Sia - Elastic Heart (Mutlaka şarkı sözlerine bakın.)
Multide Tuara var :)
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Özgür ve o adını bilmediğim çocukta buradaydı. Çocuğun dudağı patlamış ve elmacık kemiği şişmişti. Onun dışında fazla bir hasarı yoktu. Öte yandan Özgür sapasağlamdı. Nefesimi dışarı verdim.
"Burası okul! Okulun kuralları var! Serseriler gibi kavga edecekseniz, söyleyin ailenize göndermesin sizi okula! Siz de kurtulun, biz de kurtulalım! Diğer arkadaşlarınızın okuma hakkını nasıl hiçe sayarsınız?!" Diye bağırdı müdür.
"Bizi dinlemediniz." Dedim bir müddet sonra.
"Ne dinleyeceğim! Her şey ortada! Kız kavgası yapmışsınız! Anlat bakalım ne uyduracaksın!" Diyince Özgür'e baktım. Kız kavgası yoktu! Ben iki erkeği birbirine düşüren o kızlardan değildim.
"Uydurma değil! Okul hayatını o kadar önemsemiyorum daha. Bu çocuk sınıftan bir arkadaşımı dövecekti ben de engel oldum. Ama gelip bana saldırmaya kalktı. Özgür sadece beni korumak istedi. Özgür'ün bir suçu yok." Dedim özetçe. Özgür orada beni korumuştu ve şimdi ben de onu koruyabildiğim kadar korumalıydım.
"Okul burası! Aşk filmi çekmiyoruz burada! Bu olay ailenize ulaştırılacak!"
"Aşk filmi değil. Biz kuzeniz." Diye cevapladı Özgür. Salak. Salak. Salak çocuk. Okul öğrenecekti! Ve biz kuzen değildik!
Müdür bize acıyıp ailemize söylemekle yetineceğini söyledi. Benim olaydaki rolümü kime söyleyeceklerdi acaba.
Müdürün odasından Özgür'le beraber çıktık. Kapıdan çıkar çıkmaz
"Ne kuzeni?!" Diye çemkirdim."Ne deseydim? Sevgili damgası yemeye çok meraklısın sanırım." Diyip yanaklarını şişirdi. O kadar.. tatlıydı ki?
"Özür dilerim, o gün sana bağırmamalıydım. Ama düşünce anlayışını gerçekten anlayamıyorum." Nefes aldı "Neden bana kendin hakkında bir şeyler anlatmıyorsun?" Diye ekledi.
"Özür dileme. Aciz görünüyorsun." Dedikten sonra, kollarımı göğsümde bileştirip kötü bakışlarımı ondan çektim ve önünden geçip sınıfıma doğru ilerlemeye başladım. Müdürün Tuara'yı da çağıracağını düşünüyordum. O psikopat çocuğun Tuara'yla ne işi olurdu ki?
Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Hemen yerime oturdum. Duvara sırtımı yaslayıp hocanın dediklerini dinleyerek aklımı dağıtmaya çalıştım.
Geometri dersiydi. Bana merakla bakan gözler eşliğinde dikkatimi hocaya verdim. Bir süre sonra insanlar sıkılıp bakışlarını benden çektiler.
Zil çalınca Tuara kızarmış ve kanlanmış gözleriyle sınıfa girdi. Teneffüse çıkmak için hareketlenen sınıfta, Tuara'nın ağlamış halini görünce yerimde kıpırdandım. Tuara geldi, sıranın ucuna oturup bana hafiften sırtını döndü. Bedeni sessiz hıçkırıklarla savruluyorken, müdürün onu bu kadar acizleştirebilecek ne dediğini öğrenmek istiyordum. Sorup sormamak arasında kalmıştım.
"... İyi misin?" dedim yatıştırıcı bir tonda, elim omzunu sıvazlıyordu. Sanki bunu yapınca ona güç katıyormuşum gibi hissediyordum. Bedeni daha yavaş sarsılırken ağlaması iç çekişlere dönüşmüştü.
"Ne oldu?"
"Anneme söyleyecek.. Herkese.. Herkese söyleyecek..." dedi çatlayan sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇSİZLİĞİN CESARETİ
Ficção AdolescenteSiyahın gökkuşağında yeri yoktur. Siyah bunu bilir ve kendini renklerden soyutlar... Birgün; Siyah, bilmediği tonlarını öğrenirken kendinden daha koyu bir ton keşfeder... Bilinmeyenleri örten bir sürü farklı tonlarda siyah... Kendi tonlarından bir g...