna koymuş sadece onun feromonlarını almaya çalışıyordu.
Hep birlikte oyun oynamaya başladıklarında Jimin normalde olduğunun aksine çok mızmız davranıyor istemediği bir şey olunca gözleri doluyor o haliyle Jungkook'a bakıyordu.
"Jimin mızıkçılık yapma." Dedi prenses yeşil gözlü çocuğa bakarken. Jungkook kaşlarını çattı ve gözleri dolu bedene baktı. "Ona bağıramazsın. O benim omegam." Dedi sertçe. Dizleri üstünde oturmuş bir elini Jimin'in omzuna koymuştu.
"O senin omegan değil." Dediğinde ikili sinirlenmişti. "Hayır benim omegam işte!" Hearin ayağa kalktı ve Jimin'e yaklaştı. Boynunu gösterdi. "Bak değil işte! Mühür yok." Dedi.
Jungkook kaşlarını çattı. "Mühür mü? O da ne?" Dedi. Jimin'de meraklı bir şekilde ikisine bakıyordu. "Hearin hadi gidiyoruz!" Hearin hemen ayağa kalkıp annesine koşarak sarıldığında arkasında bilinmezler içinde bir ikili bırakmıştı.
————-
Jungkook merakla annesinin odasına ilerlerken aklında tek bir soru vardı. Kapıyı açan muhafızlarla odaya girdi ve yatakta yatan annesinin yanına uzandı.
Annesi hemen saçlarını okşamaya başladığında mutluydu. Annesinden gelen sevgiyi her zaman sevmişti. "Anne mühür ne?" Diye sordu merakla. Annesi boynundaki mühür bölgesini açıp oğluna gösterdi.
Jungkook merakla doğrulup mühüre baktı. Dokundu ve hissetmeye çalıştı. Annesi onu kendisinden uzaklaştırdı ve "Mühür eşinle arandaki kopmaz bağ oğlum." Dedi şefkatli bir tonda.
Jungkook kaşlarını kaldırdı. "Nasıl yani? Bunu yaparsak hiç ayrılmıyor musunuz?" Dediğinde bayan Jeon başını salladı. "Evet oğlum." Jungkook annesinin yanına yeniden uzandı ve bir süre düşündükten sonra "Anne yarın Jimin'e gidelim mi?" Diye sordu. Gözlerindeki haylaz pırıltıları annesi elbette gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega- Jikook ✔️
FanfictionÇocukluk arkadaşı olan alfa prens Jeon Jungkook ve omega prens Park Jimin'in hiç bitmeyecek olan aşkları. "Sen benim omegam olacaksın."