Yorum sınırı: 120Bugün Jungkook'un doğum günüydü. Jimin hediyesini çoktan almış sabah erkenden uyanmış ve hazırlanmıştı. Jeon'lara gidip alfasının doğum gününü kutlayacaklardı.
Aşağı indiğinde annesini televizyon izlerken buldu. "Anne hadi gidelim." Dedi heyecanlı bir şekilde. Bu sırada hediyesini çekmeceden çıkarı ve gülümseyerek tuttu.
"Babanı bekliyoruz tatlım." Jimin surat astı. Babasının gelmesini istemiyordu çünkü hediyesinden sonra Jungkook'a bir öpücük vermek istiyordu. Yine de bir şey diyemedi ve koltuğa sakin bir tavırla oturdu.
"Duydun mu Jungkook'un bir ruh eşi varmış." Jimin başını salladı. "Ruh eşi ne ki?" Diye sordu masum bir tavırla. "Ruh eşi, birine baştan beri bağlı olmak demek. Jungkook şu an biri için yaşıyor desek doğru olur." Jimin'in yüzü düştü.
Jungkook onun alfası değil miydi? Kraliçe oğlunun yüzünün düştüğünü hemen anladı. "Jimin biliyor musun?" Jimin bakışlarını yerden kaldırdı ve annesine baktı. "Neyi?" Diye sordu kısık bir sesle.
"Bence Jungkook'un ruh eşi sensin." Jimin bu fikirle mutlulukla gülümsedi. "Gerçekten mi?" Kraliçe başını salladı. "Gerçekten." Sonra oğluna açıklamaya devam etti. "Jungkook seni gerçekten seviyor Jimin. Düşünsene sen daha yürümeye başladığında yaptığı şeyi bırakır saatlerce seni izlerdi. Sen gidince yaramazlık yapmaya devam ederdi." Aklına o anlar geldiğinde gülümsedi.
"Jungkook sana baştan beri bağlıydı Jimin."
Jimin düşündü. Jungkook'un kendisine karşı olan tavırları sahne sahne gözünün önüne geldi. Jungkook ona kızmazdı, şimdiye kadar bir kere bağırmamıştı. Jimin bir şey istiyorsa Jungkook'a söylemesi yeterliydi çünkü Jungkook bunu her ne olursa olsun onun için yapardı.
Jimin Jungkook'un ona verdiği değeri biliyordu. Alfa zaten her anda ona olan sevgisini gösteriyordu ve bundan çekinmiyordu.
"Ruh eşim..." diye mırıldandı sessizce.
Peki gerçekten de Jungkook'un ruh eşi Jimin miydi?
Evden çıktıklarında Jimin çok heyecanlıydı. Hediyesini sıkıca tutuyordu sanki elinden alınmasından korkar gibi. Annesi saçlarına şekil vermişti. Yeşil gözleri mutlulukla parlıyordu.
"Alfa!" Jimin içeri girer girmez alfasına seslendi. Jungkook'un bakışları anında kendisine döndüğünde alfa yutkundu. Bu sırada Jimin babasının güçlü duruşunu arkasında hissediyordu. Jungkook büyülenmiş gibi Jimin'e bakmayı sürdürdü. Saçları dalgalandırılmıştı ve bu ona gerçekten de çok yakışmıştı.
Jimin'in yanına geldiğinde ona sıkıca sarıldı. "Hoşgeldin Jimin." Jimin mutlulukla onun sarılışına karşılık verdi. Jungkook geri çekildiğinde Jimin iki eliyle tuttuğu hediyeyi ona uzattı. Yüzünde bir gülümseme vardı.
"İşte hediyen. İyi ki doğdun!" Jungkook gülümseyerek ondan paketi aldı ve masaya oturdu. Hediye paketini yırtmaya başladığında Jimin heyecanla ona bakıyordu.
Ellerini birleştirmiş yerinde hafif hafif sallanıyordu. Jungkook küçük kutuyu açtığında gördüğü iki bileklikle gülümsedi.
"Bak mıknatıslı." Jimin Jungkook'un bilekliği takmasına yardım etmişti. Jungkook kutudaki diğer bilekliği alıp ona taktığında ikisinin yüzünde de gülümseme vardı.
