1

1.4K 84 7
                                    


-buz nesi?-

"Seninle olan zamanımızı iyi geçiremediğimizi biliyorum. Özür dilerim canım."

"Sorun değil."

"Bana hala kızgınsın."

"Değilim."

"Yakında öleceğim diye mi böyle konuşuyorsun?"

"Anne..."

Nihayet, yere diktiği gözlerini koltukta seruma bağlı yatan annesine çevirdi. Zayıflamış yüzüne bakarak yutkundu ve konuşmadan önce her kelimesini seçmeye özen gösterdi.

"Böyle konuşma."

"Doğruları konuşmayı sevdiğini sanıyordum? İşine gelmeyince hep kaçıyorsun değil mi?"

Annesinin onunla eğlenir keyifli sesine ve gülümseyip televizyona dönen bakışlarıyla gözlerini yuvarladı. "Hadi, filmi aç. Neydi adı Buz nesi?" Birbirine bağladığı kollarını çözdü ve yaslandığı koltuk başlığından ayrıldı.

"Buz devri."

Kendini tutamadan aralarında olan bu şakaya gülümserken bir yandan da telefonundan televizyona bağlanmış filmi yansıtmıştı. Arkasını döndüğünde annesi oldukça geniş olan koltukta battaniyeyi kaldırmış ve yanını pat patlayarak ona yer açmıştı. Konverslerini çıkarıp kadının yanına oturdu ve bacaklarını kendine çekip ona sarılan kadının göğsüne doğru başını koydu.

"Şimdi böyle oturduk ya?"

"Evet."

"Çişim gelmiş olabilir, filmi durdur."

"Anne..."

»»---->

Pipet koleksiyonunu da sırt çantasının bir köşesine sıkıştırıp çekmecelere geri eğilip karıştırmaya devam etti. Buraya bir daha geri dönmek ister miydi emin değildi, bu yüzden geride hiçbir şey kalmasın istiyordu. Evi sabahtan beri talan edip, annesi burada olsaydı kriz geçirmesini sağlamasının sebebi de buydu.

Çekmecede hiçbir şey bulamamış karmakarışık dağınıklıktan saçlarını çekerek başını kaldırmıştı. Buralarda temizlik yapma gibi bir zorunluluğu olmadığında kendi kendine gülümsemiş ve çantasının fermuarını kapatıp sırtlamıştı.

Gitmeden önce ayakkabılarını giyip odasından çıktı ve kapıyı yavaşça kaparken gözü koridorun sonundaki odaya ilişti.

Umuyordu ki gerçekten alabileceği her şeyi almıştı. Bu eve geri dönmek ister miydi emin değildi.

Kapıya bakmayı kesip aşağı inmek için harekete geçtiğinde merdivenlerden hızlı hızlı inmiş yaklaşık elli yedi dakikadır kapının önünde onu bekleyen arabaya perdenin ardından bir bakış atmıştı.
Şoför her kimse daha fazla ona küfretmesine izin vermeden evden çıktı ve ayakkabılarının fermuarını çekerek bahçeden geçti.

Arabanın önüne yaslanmış gözlerini kısarak etrafı gözleyen yapılı adam onu fark ettiğinde beklentisinin aksine hafif bir mutlulukla kıza yaklaşmıştı.

"Merhaba Bayan Stark. Valizinizi ben alırım."

Bayan Stark.

Başına bir de bu çıkmıştı değil mi? Her şeyin aksine onu heyecanlandıran ellerinin terlemesine yol açan buydu.

Adama bir şey demeden yutkunarak bakarken annesini şimdiden özlüyordu, Kaitlyn Stein'i çok özlüyordu. Şimdiden tek başına kaldığını iliklerine kadar hissediyordu.

peace  || 𝙎𝙏𝘼𝙍𝙆'𝙎 𝘿𝘼𝙐𝙂𝙃𝙏𝙀𝙍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin