Yorum sınırı: 190"Ne yapayım Jimin? Babam bunun önemli olduğunu söyledi." Jimin somurtmaya devam etti. "Gitme işte ya gitme!" Jungkook göz devirdi. "Hiç anlamaya çalışmıyorsun."
Jimin kollarını göğsünde bağladı. "Asıl sen beni anlamıyorsun." Dudakları büzülmüş bir şekilde alfaya bakmaya devam etti. "Ne konuda?" Jungkook sordu.
"Omegam rahatsız oluyor işte oraya gitmenden." Jungkook kollarını göğsünde bağlamış, cama dönük olan bedenin arkasından sarılmıştı.
"Jimin gitmem gerektiğini biliyorsun..." Jimin iç çekerek dışarıya bakmaya devam etti. "Ama bu senin gelmene engel değil." Jimin mutlulukla alfanın kolları arasında ona döndü ve dudağına öpücük bıraktı.
"Bende mi geleceğim?" Jungkook gülümseyerek başını
aşağı yukarı salladı. "Madem o kadar ısrar ettin."——————
"Nasıl olmuşum?" Jimin üstünde Jungkook'a ait rahat kıyafetleri giymiş, Jungkook'un tuvaletten çıkmasını bekliyordu. Jimin'in utangaçlığı sayesinde birbirlerinin yanında giyinmezlerdi.
Jungkook tuvaletten çıktığında Jimin kaşlarını çattı. "Takım elbise mi?" Kendi kendine konuştu. Jungkook ise bu sırada kendi kıyafetlerinin ona nasıl güzel yakıştığını düşünüyordu.
"Jungkook neden takım elbise giydin?" Jungkook kaşlarını çattı. "Aşkım misafirliğe gidiyoruz ya." Jimin Jungkook'un vücudunda gözlerini gezdirdi.
"Git değiş şu-" Jungkook Jimin'e yaklaştı. "Sevgilim başka ne giyece-" Jimin dişlerinin arasından konuştu. "Git ve şu lanet takım elbiseyi değiş." Büyük dolabın kapağını açtı ve içinden çıkardığı pantolon ve tişörtü ona verdi.
"Giy bunları gel." Jungkook bir şey demeden kıyafetleri alıp üstünü değiştirmeye yeniden tuvalete girdi. Aşağı zar zor indiklerinde - çünkü Jimin mızmızlanmayı kesmemişti- kral oğluna bakarak güldü. "Anlaşılan biri senin takım elbiseye müdahale etmiş." Jimin omuz silkti ve gülümseyen yüzüyle arabaya yerleşti.
Daha on altı yaşında olabilirdi ama Jungkook onun eşiydi. Bunu biliyordu. Bu yüzden elbette onun hayatında bir söz hakkı vardı.
Jeon ailesi arabaya yerleştiğinde şoför arabayı sürmeye başladı. Sakin geçen yolculukta ara ara kralın yaptığı espriler herkesi birkaç saniye susturmuştu.
Jungkook arabadan annesi ve babasının ardından inmiş sonra da elini uzatıp Jimin'in de inmesini sağlamıştı. Jimin onun elini kendi eliyle birleştirdiğinde bileklikleri bütünleşti.
Jimin bu bilekliği ona aldığına hiç pişman değildi. İçeriye geçip herkesle selamlaştıktan sonra yan yana oturdular. Jimin ve Jungkook ise ikili koltuğa yerlemişti.
"Prens Jimin, sizi görmeyi beklemiyorduk." Jimin elini Jungkook'un bacağına doğru koydu. "Jungkook gelmemi isteyince bende geldim." Bay Lee konuştu. "Bu bizi oldukça mutlu etti. Babanıza selamımı iletmenizi isterim." Jimin başını gülümseyerek salladı. "Elbette ileteceğim."
Kapıdan kafasını uzatan çekingen kıza bay Lee seslendi. "Kızım gelsene." Küçük kız minik adımlarla babasının yanına gelmiş ve dizine oturmuştu.
"Ablan nerede?" Küçük kız parmağıyla içeriyi gösterdi. Konuşmaya çekiniyordu omegaya göre. Sonra babasının kulağına bir şeyler fısıldadı.
Bay Lee kızının kulağına dediğini sesli bir şekilde açıkladı. "Birazdan gelecekmiş." Bunu demesiyle birlikte odaya giren kızla Jimin gülümsedi. Kendisinden küçük olmalıydı. Duru bir güzelliği vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega- Jikook ✔️
FanfictionÇocukluk arkadaşı olan alfa prens Jeon Jungkook ve omega prens Park Jimin'in hiç bitmeyecek olan aşkları. "Sen benim omegam olacaksın."