Jon sanki bir anda gerçek rengini belli etti. Sanki Claire üzerinde bir söz sahibiymiş gibi her şeye karışıyordu. Bir dövmediyi kalmıştı.
Bir gün Claire okuldan eve dönmüş elinde telefonla bir şeyler izler.O sırada Jon:
— Elindeki telefonu yerine koy.
Claire:
— Neden?
Jon:
— Sana koy dedim. Yoksa o telefonu kırarım.
Claire:
— Hayır!
Jon:
— Bir daha tekrar etmeyeceğim. Hem senin derslerin yok mu?! Git onlara çalış.Claire elinden telefonu yere bırakmamakta inat eder. Ve Jon telefonu aldığı gibi duvara çarpar.
Claire şok içinde donakalır. Yine annesi hiç bir şey yapmadan bir kenarda izler.Tabi bunların hepsi işin bahanesiydi. Jon tek yaptığı Claire eziyyet etmekti. Claire'n okulda başarılı olmasına rağmen ve universite için özel hocalar tutulacak olmasına rağmen üzerine her konudan geliniyordu. Tabi Jon bununla yetinmedi.
Annesi evleri temizlemişti. Perdeleri takmak gerekiyordu ki, annesi bunun için Jondan yardım istedi. Ve Claire çağırdı. Claire Jonun perdeyi yanlış astığını fark etdi. Ve:
— Yanlış asıyorsun. Annem hep perdeyi asarken bir az daha aralık bırakır. - sakin bir tarzda.Jon bir anda perdeyi yerinden söktü. Perde artık asılmayacak haldeydi. Söylediyi şeyse:
— Kime çektiğin belli. Aynı baban gibisin. Senden ne bekleye bilirim ki?! - diye bağırdı.Claire şaşkınlık içindeydi. "Yanlış ne söyledim ki?!" Diye içinden geçirdi. Ağlamak istedi, ama yapamadı. Bu ilk değildi zaten. Bu olaylar yüzünden kaç gece ağladı? Hesabı yok.
Jon oturma odasına geçti. Perdenin bir ucu Claire'n hala elindeydi. Ne yapacağını bilemedi. Birden annesinin sesini duydu " neden kıza bağırıyorsun ki?". Jonsa " ne yaptığını görmüyormusun?! Belli ki, hiç senden bir şey götürmemiş. Damarlarında dolaşan kan kim olduğunu belli ediyor." Claire çok şaşkındı hiç bir şey yapmamıştı oysa. En çok Claire koyan annesinin onun tarafında olacağına o adamı sakinleştirmeye çalışmasıydı. Bir anda Jonun bu eve ilk geldiyindeki lafını hatırladı " bana amca, dayı olarak hitap etmeyin". Bununla o ilk kuralını koymuştu. Ona baba denmesini istiyordu. Claire ise ona ismi ile hitap ediyordu. Tabi bununda etkisi vardı, ama tek neden bu değildi. Aynı zamanda Claire babası ile ilişkisini bitirmesine rağmen Jon bunu takıntı haline getirmişti. Çünkü hiç bir zaman Claire onu bir babası olarak görmeyecekti. İstediğini alamadığı zamansa hıncını böyle alıyordu.
Bir süre sonra Claire özel ders almaya başladı. Sabah çıkıp akşam dönüyordu eve.
Evde hiç kimse ile pek konuşmazdı. Bir tek akşam yemeyinde görüyordu her kesi. Tek isteği üniversite sınavını kazanıp buradan gitmek ve her kesle bağını koparmaktı. İki yıl böyle geçti. Üniversite sınavına girdi. Kazandığının haberini aldı. Hedefine yaklaşmıştı. Sınavı kazandıktan sonra kendine bir söz vermişti "kimseyle gereğinden fazla yaklaşma, her kes ne hak ediyorsa ona onu ver".
Üniversitede oldukça başarılı bir öğrenciydi. Bu sırada artık Jonda pek ona bulaşmıyordu. Diğer taraftan ailesinin ona böyle soğuk davranmasının nedeninin ne olabileceyini bulmak istiyordu, hatta artık bunu kafasına koymuştu. Çünkü ona göre hiç bir aile çocuğuna bunu yapmazdı. Kardeşiyle davranış şeklinin ona olan davranış şeklinin farklı olduğu bariz ortadaydı. Claire evlatlık olduğundan şüphe etti.
Ama bu basit bir çocuk yetiştirme yurdundan alınma ile ilgilide değildi. Bunun düşünmesi için esaslı bir nedeni vardı. Claire bu gerçeği öğrenmeyi planlıyordu.
Artık Claire kimseye güvenmemesine rağmen 20 yaşında bir genç kız olarak hayatında güvene bilecek birilerini yanında istiyordu. "Fakat ailesini, onu bu şekilde kabul edecek, onu gerçekten sevecek, güvenini kazanacak birileri varmıydı?" Kafasında deli sorular...
OY VERMEYİ VE FİKİR BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN!🙃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizliğin acısı
Nouvellesİlk bölümlerde genç bir kızın hikayesi yazar tarafından anlatılmaktadır - hayatta karşılaştığı zorluklar, dostlukları, ilk aşkı, gerçek aşkı... Gerçekten aşkı bulacağına inanan, ama bir o kadar bundan korkan bir kızın hikayesi bu. Hayatında olan sı...