aksam yemegi

36 6 4
                                    


"Minho! Jisung!"

"efendim bogum?"

"aksam yemegine gitmek ister misiniz?"

"olur, istermisin hayatım?"

"olur farketmez"
diye yanıtladım.

"peki ozaman ben sizi saat 18:00 de almaya gelecegim"

"tamamdır"

jisung'un koluna girdim ve eve gittik beraber.
eve gittigimizde jisung ile uyuya kalmısız. Saat 17:20 gece uyandıgımda gec kaldıgımızı fark ettim.

"bebeğim uyan gec kalacagız"

"ha"

"yemege diyorum"

"ah dogru unutmusum"

jisung dudagıma bir opucuk kondurdu ve ustumuzu secti. İkimizde birer takım elbise giydik.

cunku bogum bize guzel giyinmemizi söylemisti.

"cıkalım mı bebegim"

"bir saniye askm"

saatimi takıp Jisung'un yanına gittim.
Bogum coktan kapımızın oraya gelmisti.

"tam 14 salise gec kaldınız"

"abartma bogum"

ikimizde arabaya bindik.

bir kac saat sonra bir evin oraya gelmistik.

"neresi burası bogum?"

"aksam yemegini yiyecegimiz yer"

arabadan inince Minhonun elini sıkıca tuttum ve iceri girdik.

"bebegim o kadar sıkı tutmana gerek yok"

"acıttımı ozur dilerim"

diyerek eline opucuk kondurdum.

*oksuruk*

bogumun oksurmesi ile ırkıldım.

"ne oldu bogum?"

"romantiligi bırakın da bakın kiminle goruseceksiniz"

"kiminle?"

"minhonun babası ve senin kayın baban!"

kapıdan 1 tane yaslı adam cıkmıstı. Elinde bastonu vardı. Yerler kaygan oldugu icin adam tam yere duserken elini tuttum.

"iyimisiniz?"

"demek o jisung sensin. Ogluma iyi bakan"

"efendim?"

"ben minho'nun babası"

"ah memnun oldum efendim"

egildim.

"umarım daha sık gorusuruz."

"ah umarım"

minhonun elini hic bırakmadım.




"ee kucuk adam, oglumun elini ne zaman bırakmayı dusunuyorsun"

"onun elini bırakınca yanımda yokmus gibi hissediyorum. Bu yuzden bırakmıyorum"

"o kadar cok mu seviyorsun oglumu?"

"evet"

diyerek kafamı Minhoya cevirdim.

minhoda sırıttı.

"baba boyle cocuksu sorular neden soruyorsun?"

"senin icin en iyisi mi diye bakıyorum"

"onun icin en iyisi olmaya bilirm belki ama-"

"hayır o benim icin en iyisi sadece kendisini eziyor suan"

kafamı minhoya cevirdim.

'ciddi misin bebegim' bakısı attım.

"e benim lavoboya gitmem gerekiyor birazdan donerim."

lavaboya gittigimde butun tuttugum nefesimi bıraktım. Nefes nefese kalmıstım. Fazla heycanlıydım.




"biz kalkalım ozaman"

dedim ve minhonun elini tutup ayaga kalktım"

"bir daha bekleriz"

"bizde efendim"

dedim ve egildim.

Sorry ,mom ||Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin