/8/

508 44 112
                                    

Selamün Aleyküm..

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah?

Öncelikle çok geçmiş olsun. Düzce depremi çoğu çevre ilde duyuldu. Aranızda buralardan okuyucum varsa umarım iyidir. Fiziken bir etki olmasa da psikolojik etkisi büyüktü. Hala atlatabilmiş değilim, değiliz. Çok şükür ki can kaybımız yok. Yaralılarımıza Şafi ismiyle şifa diliyorum. Vefat eden vatandaşımıza da Allah'tan rahmet diliyorum. Bu durumlarda ne kadar sakin kalabilirsek o kadar iyi ama maalesef ki o an ki korkuyla nasıl davranacağımızı unutuyoruz.

12 Kasım'da yaptığımız tatbikat'ı hayatımıza dahil edebilirsek çok şanslı olacağımızı düşünüyorum. İnşallah böyle durumlarda sakin ve soğukkanlı kalabiliriz. (Ne kadar olursa tabi)Gelmiş geçmiş olsun diyorum. Rabbim beterinden korusun.

/Bölümü yazarken deprem zamanına denk geldi. Sizler bunu kimbilir hangi tarihte okuyacaksınız :)/

Dildade 2,35K!!! Ne kadar teşekkür etsem az, iyi ki varsınız. Büyüyoruz.🥳💜

Medya: Dilda&Zahir temsili

_Keyifli okumalar_

"Cennete düştüm galiba amanin"

Beren'in çığırmasıyla bakışlarımı elimdeki dosyadan kaldırdım. Ters ters suratına baktım.

"Yok Allah'ım biz akıllıya millet deliye hasret cidden."

Beren uğraştığı işe ara verip bana döndü.

"Ya hadi akıllıya hasret kalmayı anlarım da millet neden deliye hasret olsun ki?"

Beren'e 'sen saf mısın' der gibi baktım. Bu dedikleriyle düşüncelerimi tasvip etmiştim. Dönüp dosyada ki işaretlemem gereken yerleri işaretlemeye devam ettim.

"Beren aşk yaşamaya devam edebilirsin."

Bürümcük Şal modellerinin olduğu kutunun yanına çömelmiş, şallarla aşk yaşıyordu. Kendini cennete düşmüş gibi hissetmesinin sebebiydi şüphesiz şallarım!

"Tamam patron."

Gülerek başımı iki yana salladım. Bu sırada siren sesleriyle bakışlarım kapıyı buldu. Yüzümdeki gülümseme silinmiş, yerini endişe almıştı. Olaysız bir gün yaşamak neredeyse imkansızdı Düzce'de.

Dosya ve kalemi yan tarafımda ki masaya bıraktım. Topuklu olmayan ama topukluymuş gibi ses çıkartan bej rengi botlarımın dükkan'da çıkardığı sesle kapıya ilerledim. Arkamdan Beren'in adım sesleri geliyordu.

"Hayırdır inşallah?"

Kapının önünde yunus polislerini görmemle derin bir nefes verdim. Korkmuştum!

"Ay olay mı vaar?!"

Beren'in omzuma değen başıyla yandan bir bakış attım. Amma meraklıydı!

"Hee olay var Beren, çekirdek getir de izleyelim. Te Allah'ım!"

"Dur şimdi gidemem. Varsa istesene çalışanlardan?"

"Of ya off nereden çattım sana? Allah evdekilere sabır versin cidden."

Dediklerime alınmadan ellerini göğsünde birleştirdi. Gelen yunus polislerini izliyordu. Daha doğrusu motora aşıktı hanımefendi. İzlediği şey oydu aslında. Bu arada dediklerime alınmaması normaldi. Çünkü biz bu şekilde sürekli birbirimize laf dalaşı yapardık.

Gelen polislerin arkası bize dönük ve kask olduğu için tam yüzlerini görememiştik. Kasklarını çıkartıp motorun üstüne koyarak yanımıza gelmeye başladılar. Biri kız biri erkekti.

DildâdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin