5. Karar

103 8 0
                                    

Multimeia'da Nilya Soydak :)

Teyzemin evine doğru ilerledim. Düşünmüştüm. Ne yapacağıma karar vermiştim. Teyzemin yazlığında daha fazla kalamazdım. İstanbul'a gitmeliydim.

Kapının önünde durdum. Kaybetmiş gibi hissediyordum. Salonun ışığı açıktı. Kapıdan giremezdim, teyzem duyardı. Onunla konuşmayı düşünmüyordum. Biraz ilerleyip mutfağın uzun camlarından biri açıkmı diye baktım. Hiçbiri açık değildi ama benim odamın küçük penceresi açıktı. Oraya çıkabilir miydim? Aslında yüksek değildi o kadar. En fazla iki buçuk metre filan vardı.

Evin bahçesinde dönüp açık bi bahçe kapısı aradım. Ama yoktu son çare olarak mutfak camının önündeki yuvarlak kolonun yanına gittim. Kolon çok yüksek değildi. En fazla ne kadar zor olabilirdi ki? Küçükkende kapının kenarlarına çıplak ayakla tırmanıyordum.

Spor ayakkabılarımı çoraplarımla birlikte çıkarıp, ayakkabılarımın bağcıklarını birbirine bağlayıp, açık camdan içeri fırlattım. Ayakkabımın biri pencereden içeri girdi, diğeriyse pencerenin mermer kısmında kaldı.

Kolonu son bi kez süzüp kollarımla tutundum. Çıplak ayaklarımla kendimi yavaşça yukarı doğru ittiriyordum. Biraz yukarı çıktığımda kollarım kolona sürtündüğü için sızlamaya başlamıştı. Ama az kalmıştı. Kollarım ve ayaklarım kayıyordu. Bacaklarımı kolona sarıp kollarımı yukarı uzatıp tutundum ve kendimi çektim. Kollarım çok zorlanıyordu. Kendimi taşımakta zorlanıyordum. Kiloma göre güçsüzdüm. Bacağımı zorla pencereden içeri sokunca kendimi içeri ittim. Bir anda içeri düşmemle kalçam karanlık odada biryere çarptı. Acıyla inledim.

Yorulmuştum. Ellerimi dizlerime koyup derince nefes aldım. Işığı açıp kapıyı sessizce kilitledim. Babam Kanada'daydı. Geçenlerde yolladıkları nikah davetiyesinin üzerinde ek not olarak "Kanada'ya taşınmadan önce sizi görmek istiyoruz." yazıyordu. Ama teyzemle konuşmalarını anladığım kadarıyla geri dönmek istiyordu.

Büyük bavulumu çekip yatağımın üzerine koydum. Dolabımdaki kıyafetleri hızla içine koymaya başladım. Boş kalan kısımlara okuma kitaplarımı doldurdum. Bavul dolunca sırt çantamı açtım kalan ıvır zıvırımın hepsini içine attım son olarak bateri şeklindeki kumbaramdaki tüm parayı cebime soktum. İyi para vardı. Bana bir ay yeticek kadar biriktirmiştim. Yani bir ay idare ederdi değil mi? Etmeliydi.

Laptopumu, telefonumu ve şarj aletlerini alıp bir şey bıraktımmı diye etrafa bakındım. Çantamı ve bavulumu pencereden aşağıya çimenlerin üzerine fırlattım. Teyzemle konuşmak istemiyordum ama bir yıldır onun evinde kaldığım düşülünürse benim üzerimde emeği geçiyordu. Annem öldükten sonra benimle hep o ilgilenmişti. Bir kağıda siyah pilot kalemle yazmaya başladım.

"Ne diyebilirim bilmiyorum. Hayal kırıklığımı anlatamam. Burada daha fazla kalmayacağım. Her şey için teşekkür ederim. Merak etmeyin beni. Sadece bundan sonra benden haber alamayacaksınız."

Teyzem notu görünce ağlayacaktı büyük ihtimalle. Kağıdı, boş kalem kutumun altına sıkıştırıp ışığı kapattım. Kapının kilidini çevirip açtım. Tokca bir ses çıkardığı için hemen cam kenarına gittim. Merdiven seslerini duyuyordum. Beni burada yakalarlarsa gitmeme izin vermezlerdi. Gerekirse bağlarlardı. Pencereye çıktığım kolona baktım.

Vakit yoktu. Pencereye çıkıp, çimene fırlattığım bavulumun üzerine oturacak şekilde atladım.

Galiba bacağım yırtıldı. Dişlerimin arasından inleyip bavulu elime, çantamı da sırtıma aldım. Kasıklarım acımıştı. Nasıl bir deli cesaretiyle oradan atlamıştım.

Hızla bahçe çitlerinden atlayıp ara sokakta koşturdum. Anayola gelince hızımı düşürüp yürümeye başladım. Artık yetişemezlerdi.

Yorulmuştum. Kaldırımın kenarına oturup derince nefes aldım. Otobandan geçen arabaların seslerine kulak verdim. Hızla geçen arabaların getirdiği rüzgar yüzüme çarpıyordu. Düşünmek istemiyordum. Ama düşünmeye mecburdum. 'Nereye gidecektim' diye kendime sorduğumda bilmiyorum cevabını alıyordum. Ben kendimi boşluğa doğru sürüklüyordum. Aslında. Eski evimize gitmeyi hedefliyordum, ama bu istemediğim bir şeydi. Yinede içimdeki o kaçıp kurtulma dürtüsüne karşı koymayacağımı biliyordum.

HİÇSİZLİĞİN CESARETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin