Bölüm 17

11.2K 673 82
                                    

Medya; Ebrar'ın giydikleri.

Sabah ezanının sesiyle açılan bilincim bana dün olanları hatırlattı.

Utanmıştım , nasıl geldiğini yanımda olduğunu anlayamamıştım biraz da anın verdiğiyle kendimi kollarına teslim etmiştim.

İçim huzurluydu aslında ama ben fazla göz yaşı dökmezdim başkalarının yanında ve bu kendimi ailede açtığım ikinci kişi oluyordu.

Gözlerimi açıp bir süre tavana baktım yanıma baktığımda şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereydim.

Elimi başıma götürdüğümde şalımın yerinde olduğunu fark ederek rahatladım.

Sırtını yatak başlığına dayamış bacakları yatağın üstünden sarkıyordu kollarını birbirine bağlayarak yüzündeki sarsılmaz ifadesiyle uyuyordu.

Bir süre baktım yüzüne o iyi biriydi ilk günden beri bana iyi davranmış ve beni tanımak istediğini söylemişti.

Yataktan kalkıp kıyafetlerimi düzelttim yorganı omzuna kadar çıkarıp üstünü örttüm.

Biraz da yatakta kaymasını sağlamıştım.

Tişört giydiği için oda sıcak olsa da kolları buz kesmişti.

Abdest almadan önce odadan yavaşça çıkıp karşıdaki odaya baktım Batı uyuyordu hâlâ derin bir nefes alıp gece lambasını söndürdüm.

Dün gelir gelmez kucağımda uyuya kalmış ve o sırada da kabus görmüştü.

Kabusları gün geçtikçe azalıyor gibiydi.

Onun iyileşmesi için elimden gelen her şeyi yapacaktım.

Odama geri dönüp banyoya girip abdest aldım daha sonra namaz için olan kıyafetimi üzerime geçirip seccademi sererek sabah namazını kıldım.

Tesbihat ve duayla sonlandırdıktan sonra seccadeyi katlayıp yerine koydum ve namaz için olan kıyafetimi çıkarıp şalımı düzelttim.

Uzun zamandır çalışmadığım derslerim gelince aklıma masaya yönelip test kitaplarından birini çıkardım ve çözmeye başladım.

...

Saate baktığımda 08:56 olduğunu görmemle önümdeki matematik testini kapatıp arkama yaslandım ve geriye doğru esnedim.

Başımı yatağa çevirdiğimde bir çift gözle karşılaştığım için afallasam da utanarak bakışlarımı kaçırdım.

Ciddi bir ifadeyle beni izlemeye devam ederken neden bu kadar ciddi olduğunu merak etmiştim.

"Örtünü hiç çıkarmıyor musun?" Diye sorunca masadaki bakışlarım onu buldu ve gözlerimi kırpıştırdım.

Sandalyeyi geri itip kalktığımda bana bakıyordu hâlâ.

"Buna alışkınım" dedim tek düze bir sesle dolaba yönelip uzun bir hırka çıkardım ve üstüme geçirdim.

"Neden?" Diye sorduğunda sandalyeye geri oturup ona döndüm.

"Öyle gerekti" gözlerimi kaçırıp konuştuğumda yorganı üzerinden çekip derin bir nefes alarak ayağa kalktı.

"Şimdilik üstelemiyorum küçüğüm ama elbet bir gün öğrenirim ben" dedi esneyerek dudaklarımı birbirine bastırınca yanıma gelip dibimde diz çöktü.

"Seninle konuşmam gereken bazı şeyler var bugün işin yoksa kahvaltıdan sonra çıkalım mı?" Diye sorduğunda bir süre düşünür gibi gözlerimi kıstım.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin