3.3

78 11 55
                                    

Beyaz koridorlar, asık suratlar, ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlar, 'Girilmez' yazısı, ortamın sessizliğiyle çınlayan birer melodi gibiydi. Soluk soluğa onlara attığım bakış sanki bu melodiyi bozuyordu. Varlığımdan şüphe etmemi, 'benim suçum' dememi sağlıyordu.

"Neler oluyor? " Yol boyu abimin ne söylediğini, ne bildiğini, ne anlatmaya çalıştığını dinlememiş, şuan sessiz koridorda bu sorum kulaklarıma geri dönüyordu.

Gerçekten neler oluyordu? Bugün lanetli bir gün falan mıydı? O kafadan çatlak çocuktan sonra bizim kaplanımızın yaralanması ne kadar da absürt bir tesadüf.

"Biri nasıl olduğunu açıklayacak mı? " Sakin bir şekilde, birbirlerine bakan Yiğit ve Emre'ye doğru konuştum. Birazdan çıldırmama az kalmıştı.

"Biz de tam bilmiyoruz. " Histerik bir şekilde güldüm. Onlar da bilmiyorsa kim bilecekti ne olduğunu!? Dalga mı geçiyorlar!?

Köşede saçlarına ak düşmüş, daha önce gördüğüm Nida'nın kuzeniyle yan yana duran adama doğru yürüdüm. Kızı,Nida'ya ilk başta benzetsem de şuan hiç benzemiyorlardı. Nida'm daha güzeldi.

"Siz bir şey biliyor musunuz? " Son sakinliğimi de kullanarak kısık bir şekilde onlara sorumu yönelttim. Kız adama, adam yere bakıyordu. Evet... Kesinlikle bir şey biliyorlardı. Ve az daha bir şey söylemezlerse üzerlerine atlayacaktım.

"Olaylar biraz karışık kızım. Bilmeseniz daha iyi. " Sinirle güldüm. Bilmesek daha mı iyi!?

"Efendim... Bir şeyi bilip bilmeyeceğime ben karar vermek istiyorum. Ve şuanda bunu bilmek istiyorum. " Adamın gözlerinden bir saniye bile gözlerimi ayırmadan dik dik ona bakmaya devam ettim. Söylemezse evcil köpek Akın'ı üzerlerine salacaktım.

"Kafes dövüşü. " Arkamdan Akın'ın sesini duyunca ne demek istediğini anlamayarak ona baktım.

"Nida kafes dövüşü yaparak bir şeyler kazanıyor. " Kaşımı çattım. Kafes dövüşü mü? Bir şeyler mı kazanıyor?

"Ne demek bir şeyler? Ne tür şeyler? " Tane tane Akın'a doğru konuştum. Nida'nın kafes dövüşü yaptığını Akın nereden bildiğini de merak etsem de Nida'nın amacını daha çok merak ediyordum. Ne tür bir şey onu yoğun bakıma sokacak kadar değerli olabilirdi?

"Şöyle ki... Şöhret, güç ve para kazanıyorlar normalde. " Ama? Akın'ın yavaş yavaş konuşmasıyla tahammül seviyem daha çok düşüyordu. 'Ama Nida normal değildi. ' Evet ama o zaman nedeni neydi? Neden Acun Ilıcalı gibi uzatıp duruyordu?

"Nida bilgi için dövüşüyordu. " Bilgi mi?

"Nida o bilgiyi nasıl buldun?" Ani sorumla Nida biraz duraksadı, ondan sonra da geçiştirdi.

"Bulduğun yerden kızların en son görüştüğü kişiler ve gittikleri yeri falan bulamaz mısın? Yada herhangi bir şey? " Nida biraz memnuniyetsiz bir yüz ifadesine büründü.

"Bulurum sanırım. " Nerden bulduğunu sorgulamayacaktım. O, buna izin vermek istemiyorsa ısrar bir işe yaramazdı.

Kafede konuştuğumuz zaman aklıma gelince yutkundum. Bilgi demek bu muydu? O bilgiyi de dövüşerek mi almıştı? Ve ben ondan tekrar dövüşmesini mi istemiştim?

Kahkaha atmaya başladım. Nasıl da iğrenç, bencil birine dönüşmüştüm ben böyle. Etrafımdaki herkesi tehlikeye atıyordum resmen. Gerçekten o çocuğun dediği doğruydu. Ucubenin tekiydim.

Yoğun bakım kapısı açıldığında gülmem durdu ve çıkan doktora baktım. Etrafa bir göz attıktan sonra Nida'nın ismini söyledi ve kim olduğunu hala bilmediğim adam doktorun yanına gitti. Hepimiz pür dikkat ne diyeceğini bekliyorduk. Kötü bir şey olmamıştır değil mi?

Mal Mısın? | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin