Hellööööööö
Nasılsınız? Bu bölümden ne bekliyorsunuz? Peki geçen bölüm size göre nasıldı? Buraya kadar geldiğin için teşekkürler. Much.
İyi okumalaaaaaar...KİMSİN?
Ben kalbimle hareket etmezdim. Aklımla hareket ederdim. Sadece bir kere kalbimle hareket etmiştim ve sonuçlarınada katlanmıştım. Hayatım tam yoluna girdi derken tekrar darma duman olmuştu. Sonra filizlenmeye başlayan bir ağaç. Kalbimi gerçek anlamda sadece o ısıtıyordu. Beni o sakinleştiriyordu. Beni o mutlu ediyordu. O güldürüyordu. Herşeyi o yapıyordu aslında. Melodi kalbime iyi gelen tek kişiydi.
Saatlerce onunla sohbet etmiş, oyunlar oynamıştım. İlk başta yanına gelmiyorum diye küsmüştü ama onun gönlünü almak kolay olmuştu. Kedisi Minnoş'ta oyunumuza dahil olmuştu. Bu gün onunla kalmayı düşünüyordum. Her zaman yaptığım gibi ölen çocukluğumu yavrumun kollarında diriltmeye çalışıyordum.
Geceye kadar uyumadık. Artık uyuma vakti gelmişti. Birlikte yatağa geçtik. Gözleri hâlâ fıldır fıldırdı. Bu beni güldürürken o da kıkırdadı.
"Anne. Bana masal anlatır mısın?"dedi cilveyle. Ama bir sorun vardı. Sen masal bilmezsin Ay.
"Ben masal bilmem ki?"dedim fısıldayarak. Ona hayran gözlerle bakıyordum.
"Neden?" dedi üzüntüyle. "Küçükken sana kimse anlatmadı mı?" Gözlerimi ondan ayırıp duvarla birleştirdim.
"Hayır anlatmadı."dedim fısıldayarak. Sesimi neden kontrol edemedim bilmiyorum ama boğuk çıkmıştı.
"Üzülme ben sana anlatırım. Senin anlatmanı istemiştim ama ben anlatayım." dedi masum bir şekilde. Sesi cıvıl cıvıldı. Ona anlat der gibi baktım.
" Bir varmış bir yokmuş. Uzun diyarlarda yaşayan bir prenses varmış. Bu prenses bir gün kaçırılmış. Hemde cadı tarafından. Ama prenses bu cadıyı annesi olarak biliyormuş. Bir gün bir adam uzun diyarlardan geçerken prensesin şarkı söylediğini duymuş. Sesi çok güzelmiş. Her gün o saatte gelir prensesin şarkılarını dinlermiş. Bir gün prenses çok hastalanmış. Sesi kısılmış, yataklara düşmüş. Adam sürekli geliyor ama prensesin sesini duyamadan geri gidiyormuş. En sonunda dayanamamış prensesle konuşma kararı almış." dedi yumşak ve huzur verici sesiyle. Artık gözlerim kapanıyordu. Her zaman ben onu uyuturdum. Şimdi de o beni uyutmuştu. Onun minik ellerinde uyumak uçurumdan daha huzurluydu. Beni yine bu gün yalnız bırakmadı.
Melodi altı buçuk yaşında. Simsiyah saçları, gece mavisi gözleri, beyaz teni ile çok güzel ve tatlı. Eee bide benim kızım oluşu ona ayrı bir güzellik katıyor. Sadece Ceren biliyor benim bir kızımın olduğunu. Her ihtimale karşı kimseye söylemiyordum. Ay olduğumu öğrenirlerse kızımı bana kullanabilirlerdi. O benim tek zafımdı ve düşmanlar en çok bunlardan vururdu. Onu kaybedemem. O benim geçmişimden gelen tek kişi.
🌙
"Ne var?"
"Kızım nerdesin sen ya? Sabahtan beri arıyorum açmıyorsun? Öldüm geri dirildim burda."dedi telefonun diğer ucundan.
"Ceren uzatma ne oldu?"
"Şirkete gelmen lazım." Sesi bir garip geliyordu ama çözemedim.
"Neden?"
"Gece burda seninle görüşmek istiyor."
Yinemi bu adama. Gerçekten başım çstluçıyordu ve o adamı görmek istemiyordum.
"Ne hakkında?"diye sorfçdum yinede.
"Kızım ne çok soru sordun be çık gel işte. Bana da söylemiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Özgürlüğü
Teen FictionBüyüdüğümü hissettiğim an Özgür'ün öldüğü andı. Kalbime mühürlenen kan, gözlerimden hiç akmayan yaş ve dik duruşum katil oluşumu doğrularken bunu hiç kimsenin farketmemesi beni daha fazla kana götürüyordu. "Seni öldürürüm." "Hımmm. Bunu kaç kez dile...