Sabah, Inwoo babasına Jihoon'nun önceki gece hastanede nasıl çılgınca partilediğinin düzgünce kırpılmış hikayesini sundu. Uyuşturucuya bulaştığından şüphelendiğini bu yüzden doktordan test yapılmasını istediğini iddia etti. Babası hikayeyi doğrulamak için birkaç arama yaparken Inwoo oturup bekledi. Tam anlamıyla zaman kaybıydı ama yaşlı adamın onun sözüne güvenmesi mucizevi bir olay olurdu zaten.
"Görünüşe göre biri hastane personellerinin sessiz kalmasını sağlamak için ödeme yapıyor," dedi babası ona dönerken. Sandalyesine oturdu, soğuk sert bakışları en ufak bir gerginliği yakalamaya hazırdı. Şaşırtıcıydı sahiden, bunun Inwoo üzerinde hala işe yarayacağını mı düşünüyordu.
"Bendim, Jihoon'un itibarını korumak içindi," dedi Inwoo.
"Benim adamlarıma bile hiçbir şey söylemeyeceklerine son derece ikna edilmişlerdi."
Inwoo bir şey söylemedi. Bu yorucu oyunu o kadar iyi biliyordu ki uykusunda bile oynayabilirdi.
"Olması gereken," dedi babası. "Eğer birine hükmedeceksen, bu yararına olmalı."
"Doktor test sonuçlarını doğrudan size gönderecek ," dedi Inwoo. "Başka kimsenin bilmesi gerekmiyor sonuçta." Ayrılmak üzereydi ama babası durması için elini kaldırdı.
"Bu Dongsik," dedi, "onu yoklamaya gerek olduğunu düşünüyor musun?"
"Emin değilim," dedi Inwoo. "Denetim ekibinin raporu—"
"Raporda ne söylendiğini biliyorum, senin fikrini duymak istedim." Babası parmaklarını hafifçe sandalyesinin kolluğuna vuruyordu. "Eğer senin için çalışan insanlardan biriyse elbette onu koruyacaksın. Onu terfi ettirdiğini duydum."
"Önceki terfisinin es geçilmesinin tek sebebi Jihoon'un adam kayırmasıydı," dedi Inwoo. Babasının cevaptan memnun kalmadığını görebiliyordu, ama o da sorudan memnun değildi, yani adil oynuyordu. "Kendini işe adamış biri ve ekibine sadık. Onu terfi ettirdim çünkü çalışanlarının moralini yükseltmeye yardımcı olmak için o anki durumlar öyle gerektirdi."
Parmaklarının vuruşu durdu.
"Bunun doğru olup olmadığı göreceğiz."
***
Inwoo alnını direksiyona dayayarak arabasında oturuyordu. Babasıyla görüşmek onu berbat bir ruh haline sokmuştu, tam da beklediği gibi geçmesine rağmen. Dongsik bahsinin açılmasına da hazırlıklıydı. Sebebi, kendi sorunlarını çözmesi gerektiği iddiasına rağmen Jihoon'un üzerine düşmesi veya Inwoo'ya daha çok baskı yapması olsun, her türlü babasından beklediği davranış biçimiydi. Ama sinirinin bozulmasına mani olmamıştı. Jihoon bir süre resmin dışında olacaktı sonuçta. Babası bir kere olsun Inwoo'nun zamanını ve enerjisini anlamsızca harcamak yerine geri basabilirdi.
Yolcu koltuğunun camına biri tıklattı, Inwoo doğrulurken Dongsik kapıyı açıp içeri bakmak için eğildi.
"Beni görmeye mi geldin?" diye sordu Dongsik. "Galiba bir süredir buradasın."
Inwoo ellerini direksiyonun üzerinde dinlendirerek kendi camından dışarıya baktı. Neden Dongsik'in evine kadar onca yolu gelmişti emin değildi. Sadece arayabilirdi.
Dongsik arabaya binip kapıyı kapattı.
"Sorun ne?" diye sordu.
"Hiçbir şey. Her şey plana uygun gidiyor."
"O zaman neden aşırı streslisin?"
"Değilim."
Inwoo derin bir nefes aldı ve arkasına yaslandı, kelimelerin ikna edici olması için fazla sert çıktığını biliyordu. Buraya soğukkanlılığını kaybetmek için gelmemişti. Amacı Dongsik'i son olanlar hakkında bilgilendirmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seo Inwoo'nun Alternatif Günlüğü
RomantizmSeo Inwoo'nun cinayet planlarının her seferinde bir aptal tarafından mahvedildiği alternatif senaryo. Tesadüf mü?... yoksa kader mi? Psychopath Diary kurgusu. Hikaye bana ait değildir. AO3'de RedDiary yazarının hikayesi "The Alternate Diary of Seo I...