Efnan verilen sözün aralarında sessiz bir anlaşma olduğunu düşünüyordu. Çünkü abisine zarar verdiği bir durumda onun yanında kalmaz ve ona yardım etmezdi. Bu süre zarfında tek planı Karan'a istediğini vererek onun yanından en kısa zamanda ayrılmaktı.
Aralarındaki sessiz anlaşmanın üzerinden yaklaşık iki saat geçmişti bu zamanda Karan her zamanki gibi çalışmış, Efnan ise evin en sevdiği köşesi olan büyük camın önündeki koltukta oturmuş kitap okuyordu.
Karnından gelen sesle acıktığının farkına yeni varmış olacak ki, kitabı yanındaki sehpaya koyarak ayaklandı. Salondan çıkarken "Nereye?" sorusuyla adımlarını durdurdu.
"İznin olursa yemek yiyeceğim."
Karan kendisine iğneliyici bir şekilde cevap veren kıza kafasını yavaşça çevirdi, gözlerine sert bir şekilde baktıktan sonra işine geri döndü. Efnan bu bakışla cevabını çoktan almıştı ama devam etti.
"Sen acıkmadın mı?"
Karan kafasını kaldırmadan "Bana yemek mi hazırlayacaksın?"
"Harika şeyler bekleme"
"Birazdan gelirim yanına"
Efnan bu adama her geçen gün daha fazla gıcık oluyordu.
"Direk acıktım diyebilirdin"
Karan bu sefer kafasını dosyalardan kaldırıp Efna'nın yüzüne bakarak "Acıktım" dedi. Efnan bu sinir bozucu hareket karşılığında samimiyetsiz bir gülüş atarak mutfağa geçti.
Dolapları tek tek açarak nelerin olduğuna baktı, harika yemekler yapamasa da karınlarını doyurabilirdi. Alt dolapta bulduğu makarnalardan bir paket çıkararak yapmaya başladı. Yaklaşık on dakika sonra Karan mutfağa gelip kızın neler yaptığına baktı.
"Şaşırtmadın beni"
Ezra ne demek istediğini anlamayarak "Efendim?" diye sordu.
"Makarna... makarna yaparak beni şaşırtmadın."
"Ne bekliyordun, kuzu mu çevirseydim"
"O kadarına gerek yok"
"He yapıcağımı düşündün yani"
Karan bu cümlenin ardından baştan aşağı kızı süzerek "hayal ettim" dedi.
Neydi şimdi bu? Neden yakın davranıyordu ki?
Bu davranışlarını anlamadığı için bir an ağzından "Yapma" diye çıktı.
Karan böyle bir şey beklemiyor olacak ki yüzünü ciddi bir hale sokarak "Ne yapmayayım?"
"Benle dalga geçme"
Adam bu sefer gözlerini kısarak kıza bir adım yaklaştı. "Neden?"
"Ben senin arkadaşın değilim." Kız konuşurken onu köşeye sıkıştırmak istermiş gibi daha çok yaklaşıyordu.
"Arkadaşımsın demedim" sesi kısık ve ürperticiydi.
"Neden bu şekilde davranıyorsun o zaman"
Artık köşeye sıkışmıştı, kızın üstüne eğilerek ellerini mutfak setine yasladı artık avı kafesin içine girmişti.
"Nasıl davranıyorum?"
"Yakın"
Karan önce hafifçe güldü "Yakın" diyerek kızı tekrarladı, düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra aralarındaki mesafeyi kastederek "Şuan yakınız çünkü" diyerek dalga geçti.
Kız bu yakınlık ve sözleriyle daha çok sinirlenerek ellerini adamın göğsüne koyarak itti, tabi bu bir işe yaramamıştı.
"Ne demek istediğimi anladın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLTİCA
ChickLitArabadan indiğimde hafif yağmur sebebiyle şapkamı kafama örterek onu takip ettim. Yağmurdan hoşlanmadığını biliyordum ve sanki ıslanmak ister gibi ahşap evin önündeki verandanın altına girmeden iki adım gerisinde durdu... Uzun uzun eve baktıktan son...