Bölüm 9

17.1K 977 58
                                    

Kucağımdaki uyuyan meleği de alıp Can abinin ofisine geçtik onu deri koltuklara yatırıp üzerimdeki hırkayı üzerine örttüm.

Can abiye ona dikkat etmesini rica edip lavoboya gitmek için çıktım ordan ve lavoboya gittim.

Bir süre ellerimi beyaz mermere dayayıp aynada yüzüme baktım.

Şişmiş gözlerim, hafif kızarık burnum ve bembeyaz yüzümle kötü olmasa da sevmediğim bir görüntüydü.

Yutkunup gözlerimi aynadan çektim ellerimi de soğuk mermerden çekip musluğu açtım, elimi yüzümü yıkayıp kağıt havluyla duruladım.

Eşarbımın kenarları hafiften ıslandığı için rahatsız olsam da yapacak bir şey yoktu.

Lavobodan çıkıp yavaş ve düşünceli bir şekilde yürümeye başladım.

Biraz ilerledikten sonra Can abinin ofisi girdi görüş alanıma bir adım daha atmıştım ki arkamdan gelen sesle şaşkınlık ve sinirle oraya döndüm.

"Neden yaptın bunu bana" diye acıklı bir sesle bana hitaben konuşan adama döndüm.

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken birkaç görevlinin çatık kaşlarıyla buraya döndüğünü fark ettim.

"Ne saçmalıyorsun sen" dedim dişlerimin arasından konuşarak, bir de iftira mı atıyordu bana pislik herif.

"Bana neden iftira attın diyorum derdin ne? Benden ne istiyorsun" dedi ve demesiyle gözleri dolmuştu şok içinde açılan gözlerimle tamamen ona döndüm.

Her iki kolunda da polisler vardı elleri kelepçeliydi. Seyrek ve ara ara beyazlamış saçları koyu teni ve garip yüz hatlarıyla masum gibi duruyordu hele gözleri dolu dolu ve titreyen sesiyle masum olduğuna herkesi inandırabilirdi.

Görünüş hiçbir şeydir, önemli olan kalıbın içindekidir. Bu adamın içi kararmış ve şeytanı bile şaşırtacak hileleri vardı.

Yüzümü buruşturdum bu iğrenç rol yeteneğine.

"Sakın böyle bir şeyi iddia dahi etme sen ve senin gibi şeytanlar ne de güzel rol yapmayı beceriyor masum değilsin sen bir katilsin, iğrenç ruhlu bir yaratıksın" dedim. Ona iğrenç bir şeymiş gibi bakarken ağlamaya başladı.

"Ben masumum birşey yapmadım yalan söyleme" dediğinde istemsizce tekrar buruştu yüzüm. Nasıl bir pisliktir bu, nasıl bunca yaptığı şeye rağmen bu kadar rahat yalan söyleyebiliyor.

"Rol kesmeyi bırak artık, iğrençliğini ağlayarak örtemezsin pisliğin tekisin senin ruhun kararmış" dedim dişlerimin arasından, masum masum etrafa bakıp ağlamaya devam etti.

Allah'ım şimdi delireceğim ya nasıl bu kadar rahat yalan söyleyebilir!?

"Bana iftira atmaktaki amacını bilmiyorum ama lütfen yapma" dediğinde sinirle güldüm etraftaki bakışlar beni hor görürcesine bana dönerken umursamamaya çalıştım.

"Kendi kulaklarımla duydum o çocuğa yaptığın iğrençlikleri çocuğun yüzüne vururken hiç bu kadar masum değildin ama" dediğimde gözündeki afallama bir saniye bile sürmeden eski haline geri döndü.

"Lütfen kes şunu bana iftira atma" dediğinde ellerimi yumruk yapıp dişlerimi sıkarak ona döndüm.

"Kanıtım var ve onu burda açabilirim" dediğimde yüzü şok içinde bana döndü. Sinirle soludum keşke seni ölesiye dövebilsem ama yapmayacaktım.

"Yalan söylüyorsun" dedi afallamış ifadesini silmeye çalışarak yüzü gerilmiş bakışları tedirginleşmişti.

"Ne oldu? Kanıtı gelir gelmez polislere verdim. Şuan nereye gittiğin hakkında hiç bir bilgim yok doğrusu serbest kalmadığın sürece de umrumda değil" dedim. Yüzü korkudan gerilirken ağlama isteğimi bastırdım.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin