Aşkın ilk kıvılcımları

28 20 1
                                    

   Claire üniversitede dersden çıkarken havanın oldukça karardığını görür. Oldukça korkar, çünkü niktofobi - karanlık korkusu vardı. Yolda giderken birden birinin ayağına çarptığını hiss etti. Kalbi korkudan hızla atmaya başladı, sanki yerinden çıkacakmış gibi. Birinin sesini duydu. Aşağıya baktığında birisinin öyle yerde yatar halde buldu.

Yakınlaştı, ama ne söylediği anlaşılmıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yakınlaştı, ama ne söylediği anlaşılmıyordu. "Üstü- başı oldukça düzgün. Bir evi vardır herhalde. Neden dışarda uyumuş ki?" Claire aklında bu soru işaretleri eğildi ve çocuğa yakınlaştı. "İçki kokmuyor". Elini suratına götürdü. Ateşler içerisinde yanıyordu. Onu burada yanlız bırakamazdı. Hastaneye gitmesi gerekiyordu. Bir taksi çağırdı. Hastaneye ulaştılar.

Hastanede bir az daha kalsaymış zatürre ola bileceyini söylediler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hastanede bir az daha kalsaymış zatürre ola bileceyini söylediler.
Doktor:
   — Acaba nesi oluyorsunuz?... Sevgilisi?...
    Claire'n refakatçi formunu doldurması gerekiyordu.  Bir anda o söz ağzından çıktı.
   — Evet, sevgilisiyim.

   Formu doldura-doldura "Allahım ben ne dedim böyle?!... Buradan çıkmam lazım. Zaten iyidir artık ben gitsem en iyisi olucak".

   Claire doktordan çocuğun durumunu sordu. Sabaha taburcu ola bileceyini söyledi. Saate baktı. Saat 00:00 idi. "Bir de evdekilerle uğraşmam gerekecek".

    Eve döndü. Neyse ki, her kes uyumuştu. Sessizce odasına döndü. Sabah uyandığında telefonuna bilinmeyen bir numaranın aradığını gördü. Normalde açmazdı, birden aklına refakatçi formuna numarasını yazdığını hatırladı. "Acaba arayan o mu?"

Telefonu açtığında oradakı ses:
    — Demek sevgilim haaa?!...
    Claire bunun dünkü çocuk olduğunu anladı. "Ahh olamaz". Ne söyleyeceyini bilmediyi için bir anda telefonu suratına kapattı. Üniversiteye geldiğinde kapıda karşısında birisinin dikildiğini gördü. Başını kaldırdığında bu oydu.

Ve:   — Merhaba

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Ve:
   — Merhaba. Telefonu bir anda kapattın kendimi tanıtamadım. Ben Paul. Senin ismin ne?

   Claire önce şaşkın bir şekilde suratına baktı, sonra hiç bir şey söylemeden yoluna devam etti. 

Paul:
   — Bak biliyorum beni burada görmeyi beklemiyordun belki. Bende bir sevgilim olduğunu doktordan duyduğumda şaşkındım. Ama tanışa biliriz. Değil mi?...

   Claire'den yine ses yoktu. Onun daha dün gece niye orada öyle baygın yattığını bilmiyordu. Belki de belalı bir tipti. Ders çıkışı Claire takip etti.

Birden Claire dayanamayıp:
   — Beni rahatsız ediyorsun. Lütfen beni takip etmeyi keser misin?

   Paul:
   — Sonunda sesini duya bildik. Bana ismini söyle söz rahatsız etmeyeceğim.

   Claire:
   — Ben senin daha dün gece orada niye öyle yattığını bile bilmiyorum. İsmimi neden böyle birisine söyleyeceğim ki?! Ayrıca nereden öğrendin seni hastaneye götürenin ben olduğumu?

   Paul:
   — Aslında ben hastaneden çıkarken seni görmüştüm. Ayrıca dün gecenin nedenini istersen söylerim. Düşündüğün gibi birisi değilim. Bak ben senden çok hoşlanıyorum...

   Calire:
   — Bir kere gördüğün birinden? Neden benden hoşlanasın ki? Buna inanmamı mı bekliyorsun?

Paul:
— Hoşlantı olması için görmek, aşık olmak için tanımak gerek. Hoşlantı yüzeyseldir. Yani evet ben senden hoşlanıyorum. Yani seni tanımak istiyorum.

Claire:
— Tamam, diyelim ki, öyle. Yakışıklısın belki, ama kendinden bu kadar emin olman...

   Paul Claire'n sözünü keser:
   — Yakışıklı?... İltifat için teşekkür ederim.

Paul Calire'n durması için önünü keser. Ve:
   — Güzelsin, aynı zamanda akıllısın. Bu yüzden benim ipsiz-sapsız birisi olmadığımı çoktan anlamış olman gerek. Ben dün gece evdekilerle kavga ettiyim için dışarı çıkmıştım. Bayılmışım sen beni hastaneye götürmüşsün olan bu.

   Claire:
   — Tamam. Sana neden güveneyim? Nereden bileyim yalan söylemediğini?

    Paul:
   — İnanmıyorsan benimle gel. Seni evime götüreyim.

    Claire:
    — Ben sana güvenmediyimi söylüyorum. Sen bana evime gidelim diyorsun. Sapık mısın nesin?

    Paul:
   — Hayır, yanlış anladın. Ben sadece...
    Paul Claire'n ona inanmadığını, daha çok sinirlendiyini görüp. Telefonda annesini arar ve:
   — Anne kız arkadaşımı bize getiriyorum. - der.

    Claire oldukça şaşkındır. Paul:
    — Şimdi sana bana inanman için bir şans. En azından ismini söyle. Sonuçta aileme kız arkadışımın ismini bilmiyorum diyemem.

   Claire Paula inanıp-inanmamak arasında kalır. Ama artık Pauldan ona zarar gelmeyeceğinden emindir. Doğrusu Paulun annesine bir anda kız arkadaşım diye tanıtması  Paulu merak etmesine neden oluyordu. Çünkü böyle bir şeyi ancak ya bir deli, ya da gerçekten hoşlantı duyan birisi yapardı.

İçten-içe istediğini belli etmeyecek bir surat ifadesiyle:
   — Seninle geleceğim. Bu arada ismim Claire sonuçta annene kız arkadaşımın ismini bilmiyorum diyemezsin.

OY VERMEYİ VE FİKİR BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN!🙃

Sessizliğin acısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin