/5/

547 51 128
                                    

Selamün Aleyküm 💜

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah?

Günler yoğun geçiyor bölüm atmaya fırsatım olamadı. Kusura bakmayın. Herkes evde kalmış gibi bir anda evleniyor ne bu bedava mı dağıtıyorlar? Gerçi hala da tatildeyim ama attım gitti fldmdöfmf

Keyifli okumalar 💜

Günler birbirini kovalarken zaman öyle bir geçiyordu ki Trabzondan geleli iki hafta olmuştu. Düzceye döndükten sonra yoğun bir çalışma temposuna girmiştim. Kızlarla en son memlekete gitmeden önce buluşmuştuk. Üç haftayı aştığı için birbirimizi fazlasıyla özlediğimiz için bu akşam buluşma planı yapmıştık.

Mesai bitimine bir saat varken iş yerinden çıktım. Benim pek fazla işim kalmamıştı. Kızlarla çay kahve içip muhabbet ediyorduk. Arabaya binip yola koyuldum. Aklıma Trabzon'da ki kına gecesi geldi. Her aklıma gelişinde hem gülüyordum hem de hala şaşırıyordum. Kadın resmen gözleriyle yiyip bitirmiş bununla kalmamış yüzüme karşı söylemişti. Kınanı da yaparız gibisinden.

O anın şaşkınlığı ile pek bir şey diyememiştim. Teyzede zaten yanımızdan ayrılmıştı. Bunu bizimkilere söylememiştim. Sanırım bu akşam kızlara anlatsam iyi olurdu. Böyle teyzelerden korkulurdu. Ilgazı alacağım yere yaklaşınca telefonumdan onu aradım.

Çok geçmeden telefonu açmıştı. "Ben geldim neredesin?"

"İki dakikaya geliyorum."

Tamam diyerek telefonu kapattım. Arabayı sağ çekip Ilgazı beklemeye başladım. Elimle direksiyonda ritim tutarken karşıdan koşturarak gelen Ilgaz'la güldüm. Rüzgar estiği için saçlarını düzelterek koşturuyordu. Durup etrafına bakındı arabayı arıyordu, kornaya basıp bu tarafa dönmesini bekledim. Arabayı fark edince bu tarafa yürümeye başladı.

"Selamın hello baby."

"Aleykümselam Pakize"

Kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırıp ana yola çıktım. "E ne var ne yok?"

"Aynı iş güç ne yapalım. Sen ne yapıyorsun?"

"Bende de aynı iş ev yaşayıp duruyoruz."

Ilgaz benimle aynı yaştaydı. Kendisi hemşireydi. Devlet hastanesinde görev yapıyordu.

"Nereye gidiyoruz?" Ilgaz'ın sorusuyla ışıklardan sağa dönerken cevapladım.

"Valla hiçbir fikrim yok. Akeli alalım da sonra nereye gideceğimizi kararlaştırırız."

Akel'in çalıştığı okul oturduğu mevkideydi. Bir ortaokulda görev yapıyordu. Geçenlerde sınav kağıtlarını bu yüzden rahat okuyabilmiştim. Lise olsaydı okuyamazdım sanırım. Ortaokul matematik bir nevi kurtarıyordu da lisede ki matematiği pek fazla hatırlamıyordum. Ne kadar cevap kağıdından baksam da liseydi bu öğrenciler tek tük işlemle bile puan alabiliyordu. Öğretmenin anlayabileceği şeydi yani.

Ilgazla muhabbet ederek okula gelmiştik. Geçen akşam arka arkaya kaza olmuş ve gelen yaralılardan bahsediyordu. Bazen katta hemşirelik yapıyor, çoğu zaman acilde oluyordu. Heyecanlı bir şekilde hastayla nasıl ilgilendiğini, acildeki doktorun nasıl ustalıkla bir şeyler yaptığından bahsetti. Hayran olmuş, doktor olsaymış o bayan doktor gibi olurmuştu falan filan.

Zilin çalmasına on dakika vardı. Hava biraz serin olsa da güneş gökyüzünden hafiften sıcaklık veriyordu. Arabada on dakika bunalacağımı bildiğim için kemerimi çözüp Ilgaza döndüm. Okulu izliyordu.

"Ben biraz hava alacağım. Geliyor musun?"

"Olur."

Beraber arabadan inip okulun önüne doğru yürümeye başladık. Beden dersi olanlar dışarıda voleybol, futbol ve basketbol oynuyordu. Bazıları da kenarda ki banklarda oturmuş muhabbet ediyordu. Ortaokul zamanında bizde genelde bankta oturup bin defa konuştuğumuz konuları tekrar konuşurduk. Daha serbest ve eğlenceli gelirdi.

DildâdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin