HİÇSİZLİĞİN CESARETİ

1. Tanıtım

Multimediadaki şarkıyı açmanızı istediğim yeri yazdım :)

X X X X X X

Bugünün her saniyesini bilinçsizce geçirmek istiyorum. Hiçbir şey hatırlamak istemiyorum. Bugün üzülmek istemiyorum.17 farklı yıl geçirdim, her biri birbiriyle aynı sefillikte geçen yıllar...

Müzik sesi iki sokak arkadan bile duyuluyordu. Bugün ölene kadar içecektim. Bu baskın istek vücudumda öyle bir dalgalandı ki, ürktüm.

Kapıdaki  dinazor misali korumaya yamuk bir gülümseme atıp içeri girdim. Dışarının soğuk havası üzerine içerinin sıcak mayıştırıcı ve kalitesiz alkol kokan havası tenime çarpıp akciğerlerime işledi. İnsanların işi yoktu. İnsanlar neden bilincini kaybedecek kadar içmek için her gece bara gelirdi ki? Aslında biraz düşününce, cevabın soruda gizli olduğu anlaşılıyordu. Kısa bir süreliğine zihnini kapatmak iyi hissettiriyordu. Ama buradaki herkes öyle değildi. Herkes aynı kaderi paylaşmıyordu. Hayatında hiç bir problemle karşılaşmayan insanlarda vardı ve onların içme amaçlarını gerçekten merak ediyordum. Belkide içmeye bir nedenleri olmadıkları için içiyorlardı. Bir nevi hayata meydan okumak gibi. Belkide sadece zevk alıyorlardı.

Karanlık köşelerde sevgilisiyle yiyişen insanlar, pistteyse birbirlerine sürterek dans ettiğini sanan kişiler vardı. Vahşiydi.

Sırtımı dikleştirip yavaş adımlarla barmenin yanına ilerledim. Barmene yaklaşınca beni süzmeye başladı. Öküz gibi bakarak hipnoz etmeye çalışıyordu galiba. Arka raflardaki çeşit çeşit şişelere baktım.

"Selam güzelim." genişçe konuşan barmene boş bir bakış atıp "Tekila" dedim. Barmen tekilamı bardağa boşaltmaya başladı.

Cebimdeki Parliamentten bir tane çıkarıp iki parmağıma sıkıştırdım. Sigarayı barmene doğru uzattım. Tekilamı getiren barmen ne demek istediğimi anlamış olacak ki, tekilayı bana verip, göremediğim bir yerden çakmak çıkardı. Çakmağın ateşine derin derin bakarken,-neden bilmiyorum ama turuncu ve sarı tonlarının birbirine akışı ilgimi çekmişti- barmen de gözlerimin içine bakıyordu.

Sigaradan duman tütünce fazla yavaş hareketlerle sigarayı iki dudağımın arasına koydum. Belkide sigara acizliğimi, verdiği kısa süreli uyuşmayla unutturuyordu. Sigarayı yavaşça içime çektim, yoğunluğu beni gevşetiyordu.

Sigaranın dumanını yavaşça üfledim. Bugün dağıtma günüydü.

Bardağı yarıladığımda,  kafam dumanlanmaya başlamıştı. Keş değildim ama bende içiyordum. Ve içmek bu kadar hoşken bırakmak da istemiyordum.

Büyük boş bardak bana bakıyordu, bende ona bakıyordum. İşte benim sevgilim tekilaydı. Evlenmeliydim onunla. Faruk diğer adıyla, müstakbel babam benimle birlikte içer miydi ki? Ah, gerçi umurumda değildi. O benim için bir hiçkimseydi ve ne o beni, ne ben onu ilgilendirirdim bu saatten sonra.

Boş bardağı masaya gürültüyle bırakıp bar sandalyesinden atlarken ufak bir denge problemi yaşayıp, zıplarcasına dans pistine koştum.

Müzik içimde atıyordu sanki, müziğin kalp ritmini hissediyordum. Kollarımı kaldırdım, müziğe eşlik edercesine hareket etmeye başladığımda bunu bilinçli yapmıyordum. Gözlerimi kapattım. Kendimi müziğe bıraktım. Başım ağrıyordu, ama müzikle bütünleşmiştim. Acayipti. Beynim sanki ritme göre zonkluyodu. Bu düşünceyle kahkahayı basmam bir oldu.
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Elimi ağzıma götürdüm, diğer elimde mideme indi. Midem bulanmaya başlamıştı. Fazla içmemiştim ama fena halde midem bulanmıştı. Tuvalete gitmek için pistten sarsılarak indim.