Cherry'den
Onları odadan gönderdikten sonra hem ağlamaya başladım hem de yarama pansuman yaptım. O nasıl bir kapı açmaktır be. Su aygırı gibi açtı kapıyı. Yarama pansuman yaptıktan sonra hala geçmemişti. Ben de aşağı inip buz almaya karar verdim. Aşağı indiğimde hepsi bana bakıyordu. Onlarla konuşmayacaktım. Yanımda telefonumu da götürdüm.
Jimin: Ha Cherry sonunda. Daha nasılsın? Hiç çıkmadın 1.30 saat oldu.
Cevap vermedim. O kadar kalbimi kırdı hâla cevap mı bekliyor gerçekten? Nah bulur cevabı.
Suga: Eveet. Nasıl oldun Cherry? Odandan çıkmadın da merak ettik. Hepimiz.
Ben yine cevap vermeden buz aramaya devam ettim.
Jung-kook: Başın nasıl oldu? Pansuman yapabildin mi! Nasıl olsa yardım istemedin.
Sonunda buz buldum ve gülümsedim. Şimdi de neden buz aldın diyorlar. Alt tarafı kafam yarıldı, çok önemli değil. Buzu alıp peçete ile sardım ve cevap vermeden kafama tutup gittim.
Odama gelen yüksek frekanslı ses ile hemen kalktım. Bu bir konuşma sesiydi. Hala akşamdı. Ve odamda bütün üyeleri gördüm. Yavaşça kalktım ve hepsine baktım. Sonra geri yattı- Bir dakika. Bu benim telefonum. Zil sesi Despacito olan tek telefon benim galiba. Hemen telefonumu aradım. Tabi gözlüğümü almam lazımdı. Aldım ve tam aramaya devam edecekken V hem bana bakıyordu hem de BENİM telefonumdan biriyle konuşuyordu.
V: Tabi Min-ji hemen veriyorum. Evet şimdi uyandı.(Telefonu kulağından çekerek) Cherry Min-ji diye çok tatlış bir kız seni istiyor.
Pardon da Tatlış derken? Ve Min-ji hanım demesi lazım. Sonuçta tanımıyor ve bir kız?
Cherry: Ver. ( Alır.) Alo?
Telefon haporlerdeymiş. Unutmuşum. Birden bağırmaya başladı.
Min-ji: KANKA SEN MAL MISIN? HARBİ YA NE DEMEK O KIZI BANA SÖYLEMEMEK. HANİ HERŞEYİNİ SÖYLÜYORDUN? NE SAKLIYORSUN BENDEN??? ACABA DAHA NELER SAKLIYORSUN BİZDEN. Jİ-WOO'YA ŞÜKRET SENİNLE BULUŞMA AYARLAYIP SAÇINI BAŞINI YOLMUYORUM!!! SAKİN FALAN OLAMAM Yİ-SOO. BOŞ KONUŞUYORUM. BEN GİDİP Jİ-MİN İLE KANKA OLUYORUM VE SEN DE AVUCUNU YALIYORSUN!
En sonunda cevap verebilecek kabiliyete geldim. Tuvalet fırçası gibi göründüğüme eminim.
Cherry: Kanka kimden bahsediyorsun?!
Min-ji: Seo Mina kanka.
Cherry: Kanka daha dün tanıştığım kadın için neyin kafasını yaşıyorsun?
Min-ji: Ha tamam kanka. Ee nabıyorsun?
Cherry: İyi, özür dilemedin ama affettim. Yatıyordum kanka buluşalım mı?
Min-ji: Olur bay aşko.
Cherry: Bay aşkım.
Kapatıp üyelere baktım. Jimin bıyık altı sırıtıyordu.
Cherry: Neye sırıtıyorsun?
Jimin: Arkadaşın benimle arkadaş olacakmış da.
Cherry: 1.'si (jimine bakarak) her jimin sen olmuyorsun.
Bir süre odamdan çıkmadılar.
Cherry: Hadi lütfen çıkım odamdan.
Hoseok: Başın nasıl?
Cherry: İyi.
Rm: Güzel hadi yemek hazırlamaya gidelim beyler.
Odadan çıktılar. Ya insan bir odama izinsiz girdikleri için özür diler ve tabii ki telefonu açtıkları için. Ama nerede o centilmenlik. Biraz daha uyumak istiyordum. Yi-soo arayıp buluşalım mı dedi. Neden dedim. Min-ji özür dileyecekmiş dedi. Annesi ile kavga ettiği için kızgınmış. Tamam, biz zaten buluşalım demiştik deyip ne giysem diye karar vermeye çalıştım. Ve sonunda buldum!