"Bu çok güzel Jimin." Jimin gülümsedi ve babası duymasın diye fısıldadı. "Bunu aldığım abla bunun eş bilekliği olduğunu söyledi." Alfa omegasının kendisini eşi olarak görmesine iyice mutlu olurken "Bunu hiç çıkarmayacağım." Diye söz verdi.
Jimin de onu onayladı. "Bende çıkarmayacağım."
Pastalar kesilmiş, hazırlanan yemekler afiyetle yenmişti. Jungkook Jimin'i elinden tutup kaldırdığında bileklikleri birleşti bu ikisini de güldürdü. Odalarına çıktıklarında Jungkook yatağına oturdu. Jimin ayakta durmaya devam ederken kendi resimlerinin olduğu duvara baktı.
Aklına gelen şeyle alnına vurup cebinden çıkardığı resimi ona uzattı. "Bu da diğer hediyen." Jungkook Jimin'in dudağına öpücük bıraktı ve resmi inceledi. Sonrada çıkardığı bantla resmi duvara astı. Duvar neredeyse dolmak üzereydi. Çok fazla resim vardı ama bu önemli değildi. Gerekirse Jungkook diğer odaların duvarını da ele geçirmeye hazırdı. Koridordan başlayabilirdi.
——-
Kral Jeon oğlunu çağırmıştı. Jungkook saygıyla babasının önünde eğildi. "Jungkook baskın bir alfa olduğunu biliyorsun değil mi?"
Jungkook başını salladı. Babası ile ilişkisi her zaman iyi olmuştu öyleki onun idolü babasıydı. Babası gibi güçlü bir alfa olmak istiyordu. Güçlü bir alfa ve iyi bir eş. Annesi ve babasının ilişkisi yani aşkları Jungkook için çok güzeldi. O da böyle bir aile istiyordu.
"Artık alfanla tanışmana çok az kaldı. Bu yüzden birkaç eğitim alman gerekiyor. Bir haftalığına görevlendirdiğim birkaç askerle şehir dışına çıkacaksın." Jungkook anında başını yerden kaldırdı.
"Jimin olmadan mı?" Kral başını salladı. "Orası omegalar için uygun bir yer değil." Jungkook karşı çıktı. "O zaman gitmeyeceğim." Kral oğlunun huyuna gidecek çok iyi bir yol biliyordu.
"Ama bu eğitimi almazsan ileride Jimin için iyi bir eş olamayabilirsin." Jungkook kaşlarını çattı ve beyninde yetersizlik duygusu doğdu.
"O zaman senin gibi olamaz mıyım?" Kral başını olumsuz anlamda salladı. "Olamazsın." Jungkook kararsızlıkla duvara baktı. O Jimin'i hergün görürdü. Şimdi nasıl koskoca bir hafta ondan uzak duracaktı.
Yenilgiyle omuzlarını düşürdü. Omegasını korumak için bunu yapması gerekiyordu.
——
Jimin dudaklarını büzdü ve dolu yeşil gözleriyle alfaya baktı. "Alfa gitme!" Jungkook Jimin'e sarılırken üzgündü. "Bende gitmek istemiyorum ama yapacak bir şey yok Jimin." Sonra ekledi. "İleride seni koruyabilmem için bu gerekliymiş." Jimin iç çekti ve onun beline sarılmaya devam etti.
Yapacak bir şey yoktu. Jungkook bir prensti ve tehlike kaçınılmazdı. Bu yüzden eğitim gerekliydi.
Selamlarrrr
Dayanamayıp bir fic daha yayınladım bakarsanız çok mutlu olurmuşum öyle duydum.
Bu fic biraz daha çocuk hallerinden mi devam etmeli yoksa büyüğe geçelim mi fikrinizi belirtin.
Sınır geçilmeden yeni bölüm gelmeyecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega- Jikook ✔️
FanfictionÇocukluk arkadaşı olan alfa prens Jeon Jungkook ve omega prens Park Jimin'in hiç bitmeyecek olan aşkları. "Sen benim omegam olacaksın."