Cherry'den ;
Sabah kalktığımda çok garip bir görüntü ile karşılaştım. Bu ne be?! Üyeler benim odamda ve yerde uyuyorlar. Kafamı kaşıdım ve düşünmeye başladım. Dün oyun oynarken uyuduk sanırım. Of nasıl uyandırsam ki şimdi? Suga oppa zaten uyanmaz. Neyse en iyisi uyandırmaya çalışayım. Önce Jimin ile başlayalım. En kolay o uyanır galiba. Jimine doğru uzandım ve tam o sırada elimi tutup gözlerini açtı ve bana gülümsedi. Bir anda yanmaya başladım. Utanmıştım ne yapabilirim elimde değil.
Cherry: Şey sen uyumuyormuydun?
Jimin: Hayır, sen?
Cherry: Şey ben şimdi uyanmıştım da sizi uyandırmak istemiştim.
Jimin: İyi yaptın. Zaten bu öküzkerde burada hayvan gibi yatmış.
Cherry: Evet bence şimdi Suga oppayı uyandıralım. En zoru o.
Jimin: Evet haklısın.
Dedi ve yerden kalktı. Banyoya girip giremeyeceğini sordu ve girmesini söyledim. O sırada bana gülümseyerek göz kırptı ve bende ona gülümsedim. Suga oppaya doğru eğildim. Ama o sıkıca bileğimi kavradı. Ahh! İncinmiş olan bileğimi tutuyordu. Çok acıyor.
Suga: CHERRY BU SABAH SABAH NE SES ********! BİR UYUTMADIN LAN! YETER BE VARLIĞIN YETMİYORMUŞ GİBİ BİRDE UYUTMADIN! ŞU KOCA ÇENENİ KAPATIP YATSANA! HOROZ GİBİ SABAHIN KÖRÜNDE ÖTÜYORSUN BE SUS!!!
Jimin hemen koşup yanımıza geldi ve sugaya neden bana bağırdığını sordu. Ben ise... Yatağa dökülen kanlara bakıyordum... Lanet olsun! Suga hala bana bağırırken diğerleri de kalkıp bana baktı. Jimin de baktı. Sugada. Yatak... Tamamen kan olmuştu. Ama ağzımdan değil bileğimden geliyordu. Bileğimi çok sıkmıştı. Suga bana ağzı açık bakıyordu. Ben ise ağlayarak konuşmaya başladım.
Cherry: Baba lütfen bağırma! Özür dilerim...
Hepsi bana garip bir şekilde bakarken ben banyoya gittim ve bileğimi suya tutmaya başladım. Ağzımdan da kan gelmeye başladı. Dayanamıyordum, başım dönüyor ve midem bulanmaya başladı. Kapı açıldı sonrası ise karanlık...
Suga'dan ;
Hepimiz şaşkın bir şekilde Cherry'e bakıyorduk. Çocuklar bana bağırırken içeriden çok gürültülü bir ses geldi. Hemen banyoya koştuk ve kapıyı açtım. Cherry'nin bileği kanıyordu ve ağzından kan geliyordu. Neden her kötü bir şey olduğunda böyle oluyor ki? Sormalıyız.
Jin: Cherry! İyi misin?!
Jimin: Hadi siz onu alın ve yatağa yatırın! Çabuk!
Rm: Yatak örtüsü kirli ya da boşverin hadi kaldıralım.
Bende yardım ettim ve onu taşıdık. Yatağa getirince Jimin elinde bez ile geldi. İçine de kan gitmişti. Banyo yapması için onu kaldırmaya çalıştık. Kalktı ve konuşmaya başladı.
Cherry: Ne oldu bana? Aa beni buraya siz mi getirdiniz? Teşekkürler.
Jungkook: Evet. Kaslı kollarımla seni taşıdım.
Cherry: Teşekkürler Jungkook. Sizede teşekkür ederim arkadaşlar.
Bana baktı ve başını eğdi.
Jimin: Hadi sen duşa gir. Bizde kahvaltı hazırlayalım. Yemeyeceğim diyeceğini biliyorum bu yüzden şimdiden söyleyeyim yemek zorundasın.
Cherry: Tamam oppa.
Gülümsedi ve bizde ona gülümseyip çıktık.
Jin: Suga o çıktığında ondan özür dile. İncinen bileğini sıkmışsın.
Suga: Biliyorum Hyung.
V: Tamam hadi kahvaltı hazırlamaya. Marş marş!
Hepimiz mutfağa girdik. Ve kahvaltı hazırlamaya başladık.
Cherry'den ;
Hemen duşa girdim ve 15 dakika sonra çıktım. Bileğim hala acıyordu. Saate baktım ve aşağı indim. Merdivenlerden baktım ve derin bir nefes alıp gülümseyerek aşağı indim.
Cherry: Günaydın!
Hepsi bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Sanırım bu kadar neşeli olmama şaşırdılar. Ne var be öküz tren görmüş gibi bakıyorsunuz.
Cherry: Ne oldu ya?
Jimin: H-hiç. Bu kadar neşeli olmana şaşı-
Rm oppa eliyle ağzını kapattı ve yani günaydın demek istedi o dedi. Gülüp koltuğa oturdum.
Jin: Gel hadi. Hazır her şey.
Cherry: Tamam oppa.
Gidip masaya oturdum ve Sugaya baktım. Hala gelmiyordu. Görende annesinden pamuk şeker istemişte almamış sanar.
Jin: Suga hadi herkes bekliyor.
Jimin: Aynen ya hadi. Jin oppadan daha açım çabuk gel.
Böyle böyle bütün üyeler bir şey dedi ama gelmedi. En sonunda ben sesli bir şekilde öksürerek masadan kalktım. Bana baktılar.
Cherry: Birde ben deneyeyim.
V: Emin misin? Suga oppayı ikna etmek çok kolay değil. Haberin olsun.
Cherry: Merak etmeyin siz. Ben öküzlere laf anlatmış insanım. Yaparım.
Jin: Öküzlere? Hayvanlarla mı konuşuyorsun?
Cherry: Erkek arkadaşlarıma yani.
Hepsi bana bakıp gülümsedi. Bende gülümseyip Sugaya yaklaştım. Arkasını dönüp bana baktı ve geri önüne döndü.
Cherry: Hadi gel. Sana sesleniyorlar. Ve burada aç 7 insan var.
Suga: İstemiyorum.
Cherry: Hadi lütfen.
Kalksa ölür sanki.
Cherry: Hadi ya bu kadar insanı bekletme.
Kalkmadı. Bu sefer kolundan tutup ben kaldırdım ve yanıma oturttum. Hepsi bana şaşkınca bakıyordu.
Cherry: İşte böyle kaldırırlar.
Kahvaltı ettik ve odama çıktım. Sonra kapı çalındı. Gir dedim ve içeri Suga girdi.
Suga: Şey konuşabilir miyiz? Müsaitsen.
Cherry: Evet gel oppa.
Suga yanıma oturdu ve konuşmaya başladı.
Suga: Şey ben senden gerçekten çok özür dilerim. Bir anlık sinirle oldu. Öyle yapmak istemedim.
Cherry: Sorun değil ya buna mı moralimizi bozacağız? Boşver takma. Bu konuyuda takma. Ve şimdi çık çünkü üstümü değiştireceğim. Tamam mı?
Suga: Tamam Cherry.
Dedi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım ve akşamda biraz oyun oynadık. Sonra ise yattık...
( Yazmaya üşendiğim için kısa kestim. İyi gecelerr.)